Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Christian Wietoska, gelişen piyasaların oluşturduğu fırsat ve riskleri değerlendirdi.
Bloomberg HT’ye konuşan Wietoska, küresel enflasyonun ve yüksek enerji fiyatlarının gelişen piyasalarda oluşturduğu risklere ilişkin olarak, gelişen piyasalar için bu dönemin genel olarak zorlu geçeceğini belirtti. Wietoska, geçmişe bakıldığında doların güçlü olduğu dönemlerin gelişen piyasalar üzerinde olumsuz etki yarattığını hatırlattı.
“ENERJİ İHRAÇ EDEN ÜLKELERE FIRSAT SUNUYOR”
Gelişen piyasa ülkeleri için en büyük riskin enflasyonun hedeflenen oranın çok üzerinde olması olduğuna dikkat çeken Wietoska, “Enerji fiyatlarının yüksek olması sebebiyle, bu dönem enerji ihraç eden gelişmekte olan ülkeler için bir fırsat sunuyor. Son dönemde doğalgazdan LNG’ye bir geçiş var. Bu durum da Katar, Malezya, Umman, Mısır, Nijerya ve Endonezya gibi ülkelere avantaj sağlıyor” dedi.
Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Wietoska, gelişmiş ülkelerdeki faiz artışlarının ve durgunluk beklentileri hakkında da değerlendirmede bulundu. Wietoska şunları ifade etti:
“Gelişmiş ülkelerdeki daha sıkı para politikası, gelişen piyasalar için olumsuz bir ortam yaratıyor. Gelişen piyasa ekonomilerine sahip ülkelerin yüksek finansman gereksinimleri var ve döviz rezervleri düşük. Bu durum Gana, Kenya ve Nijerya için de geçerli. Söz konusu ülkelerin mali destek alabilmek için IMF’ye başvurduğunu görüyoruz.”
“YAVAŞLAMA TÜRKİYE’DEKİ İHRACATI OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR”
ABD’de bir resesyon yaşanmasını ve Avrupa’da da büyümede hızında yavaşlama olmasını tahmin ettiklerini dile getiren Wietoska, bu nedenle Avrupa’daki yerel talebin düşeceğini ve Türkiye’deki ihracat piyasası için olumsuz bir ortam oluşturabileceğini kaydetti. Wietoska, küresel büyüme hızındaki yavaşlama beklentisi nedeniyle Türkiye’de büyüme için önümüzdeki birkaç çeyrekte yerel dinamiklerin dengelenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***