Şarkıcı Gülşen’in kendilerine hakaret ettiği iddiasıyla ev hapsine mahkum edilmesine neden olan İmam Hatipliler, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından alınan vergilerle işletilen bir kurum olan Diyanet İşleri’nden övgüler aldı.
Türkiye genelindeki 600 civarında İmam Hatipler Derneği’nin katılımıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) 4 Eylül Kültür Merkezi Keykavus Konferans Salonu’nda düzenlenen 19’uncu ÖNDER İmam Hatipliler Kurultayı’nın ikinci gününde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kapanış dersi verdi.
Dünya, bölge ve ülke adına önemli zamanlardan, hassas dönemlerden geçildiğini söyleyen Erbaş, imam hatiplilere övgüler yağdırdı. Erbaş şöyle konuştu:
‘YÜCE BİR İNANCIN VE YÜCE BİR MEDENİYETİN TEMSİLCİLERİ’
“Sosyal, siyasal, iktisadi vb. açılardan hızlı gelişmelere şahit oluyoruz. Bu süreçte özellikle din, inanç ve dindarlıkla ilgili konuların daha çok gündeme geldiğini görüyoruz ve görmeye de devam edeceğiz. Dolayısıyla imam-hatip neslinin, milletimize, ümmete ve insanlığa hizmet vazifesini, tüm bu gelişmelerin farkında olarak sağduyulu bir yaklaşımla, bilgi, şuur ve ferasetle, çok güçlü ve düzenli bir şekilde yerine getirmesi hayati önem arz etmektedir. Zira imam-hatip nesli yüce bir inancın ve yüce bir medeniyetin temsilcileridir. Milletimizin birlik-beraberlik harcıdır. İmam Hatip nesli kardeşlik sigortasıdır. Güzel ahlakın ihyasından merhamet medeniyetinin inşasına kadar her alanda öncü bir nesildir imam hatip nesli. imam hatipler; milletimizin yüreğindeki inancın, mücadele ruhunun, azminin, duasının, umudunun, gelecek heyecanının temsilcisi bir nesildir.
Dolayısıyla bugün bizler, imam hatiplere gönül verenlerin nasıl bir nesil için çalıştıklarını iyi anlamak ve o ideali hep canlı tutmak zorundayız. Aziz milletimizin imam hatiplere teveccühünün sebeplerini iyi idrak etmek ve gayretimizi, çalışmalarımızı ona göre daha da artırmak ve azmimizi, heyecanımızı buna göre planlamak daha da artırmak mecburiyetindeyiz.”
‘HER DAİM AHLAK VE MANEVİYAT NESLİ OLMUŞTUR’
“Bu okullar; hayatın ve varoluşun gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan, bütün insanlığın huzur ve güvenini isteyen bir nesil hedefinin neticesidir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ve adaleti zulümden ayırt edebilen; can taşıyan bütün varlıklara karşı merhamet hissiyle, eşyaya karşı estetik kaygısıyla, çevreye karşı koruma duygusuyla yaklaşabilen bir nesil özleminin sonucudur. Tarihini bilen, yaşadığı zamanın künhüne vakıf olan, gelecek tasavvuru yapabilen ve geleceğe umutla bakan; büyük idealleri olan ama bu ideallerin peşinde koşarken başkalarının haklarını, zarafeti ve saygıyı asla ihmal etmeyen bir nesil hayalinin ürünüdür imam hatip nesli. Sevgi ve kardeşliği temel değer bilen, güven veren, güvenilen, şiddetin ve anarşinin uzağında, zulmün karşısında mazlumun yanında, ‘Gencin süsü güzel ahlaktır’ prensibini ilke edinen bir nesil özleminin sonucudur. Bu ideal neslin adı; bazen Asım’ın nesli, bazen Büyük Doğu nesli olmuştur. Ama her daim bir ahlak ve maneviyat nesli olmuştur.”
‘ÖTEKİLEŞTİRME POLİTİKALARINA MARUZ KALDILAR’
Geçmişte imam hatiplerin birçok zorlukla karşılaştığını vurgulayan Prof. Dr. Erbaş şunları kaydetti:
“Ben de 4 çocuğu dahil imam hatipliler neslinin bir ferdi olmaktan gurur duyurum. Bunu her yerde ve her zaman iftiharla ifade ediyorum. Çünkü imam hatipliler nesli, var olduğu günden beri, milletten aldığı güçle vatanına milletine, devletine hizmette hiçbir fedakârlıktan geri durmamıştır. Hepimiz biliyoruz ki imam hatip nesli, pek çok zorluklarla karşılaştı. Ötekileştirme politikalarına, psikolojik baskılara maruz kaldı. Haklarından mahrum bırakıldı. Medenî cesareti kırılmak istendi. Kendini ispat etmek için daha çok çalışmak zorunda kaldı. Darbeler, muhtıralar, ihanetler nedeniyle ülkemizin zor zamanları, imam hatip nesli için daha zor geçti. Ama imam hatip nesli her zaman, en zor dönemlerde bile vatanına, milletine, devletine ve değerlerine hizmetten geri durmadı.
Bugün hamdolsun neslimize, milletimize, ülkemize ve insanlığa hizmet yolunda pek çok imkanlara sahibiz. Bu ise sorumluluğumuzu daha da artırmaktadır. Bu nimetlerin kıymetini bilir, şükrünü de eda edebilirsek Rabbimiz daha nice güzellikler lütfedecektir. Biliyorsunuz her nimetin şükrü kendi cinsiyle eda edilir. Dolayısıyla bugün, neslimize ve milletimize hizmet yolunda hep beraber, her zamankinden daha çok çalışmak durumundayız.”
‘YENİ NESİL YETİŞTİRMEK ÖZVERİ İSTEYEN İŞTİR’
Ülkedeki tek bir genci bile ihmal etmemek gerektiğini vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:
“Yeni nesli anlamak, tanımak zorundayız. Aileden başlayan ahlâk eğitimi, sorumluluk ve sorumluluk şuuru, kitap sevgisi, sağlıklı arkadaş ve dost çevresi gibi alanları yeniden tahkim etmek zorundayız. Hayat boşluk kabul etmez. Bizim dokunamadığımız nesillerin kalbi başkaları tarafından doldurulacak ama bu bazen felaketlere sebep olacaktır. Dolayısıyla bu ülkenin bütün çocuklarına, gençlerine inancını, medeniyetini, tarihini, kültürünü tanıtmak zorundayız hep birlikte. Kendimizi yeni nesle mürebbi kılmak zorundayız. Yani onlara önder rehber kılmak zorundayız. Bugünkü nesil bizim sorumluluğumuzdur ve sorumluluğumuz altınadır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi; ‘Hepimiz sorumlu olduklarımızdan mes’ulüz’ Biliyoruz ki bir nesil yetiştirmek, en çok emek, özveri, zaman isteyen bir iştir. Bu ideal için çalışanların bir mesai sınırı, tatil günü, gecesi yoktur. Bunun için hatıratları okuyalım. Her zaman söylüyorum. Bu ülkenin bütün gençleri bizimdir. Kıyafeti, düşüncesi, hayat tarzı ne olursa olsun tek bir gencimizi dahi ihmal edemeyiz. Bütün gençlerimiz bizim için aynı derecede değerli ve önemlidir. Çalışmalarımızı, planlarımızı bütün bir nesli kuşatacak şekilde genişletmek durumundayız.”
Kurultayın ardından ÖNDER Derneği tarafından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a çeşitli hediyeler takdim edildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***