Konuşmacı olduğu konferansta Cuma günü bıçaklı saldırıya uğrayan İngiliz yazar Salman Rüşdi’nin solunum cihazından çıkarıldığı ve konuşmaya başladığı açıklandı.
Oğlu Zafar Rushdie, babasının solunum cihazından çıkarıldığını ve birkaç kelime söyleyebildiğini belirtti.
Twitter’dan açıklama yapan Zafar Rushdie “Babamın sağlığı hâlâ kritik durumda ancak cihazdan çıkarılması bizi çok rahatlattı. Babam, hayatını değiştirecek yaralar almış olsa da, her zamanki cesur ve meydan okuyan mizah anlayışı sapasağlam kalacaktır” dedi.
Menajeri Andrew Wylie de Rüşdi’nin “iyileşme yolunda” olduğunu ancak bunun biraz zaman alabileceğini söyledi.
Wylie, Rüşdi’nin yaralarının ağır olmasına karşılık sağlık durumunun iyi yöne doğru gittiğini belirtti.
Şeytan Ayetleri kitabı nedeniyle 1989 yılında hakkında ölüm fetvası verilen ve tehdit edilen Rüşdi, Cuma günü New York eyaletinde saldırıya uğramıştı.
Saldırının ardından yakalanan 24 yaşındaki şüpheli ise cinayete teşebbüs suçlamasını reddetti.
Hadi Matar adlı zanlının sahneye koşarak Rüşdi’yi yüz, boyun ve karın bölgesinden en az 10 kere bıçakladığı belirtildi.
Yetkililerin Amerikan medyasına yaptığı açıklamaya göre Matar, Lübnan’dan ABD’ye göçmüş bir aileye mensup.
Bölge savcısı Jason Schmidt, zanlının kasıtlı olarak Rüşdi’ye zarar vermeyi tasarladığını belirtti.
Schmidt, “Bu Rüşdi’yi hedef alan, tahrik bulunmayan ve önceden planlanmış bir saldırı” dedi.
NBC News’a sosyal medya hesaplarında yapılan bir inceleme Matar’ın, İran’ın İslam Devrim Muhafız Ordusu’na sempati beslediği sonucuna ulaştı.
Ancak Matar ve Devrim Muhafızları arasında doğrudan bir bağlantı kurulamadı.
Bir gözünü kaybedebilir
Rüşdi’nin menajeri Andrew Wylie, yazarın aldığı bıçak darbeleri nedeniyle bir kolundaki sinirlerin ve karaciğerinin zarar gördüğünü ve bir gözünü kaybedebileceğini belirtti.
Saldırıya son olarak ABD Başkanı Joe Biden ve First Lady Jill Biden’dan kınama geldi. Çift “Rüşdi’nin evrensel değerleri savunduğunu” söyleyerek saldırıyı kınadı.
New York Valisi Kathy Hochu da saldırının gerçekleştiği salonda yaptığı meydan okuyan konuşmasında, eyaletin her zaman ifade özgürlüğünü savunacağını ve “bıçağın kalemi durduramayacağını” söyledi.
Diğer yandan Rüşdi ile iki hafta önce bir röportaj yapan Stern dergisi gelecek hafta yayınlanması planlanan mülakatla ilgili detayları açıkladı.
Almanya merkezli medya kurumu Rüşdi’nin güvenliğe dair bir endişesi olmadığını, röportaja güvenlik olmadan geldiğini, hayatına normal bir şekilde devam ettiğini ve tehditlerin geride kaldığını düşündüğünü açıkladı.
‘İzleyiciler yardıma koştu’
BBC’ye konuşan görgü tanıklarından Carl Levan, yaşananların korkunç olduğunu, Rüşdi’nin “tekrar tekrar bıçaklandığını” belirtti.
Olaya tanık olan Buffalo News’ten Mark Sommer de BBC’ye yaşananları anlattı.
Sommer siyah maske giyen birinin sahneye atlayarak Rüşdi’ye saldırmaya başladığını, kısa süre sonra 10-15 izleyicinin Rüşdi’nin yardımına koştuğunu ve saldırganı durdurduğunu söyledi.
Booker ödüllü Rüşdi, geleneklerin ötesine geçerek İslam’ın temel kavramlarının modern çağa uyarlandığı bir reform süreci öngörüyordu.
Şeytan Ayetleri kitabı dine hakaret içerdiği iddia edildiği için Rüşdi yıllardır ölümle tehdit ediliyordu. En az dokuz yıl saklanarak yaşamak zorunda kalmıştı.
Rüşdi, saldırının gerçekleştiği sırada Chautauqua Enstitüsü’nde düzenlenen bir etkinlikte konuşmacıydı.
Onunla birlikte sahnede olan diğer bir konuşmacı Henry Reese de başından yaralandı. Reese, tehdit altında ve sürgüne gönderilen yazarlara barınma sağlayan, kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun kurucu ortağı olarak görev yapıyordu.
Salman Rüşdi kimdir?
Hindistan doğumlu İngiliz yazar, 1981 yılında Booker Ödülü de aldığı Geceyarısı Çocukları romanıyla ünlendi. Kitap yalnızca İngiltere’de bir milyonun üzerinde sattı.
Yazar daha sonra 1993’te Booker of Bookers ve 2008’de Best of Booker ödüllerini aldı.
Rüşdi’nin sürrealist, post-modern romanı Şeytan Ayetleri kitabı 1988’de basılır basılmaz büyük bir öfke doğurdu, yasaklanma çağrıları yapıldı.
İran lideri Ayetullah Humeyni, yazar hakkında ölüm fetvası çıkarttı ve “Rüşdi’nin başına” 3 milyon dolar ödül koydu. Bu durum kitabı başka bir boyuta, diplomatik krizlere taşıdı.
Dünya çapında, çevirmenler ve gösterilerde ölenler dahil 59 kişi bu konuyla bağlantılı olarak hayatını kaybetti.
Rüşdi pek çok Müslüman tarafından “kafir” ilan edilirken bazı kesimler tarafından da ifade özgürlüğünün temsilcisi oldu.
İran hükümeti o zamandan beri Humeyni’nin kararnamesinden uzaklaşsa da Rüşdi karşıtlığı devam ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***