ABD’nin yenilgisiyle sonuçlanan Kasım 1955 – Nisan 1975 arasındaki Vietnam Savaşı’nın vazgeçilmezi olan ve Soğuk Savaş döneminde de kullanımda kalan Hanoi’nin ‘ikonik’ hoparlörlerinin, dijital enformasyon çağında yeniden kıymete binmesi hayretle karşılandı.
Hanoi’de belediye başkanı tarafından 2017’de kaldırılan, ancak Covid-19 pandemisi sırasında sınırlı düzeyde geri dönen hoparlörlerin bu yıldan itibaren 2025 yılına kadar tüm şehri kapsaması ve devlet bildirilerini duyurması yönünde Vietnam hükümetinden karar çıktı.
İngiliz gazetesi The Guardian’a konuşan Hanoili insan hakları aktivisti Nguyen Quang A, ‘şehirdeki gürültü kirliliğinin zaten büyük bir sorun olduğunu ve hoparlörlerin kakofoniye yeniden dahil edilmesinin Hanoi sakinleri için muhtemelen çok sinir bozucu, hatta işkence olacağını’ söyledi.
Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir yerel gazeteci, “Ben dahil çoğu insanın bunun aptalca bir fikir olduğunu düşündüğünü söyleyebilirim” diyerek ekledi:
“Hoparlörler, insanları bombardıman uçaklarının geldiğine dair uyardığı ve cepheden güncellemeler duyurduğu savaş zamanında hayatın ayrılmaz bir parçasıydı. Şimdi en iyi ihtimalle beyaz bir gürültü makinesi, daha da kötüsü bir baş ağrısı olacak.”
Nguyen Quang A, ‘acayip’ diye nitelediği karardan yerel halkın kısmen hayal kırıklığına uğradığını, ancak sosyal medyada şikayet etmekten başka bir şey yapamayacağını, diğerlerinin ise sırf iktidardaki Komünist Parti’nin destekçisi olduklarından destek vereceğini söyledi.
Yerel gazeteci de, yakın tarihli bir anketin şehir nüfusunun yüzde 70’inin buna karşı olduğunu gösterdiğini belirtip karardan şaşkınlığını ifade etti. “Tahminimce bu politika için baskı yapan kişi, aynı zamanda bir hoparlör şirketinin sahibi” esprisini yaptı.
Siyasi analist Carl Thayer da kararı ‘arkaik ve gereksiz’ diye niteleyerek hükümetin ‘dijital teknolojiye odaklanan geleceğe yönelik stratejisiyle’ çeliştiğine dikkat çekti.
‘Sıradan Vietnam vatandaşının haber ve bilgilere bağımsız erişme değer verdiğini’ söyleyen Thayer, hükümetin hoparlör yerine ‘yerel akıllı telefon uygulamasına başvurmasının çok daha akıllıca olacağını’ belirtti.
Girişimin ‘rejimin kendini güvende hissetmemesi ya da ifade özgürlüğüne yönelik baskılarıyla ilgisinin olmadığı’ değerlendirmesini yapan siyasi analist, “Mevcut rejimin meşruiyetinin yaygın halk desteğini kaybettiğine ve bunu Hanoi sokaklarında yüksek sesli hoparlörlerin yeniden devreye sokarak gidermeye ihtiyaç duyduğuna dair çok az kanıt var” dedi.
Güneydoğu Asya’nın diğer yakasındaki Myanmar’da da cunta eski usul propaganda yöntemlerine yöneldi. 1 Şubat 2021’de seçilmiş hükümeti devirmesi kısmen direnişle karşılaşan ve süregiden istikrarsızlıktan İslam İşbirliği Teşkilatı ve etnik azınlıkların silahlı gruplarını sorumlu tutan cunta, darbeye karşı silahlı direnişin özellikle şiddetli olmasından ötürü aylardır interneti kısıtladığı Sagaing bölgesinde askeri uçaklar ve helikopterlerle havadan broşürler atıyordu.
Dijital haklar grubu Access Now’dan Wai Phyo Myint, ‘bu tür kaba propagandaların artık etkili olmadığın, ordudan geldiği bilinen herhangi bir materyalin dikkate alınmadığını, zira halkın kaynağa güvenmediğini’ söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***