UNESCO Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan, “güneşin doğuşu ve batışının dünyada en güzel izlendiği yer” olarak nitelendirilen Nemrut Dağı’nı her gün yaklaşık 1000 kişi ziyaret ediyor.
Türkiye’nin 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilen üçüncü önemli yeri olan Nemrut Dağı, son bir ayda 30 bin ziyaretçi ağırladı. Bölgeye gelen misafirler, Nemrut Dağı’na ulaşmak için dik yamaçtan yaklaşık 40 dakika süren 800 metrelik zorlu yürüyüşle dağın zirvesine ulaşıyor.
Antik dünyanın en görkemli eserlerinin yer aldığı Kommagene Krallığı, Roma İmparatorluğu ile Pers Krallığı arasında M.Ö. 162-M.S. 72 yıllarında 234 yıl hüküm sürmüş tampon bir devletti. En parlak dönemini M.Ö. 69-36 yılları arsında Antiokhos I zamanında yaşamıştı. Bu ilginç kral, Nemrut Dağı zirvesinde kendisi için görkemli bir mezar anıt ve kutsal alan yaptırmıştı. Bu alanda soldan sağa doğru Apollon, Mithra, Helios, Hermes, Kommagene’nin bereket tanrıçası Tyche-Fortuna, baş tanrı Zeus, Oromasdes, Kral Antiokhos, Herakles, Ares heykellerini görüyoruz. Heykellerin iki yanında da krallığın sembolleri olarak kartal ve arslan heykelleri bulunuyor.
150 bin kişi ziyaret etti
Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler, Nemrut’ta bir yandan tarihi kalıntıları görme imkanı bulurken bir yandan da güneşin doğuşu ve batışı sırasındaki eşsiz manzaranın keyfini sürüyor. Bu yılki turizm sezonunda şimdiye kadar 150 bin yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Nemrut Dağı’nda VOA Türkçe ’ye konuşan turistler, zorlu yoldan zirveye ulaştıktan sonra gördükleri manzara karşısında büyülendiklerini ifade etti.
Nemrut Dağı’ndaki gün doğumu ve batımını izlemek için Gaziantep’ten geldiğini belirten Nuray Sarıkabadayı, “Dün akşam burada gün batışını izledik hayran kaldık, doğuşunu da görmek istediğimiz için 45 dakika buraya tırmanarak geldik. İyi ki gelmişiz, gerçekten muazzam bir manzara var burada. Herhalde dünyanın en güzel doğuşu ve batışıydı benim için. Birçok ülke gördüm, gerçekten burası muazzam’’ dedi.
“Manzaraya hayran kaldık’’
Nemrut Dağı’na ilk defa geldiğini ifade eden İmdat Sever, gördüğü manzaraya hayran kaldığını belirterek, “Buranın tarihi yapısı bizim için önemli, ancak daha çok manyetik alanı ve aurası bizi daha çok etkiledi. Yani burada daha önce bir hayatın olması, burada yaşanmış olayların olması bizim için daha çok cazip geliyor’’ diye konuştu.
Eşi ve çocukları ile İtalya’nın Siena şehrinden geldiğini belirten Daniela ise, Nemrut’u büyüleyici bulduğunu belirterek sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’yi 5 gündür geziyoruz. Mardin, Şanlıurfa gibi illeri de gezdik. Daha önce Nemrut’u sosyal medyadan ve internetten biliyorduk ama arkadaşlar da tavsiye edince görmek için geldik. Gerçekten buraya hayran kaldık. Beklediğimizden daha güzel manzara ile karşılaştık. Buradaki yerel halk da gerçekten çok sıcakkanlı, bizi çok güzel karşıladı. Son olarak şunu söylemek isterim ki, burası gerçekten büyüleyici bir yer.“
23 ülkeden 53 sanatçının eseriyle Kommagene Bianeli
“Hayali bir uygarlık” yaratma fikri ile yola çıkan ve bu yıl ilk kez düzenlenen Kommagene Bienali kapsamında Kahta sınırlarında bulunan bir adanın yanı sıra Nemrut Zirvesi, Kahta Kalesi, Cendere Köprüsü gibi mekanlarda sanatçıların, doğal malzemeler kullanarak yaptıkları eserler sergileniyor.
23 ülkeden Adıyaman’a gelerek kentin tarihi ve kültürel alanlarına eserler bırakan 53 sanatçının 15 gün çalışarak ortaya koydukları farkındalık amacı taşıyan eserler Kommagene Bineali çerçevesinde Adalar, Arsemia Ören Yeri, Karakuş Tümülüsü, Nemrut Dağı Milli Parkı, Cendere Köprüsü ve Kahta Kalesi’nin çeşitli yerlerinde sergileniyor. 53 sanatçının eserleri Nemrut Dağı ve Adıyaman’daki diğer tarihi alanları ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.