Ukrayna Cumhurbaşkanlığı ofisinde danışman olarak görev yapan Mihaylo Podolyak, DW’ye verdiği mülakatta Volodimir Zelenskiy’nin politikasını savundu ve savaşı nasıl kazanabileceklerini anlattı.
DW: Sayın Podolyak, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı beş aydan uzun bir süre önce başladı. Kişisel olarak kendinizde, toplumda ve orduda savaş yorgunluğu hissediyor musunuz?
Mihalyo Podolyak: Yorgunluktan bahsetmek doğru değil. Bu bir savaş ve yorgunluk olmamalı. Rusya’nın temel hedefi, Ukrayna devletinin yok edilmesidir. Bu büyük hedef başarısız olmuştur. Şimdi başka bir hedefleri daha var; o da Ukrayna’nın mümkün olduğunca büyük bir bölümünü ele geçirmek ve yok etmek.
Yorgunluk daha çok gazetecilerin bahsettiği bir medya illüzyonudur. Toplumumuz kesinlikle sonuna kadar gidecektir ve zafer için her şeyi yapacaktır. Çünkü muhtemel bir yenilginin doğurabileceği vahim sonuçların herkes farkında.
“Rusya Avrupa değildir”
Ancak Avrupa kamuoyu, Rusya’dan doğal gaz tedarikinin kesilmesi durumunda soğuk bir kış geçirmekten korkuyor.
Avrupa kamuoyu savaşın getirdiği tüm risklerin farkında. Ancak Rusya’nın enerji tekelini de reddediyorlar. Yani Rusya’nın bir ortak olamayacağını anlıyorlar. Bu enerji bağımlılığının sona erdirilmesi için bazı zorlukların üstesinden gelinmesi gerek ve Avrupa bunu yapmaya hazır görünüyor.
Bu savaş, Rusya’nın 2008 yılında egemen Gürcistan’ı işgal edip topraklarının bir kısmını ele geçirdiğinde cezalandırılmaması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Rusya, 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettiğinde ve Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bir kısmını ele geçirdiğinde de cezalandırılmamıştı. O dönemde daha ilkeli olunmalı ve Rusya’nın, Avrupa’nın bir parçası olduğu fikrinden vazgeçilmeliydi. Rusya Avrupa değildir. Bugün dünya, çok ağır bir bedel ödeyen Ukrayna sayesinde bunu anlıyor.
Ukrayna’da son dönemdeki en dikkat çekici gelişmelerden biri de hiç kuşkusuz, Irina Venediktova’nın Başsavcılık ve Ivan Bakanov’un Ukrayna İstihbarat Servisi (SBU) Başkanlığı görevinden alınmasıydı. Bu kararlar neden şimdi alındı?
Görevden almalarda herhangi bir sorun görmüyorum. Bizim için savcılık, Rusya tarafından Ukrayna’da işlenen tüm suçların belgelenmesi açısından son derece önemli. Bu, mümkün olduğunca etkin bir şekilde yapılması gereken çok hassas bir görev. Bir şova ve uluslararası ceza davalarına dönüşmemeli. SBU’nun tepesinde ve bölge teşkilatlarında değişiklikler oldu, çünkü istihbarat çalışmalarının daha agresif bir şekilde yapılması gerekiyordu. Bölücülüğe karşı taviz verilmemeli. Medeni bir toplumda, bir yöneticinin değişmesi komplo değil, sadece daha etkili liderler bulma çabasıdır.
“HIMARS çatışmaların seyrini bariz şekilde değiştirdi”
Birkaç hafta önce Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ülkenin güney kesiminde karşı taarruza geçileceğini duyurdu. Bu başarılı olacak mı?
Sadece Genelkurmay Başkanlığı ve Başkomutan ayrıntı verebilir. Taarruzun ya da karşı taarruzun ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği konusunda yorum yapamam. Tabii ki olacak. O bölgeleri Rusya’ya bırakamayız.
Bu söyledikleriniz, karşı taarruzun henüz başlamadığı anlamına mı geliyor?
Başından beri devam ediyordu zaten. Rus kuvvetleri, Ukrayna topraklarında bir kilometre dahi ilerlemenin bedelini çok ağır ödüyor. Bu durum, Rus ordusunu hayli yıpratıyor.
Aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) HIMARS (High Mobility Artillery Rocket System/Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi) aldık ve bu da ilk iki aya kıyasla çatışmanın seyrini bariz şekilde değiştirdi. Rus topçuları birçok mevziimizi vurdu, çünkü hâlâ sağlam bir lojistik zincirleri mevcut. Rus topçusu, günde yaklaşık 50 bin mermi atıyordu. Lojistik merkezlerini ve mühimmat depolarını imha edebilen HIMARS’ların konuşlandırılmasından bu yana bombardıman beşte bir ya da altıda bir oranında azaldı. Roketatarlar da dâhil olmak üzere, uzun menzilli topçularımızın yetenekleri geliştirilirse, Rusya topraklarımızı daha çabuk terk edecektir.
Güç dengesi bu kadar değişirse, Rusya ile müzakereleri yeniden başlatmaktan bahsetmek için koşullar oluşur mu?
Hayır. Rusya farklı bir dünyada; büyük bir ülkenin hayalî dünyasında yaşıyor. Gerçekte Rusya, entelektüel potansiyeli çok az olan, küçük, hiçbir işe yaramayan bir ülkedir. Sadece nükleer silahlara, çok sayıda konvansiyonel silaha ve enerji kaynaklarına sahip. Onlar sadece ültimatomların dilinden anlar. Diplomaside alışılageldiği üzere müzakereler yürütmezler. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, askerî operasyonun hedeflerinin değiştiğini söyledi. İddiaya göre, artık sadece sözde “halk cumhuriyetleri” değil, Ukrayna’nın diğer toprakları üzerinde de hak iddia ediyorlar.
“Rusya askerî yenilgilere hazırlıklı olmalı”
Peki, o zaman müzakereler hangi koşullar altında mümkün olabilir?
Ukrayna ordusunun güney ve doğu yönünde güçlü taktik zaferler kazanması durumunda. Bunlar Herson, Berdyansk, Azak Denizi’ne erişim ve Mariupol’un geri alınmasıdır. Söz konusu olan sadece Rus ordusunun taktiksel olarak geri çekilmesi değil, azami sayıda kuvvet ve teçhizatın imha edilmesidir. Rusya toplumu “Bu kadar çok insan ne uğruna ölüyor?” diye soruyor. Müzakere masasına oturmadan önce Rusya’nın askerî bir yenilgiye uğratılması gerekiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***