Ermenistan ile Azerbaycan arasında, 13 Eylül’de sınır bölgesinde yaşanan çatışmalarda en az 99 asker hayatını kaybetti.
Bakü ve Erivan, artan gerilimden birbirlerini sorumlu tutuyor.
Rusya, tarafların kendi arabuluculuğunda bir ateşkese vardıklarını belirtirken, Ermeni yetkililer ise çatışmaların azaldığını ancak tamamen bitmediğini söylüyor.
Peki son çatışmalara Ermenistan’da nasıl bakılıyor?
‘Böyle bir olayı bekliyorduk’
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, 13 Eylül sabahı erken saatlerde Azeri birliklerinin, “bölücü Ermeni grupların” sınırdaki Azerbaycan ordusu mevzilerine yakın bölgelere mayın kurma girişimini engellemesi nedeniyle çatışma çıktığını belirtti.
Ermenistan Savunma Bakanlığı ise Azerbaycan’ın; Vardenis, Sotk, Artaniş, Ishkhanasar, Goris ve Kapan bölgelerinde hem askeri hem de sivil altyapıyı hedefleyen yoğun saldırılar başlattığını açıkladı.
İki taraf da birbirini “provokasyonla” suçladı.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, çatışmalarda 49 Ermeni askerin hayatını kaybettiğini belirtirken Azerbaycan tarafından da 50 askerin hayatını kaybettiği açıklaması geldi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, 42 ordu mensubu ile Devlet Sınır Hizmetleri’ne bağlı sekiz askerin hayatını kaybettiğini duyurdu.
BBC Türkçe’ye konuşan Ermenistanlı uzmanlar, yaşananlardan dolayı ülke kamuoyunda Azerbaycan’a büyük bir tepki oluştuğunu ancak olayın beklenmedik olmadığını savunuyor.
Gazeteci, yorumcu Roobik Ghahraman Monasian sınırda bir süredir gerilim yaşandığına vurgu yapıyor:
“Dürüst olmak gerekiyorsa bunu bekliyordum. Yaklaşık on gündür haberleri izlerken gerilimin arttığını ve bunu düşürmek için hiçbir şey yapılmadığını görüyordum. Artan gerilimin böylesi bir patlamaya neden olması doğal.”
Siyasi analist Styopa Safaryan ise “Bunu kesinlikle bekliyordum. Azerbaycan Savunma Bakanı birkaç gün önce komutanlarına, Ermenilerin saldırılarına hazırlıklı olma çağrısı yaptı. Ermeni Savunma Bakanlığı ise bu tür iddiaları hep reddetti. Sonunda Azerbaycan, Ermenistan’ın uluslararası alanda tanınmış meşru sınırlarını ihlal etti” yorumunu yapıyor.
Çatışmanın, Ermenilerin sınırdaki faaliyetleri nedeniyle çıktığı iddialarına tepki gösteren Safaryan, “Azerbaycan bununla ilgili hiçbir kanıt sunmadı” diyor.
Koridor projesi iddiası
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 2020’de yaşanan ve 44 gün süren 2. Dağlık Karabağ Savaşı, Rusya’nın arabuluculuğundaki bir ateşkesle sonlanmıştı.
Ateşkesin en önemli sonuçlarından biri, Azerbaycan’ın, Dağlık Karabağ içinde ilerlediği alanlarda kontrolü sağlaması olmuştu.
Ermenistan’da muhalefet, Paşinyan hükümetini savaş sonunda Azerbaycan’a çok fazla taviz vermekle suçluyor.
BBC Türkçe’nin konuştuğu uzmanlar, Azerbaycan’ın Ermenistan’dan “daha fazla taviz koparmak için gerilimi tırmandırdığını” öne sürüyor.
Ghahraman Monasian, “Bu tür mikro-savaşlar (İlham) Aliyev yönetiminin Ermeni yetkilileri daha fazla taviz vermeye zorlamak için kullandığı araçlar. Nikol Paşinyan bugün (13 Eylül) Ermeni parlamentosunda bundan bahsetti ve sözde Zengezur koridoruna ve diğer sınır anlaşmazlıklarına değindi.”
Azerbaycan, Nahçıvan’dan Azerbaycan’a ulaşan, Ermenistan topraklarından geçen bir koridorun açılmasını istiyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu plandan Zengezur koridoru adıyla bahsediyor.
Türkiye de bu projeyi destekliyor.
Ancak Ermenistan, Azerbaycan’ın istediği şekliyle bu koridor projesine karşı çıkıyor.
‘Ukrayna savaşı ile bağlantısı var’
Siyasi analist Styopa Safaryan, Azeri tarafının iki nedenle gerilime başvurduğu görüşünü savunuyor ve Rusya’nın Ermeni-Azeri ilişkilerindeki önemine işaret edip gerilimin zamanlamasının da Ukrayna savaşı ile ilgili olabileceğini öne sürüyor:
“Bölgede çok tehlikeli bir gidişat var ve bunun Ukrayna savaşıyla ilgili jeopolitik bir bağlamı olduğunu düşünüyorum. Azerbaycan’ın, ortadaki durumun Rusya’nın en zayıf noktası olduğunu, Moskova’nın Ukrayna’da yarattığı karışıklıkla özellikle de Ukrayna’nın karşı saldırıyla meşgul olduğunu hesapladığını düşünüyorum.
“Belki Aliyev de bu ivmeyi yakalamak istedi ve birincisi Ermenilerin Dağlık Karabağ’dan kaçmasına neden olmak, ikinci ise Ermenistan’ı sözde koridora zorlamak istedi.”
Ermenistan’da bundan sonrası için ne düşünülüyor?
Çatışmaların ardından bölgesel ve uluslararası güçlerden, gerilimi azaltma çağrıları geliyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, taraflara itidalli davranma ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınma çağrısı yapıldı.
Moskova, Bakü ve Erivan ile görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı da taraflara gerilimi düşürme çağrısında bulundu.
Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili, taraflara müzakere çağrısı yaparken Tiflis’in de sorunun çözümünde arabulucu olarak rol oynamaya hazır olduğunu belirtti.
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada sorunun sadece, uluslararası hukuk paralelindeki barışçıl yöntemlerle çözülebileceği görüşü paylaşıldı.
Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ermenistan artık tahrikleri bırakmalı. Azerbaycan’la vardıkları uzlaşı çerçevesinde barış müzakerelerine ve işbirliğine odaklanmalı” açıklamasını yaptı.
Ermenistan Parlamentosu, uluslararası topluma Azerbaycan’ı kınama çağrısı yaparken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden de acilen konuyu ele almasını istedi.
Siyasi analist Safaryan, bundan sonraki süreçte ne olabileceğini tahmin etmenin zor olduğunu, durumun Azerbaycan’ın yapacaklarına bağlı olduğunu savunuyor:
“Bu, Aliyev’in yapacaklarına bağlı. Tabii eğer uluslararası toplum bu durum karşısında sessiz kalırsa bizim tarafımızdan bu, bir diktatoryal devletin genç bir demokratik devlete karşı saldırganlığı olarak yorumlanacaktır. Farklı senaryolar gündeme gelebilir. Ancak ne olursa olsun Ermeni ordusu, Aliyev ve Azerbaycan’a taviz vermeme konusunda çok net bir duruş sergiliyor ve geri adım atmıyor.”
Bundan sonraki süreçle ilgili Ermenistan kamuoyundaki genel beklentileri sorduğumuz Roobik Ghahraman Monasian ise “Ermenilerin genel olarak verilecek daha fazla taviz olmadığını düşündüğünü söyleyebilirim” diyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***