Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 15 yıl önce mahallenin Nasîrka mezrasında su deposu kurularak, hem mahalleye hem de mezraya şebeke çekilerek, abonelikler yapıldı. 4 yıl boyunca sorunsuz bir şekilde suyun verildiği mahalleye, daha sonra tasfiye edilen İl Özel İdaresi’ne bağlı Köy Hizmetleri tarafından sebep gösterilmeden kesintili bir şekilde verilmeye başlandı. Çevre mahallelere verilen su hatları kendi mahallelerinde geçmesine rağmen son 4 yıldır susuz olan yurttaşlara ise, fatura gönderilerek, su kullanım bedeli isteniyor. Abonelikleri yapılan evlerin, su sayaçları takılmadığı için de gelişi güzel ortalama fatura kesiliyor.
‘SU DEPOSU OLARAK GÖRÜNÜYOR AMA HİÇBİR İŞLEVİ YOK’
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberde Nasîrka mezrasında yaşayan Orhan Taş, 15 yıl önce mezraya su deposu yapıldığını vurgulayarak, “15 yıl önce bu su deposu yapıldı. Kaymakamlık tarafından mezralara su getirildi. 3-4 yıl suyumuz aktı ve su abonelikleri yaptılar. Ancak ondan sonra suyumuz kesildi. Su depomuz çürümeye yüz tutmuş durumda. İsim olarak su deposu olarak görünüyor ama hiçbir işlevi yok” diye belirtti. Yıllardır sularının olmadığını ve defalarca yetkililere başvuru yaptıklarını söyleyen Taş, ancak bir sonuç alamadıklarını dile getirdi. Görüştükleri kimi yetkililerin Diyarbakır Valiliği’ni adres olarak gösterdiklerini ifade eden Taş, “Diyarbakır Valiliği’ne gidiyoruz dilekçelerimizi de veriyoruz; ancak herhangi bir çözüm üretmiyorlar. Yaptığımız başvurularda, sunduğumuz çözüm önerileri kabul edilmesine rağmen daha sonra bilinmeyen nedenlerden dolayı iptal edildi. Etraftaki tüm köylerin suyu var. Bizim köyün dışında başka bir köyün daha su hattı buradan geçmesine rağmen neden bize suyun verilmediğini bilmiyoruz” diye belirtti.
‘4 YILDIR BİR DAMLA DAHİ SU VERİLMEDİ, HER AY SU FATURASI KESİLİYOR’
Su verilmediği halde kendilerine fatura geldiğini belirten Taş, “4 yıldır bir damla dahi su verilmedi ve buna rağmen her ay su faturası kesiliyor. Bazıları bu ödüyor, bazıları ödeme yapmıyor. Bu nedenle icralık olmuş durumda bunlardan biride benim. Hem suyu tankerle satın alıyoruz hem de verilmeyen suyun faturasını ödüyoruz. Su olmadığı için çevre köylerden tankerlerle su getiriyoruz ve her seferinde 400 TL ödüyoruz. Bazılarının durumu yok onlar getirtemiyor, başkaları hayrına getirirse, su ihtiyaçlarını karşılıyorlar” dedi.
‘BİRÇOK AİLE, SUSUZLUKTAN DOLAYI KÖYDEN GÖÇ ETTİ’
Köyde su olmadığı için birçok zorlukla karşılaştıklarını kaydeden Taş, şöyle dedi: “Köyde su olmadığını için insanlar hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Sadece yemek ve temizlik ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Birçok aile, susuzluktan dolayı köyden göç etti. Ben de hayvanlarımı sattım ve köyden taşınacağım. Artık bahçe sulama gibi işleri bıraktık. Depolarla taşıdığımız su sağlıklı değil; çünkü depolar paslı ve birkaç gün bu kavurucu sıcaklığı altında kaldığı için çocuklarımız ishal oluyor. Hastanede bir şurup verip geri gönderiyorlar.”
‘SU VERMEYİP, GİTMEMİZİ İSTİYORLAR’
Bunun da bir devlet politikası olduğuna dikkat çeken Taş, “Eskiden nasıl evlerimizi yakıp, bizi buralardan çıkardılarsa şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. Su vermeyip, gitmemizi istiyorlar. Ancak nereye gidersek gidelim aynıyız. Kulp DİSKİ Müdürlüğü’ne gittim, ‘neden bize su vermiyorsunuz’ diye sorunca ‘sen teröristsin, o yüzden size su vermiyoruz’ yanıtı aldım. Sen bir memursun, neden ‘terörist’ diyorsun benim kimliğim var” diyerek tepki gösterdi.
‘SU SAATLERİ OLMAMASINA RAĞMEN FATURALARI ÖDÜYORUZ’
Yıllar önce şebeke çekilmesine rağmen sularının olmadığını hatırlatan Nasır Taş da, “Şebeke çektiler ama 4 yıldır suyumuz yok. Su saatleri olmamasına rağmen faturaları ödüyoruz. Faturalar üst üste biniyor, en son 3 ay önce 100-150 TL arası fatura ödedim. DİSKİ’ye gittiğimizde ‘bu ay yapacağız’ diyorlar, ancak sözlerini tutmuyorlar. Traktör kiralayıp tankerlerle su getiriyoruz. Her ay 1-2 kez bunu yapıyoruz ve her sefer içinde 400 TL ödeme yapıyoruz. Getirdiğimiz su yetmiyor, ineklerim de var. Onları her gün 5 kilometre yol götürüp, getiriyorum su için” şeklinde konuştu
‘ÇOCUKLARIMIZA BANYO YAPTIRAMIYORUZ’
Evin bütün yükünü omuzlayan kadınlardan Gülistan Taş ise, 2-3 günlük bulaşıkları toplayıp, yıkadıklarını söyleyerek, ekledi: “2-3 günlük elbise ve bulaşıklarımızı üs üste topluyoruz ve sonra tankerle getirdiğimiz suyla yıkamaya çalışıyoruz. Su olmadığı için tüm hayvanlarımızı sattık. Suyumuz olmadığı için ev temizliğini de yapamıyoruz. Çocuklarımızın başını dahi yıkayamıyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***