MERSİN – Madde bağımlılığındaki artışı Kürt gençlerine özel bir yönelim olarak değerlendiren Çukurova Göç-Der Eşbaşkanı Psikolog Mesut Aslan, “Gençlerin bu alanda vereceği en büyük mücadele örgütlenmektir” dedi.
Son dönemde bölge illeri ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı metropol kentlerinde uyuşturucu kullanımı artıyor. Gençler, bölge ve Kürtlerin yoğunluklu yaşadığını kentlerde artan uyuşturucu kullanımına dikkat çekerek, uyuşturucuya karşı bir dizi eylemler gerçekleştiriyor. 1990’larda bölge kentlerinden göç alan Mersin’de de son dönemde madde bağımlılığı arttı. Mersin Uyuşturucuyla Mücadele Eden Aileler Derneği’nin verilerine göre, kentte uyuşturucu kullanım yaşının 9’lara indi, bağımlıların yüzde 80’ni işsiz. Dernek, kentte bulunan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) ile Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nin (ÇEMATEM) başarı oranları ise yüzde 3 olarak saptadı.
Çocuk yaşta madde bağımlılığına sürüklenen ve kendi çabasıyla maddeyi bırakan E.Ş. ile Çukurova Göç-Der Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Göç Meclisi Sözcüsü Psikolog Mesut Aslan, madde bağımlılığı artışını değerlendirdi.
12 YAŞINDA BAŞLADI
Lice’de askerler tarafından köyleri yakılan E.Ş, 1993’te Mersin’e göç etti. Çocuk yaşta uyuşturucu maddeyle tanıştığını belirten E.Ş., “12 yaşında kullanmaya başladım. Kullandığım dönem parklarda uyumaya başladım. 8 yıl kullandıktan sonra kendi irademle bırakmaya karar verdim. Madde kullandığım dönemde birçok adli suça da karıştım. Uyuşturucu taşımaktan dosyam vardı, bir süre sonra silindi. Maddeye çok rahat ulaşabiliyorduk, her tarafta satıcısı var. Madde kullandığım dönemde Narkotik polislerinin kendilerinin de kullandığına ve satıcıları gördüklerinde hiçbir şey yapmadıklarına şahit oldum. Polis biz de yakaladığı zamanlarda hiçbir işlem yapmadan geri gönderiyordu” diye konuştu.
DEVLET SATIŞA İZİN VERİYOR
E.Ş., madde kullanan gençleri gördüğünde birçok kez aramasına rağmen polisin olay yerine gelmediğini aktardı. E.Ş, “Devlet Mersin’de özellikle Kürt mahallelerinde bunun ticaretini yapıyor ve insanların gözünün önünde satış yapılmasına izin veriyor. İşsizlik gençleri madde bağımlılığına sürüklüyor, imkan sağlansa hiçbir genç madde kullanmaz. Ben kendi imkanlarımla bıraktım, devletin AMATEM’leri yeterli değil, gençler bu kurumlara ulaşamıyor” dedi.
EN YOKSUL İKİ ŞEHİR
Uyuşturucu madde kullanım sebeplerini 2 boyutta ele alınması gerektiğini ifade eden Çukurova Göç-Der Eşbaşkanı Psikolog Mesut Aslan ise, bireysel boyutunun statü elde etme, kendini kabul ettirme; toplumsal boyutunu ise yoksulluk, çevresel faktörler olduğunu söyledi. Çevresel faktörlere zemin yaratan siyasal politikalar olduğunun altını çizen Arslan, “Mersin 90’lı yıllarda Kürdistan’dan göç alan bir şehir, zorla köylerinden boşaltılan ailelerin çok yoğun olarak taşındığı yer. O dönemin koşullarına baktığımız zaman; hiç bilmediğin bir coğrafya, bir dil. Okul ve arkadaşlarla uyum süreci çok sancılı geçiyor, bir de bunun yanına ırkçılık veya ötekileştirici bir dil eklediğimizde bu sürece kişi farklı egemen dil haliyle kendini kabul ettirme çabasına giriyor. Kendini inkar ederek bununla baş etmeye çalışıyor ve başka arayışlara itiyor kendini. Göç madde kullanımının en etken sebeplerinden biri. Yakın zamanda açıklanan bir ankete göre Mersin ve Adana Türkiye’nin en yoksul iki şehri. Yoksulluk ve işsizlik bu bahsettiğimiz süreçle birleştiği zaman, madde kullanımının asıl sebebine ulaşmış oluyoruz” şeklinde değerlendirdi.
YÜZDE 90’I GÖÇ EDEN ÇOCUKLAR
Göç-Der’e başvuran madde kullanan gençlerin yüzde 90’ının zorla yerlerinden edilen ailelerin çocukları olduğunu söyleyen Arslan, “Madde kullanımında göçün etkisinin de oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle son yıllarda antidemokratik uygulamaların, ekonomik krizlerin arttığı bir süreci yaşıyoruz. Sokakta görüyoruz; en küçük bir hak arama, demokratik eyleme bile çok sert müdahale eden polisler madde kullanan gençleri görmezden geliyorlar. Kimliği eğer bir Kürdistanlı ise GBT işleminde dahi müdahale etmiyor. Mersin’de madde bağımlılığının bu kadar artması sistemli bir devlet politikası olduğunu söylemek güç değil. Kürt gençlerine özel bir yönelim var” dedi.
DEVLETİN BİAT ETTİRME ÇABASI
Arslan, devletin özelde Kürt olmak üzere tüm gençliğe doğru bir yöneliminin söz konusu olduğunu belirterek, “Özellikle z kuşağı mevcut iktidar karşıtı bir pozisyon sergilediği için bir biat ettirme çabası var. Devlet aygıtı sorgulayan bilimle uğraşan kültürle sanatla edebiyatla uğraşan entelektüel bir birikime sahip bir gençlik istemez. Özellikle mersinde artık 12 yaşındaki çocuklar da kullanmaya başladı ve bu maddeye çok kolay erişebiliyorlar” diye konuştu.
ÇELİŞKİLİ BİR DURUM
Emniyetin bu kadar güçlü olduğu Mersin’de, uyuşturucunun bu kadar yaygın olmasını çok çelişkili bir durum olarak değerlendiren Arslan, “En ufak bir hak arama noktasında, eylemde gözaltı yapan polis şikayet ve ihbarlara rağmen madde kullanan gençliği görmezden geliyor” şeklinde konuştu.
EN BÜYÜK MÜCADELE ÖRGÜTLENMEK
Madde kullanımın toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çeken Arslan, şu önerilerde bulundu: “Devlet gençlere kendilerini ifade edebilecekleri alan yaratmak zorunda. Devlet bu gençliği dikkate almalı, dinlemeli. Politikleşen mevcut iktidar gençlerin yaşamını kuşatmış durumda. Gençlerin bu alanda vereceği en büyük mücadele örgütlenmektir. Sanatta, edebiyatta, kültürde, sporda, siyasette, yaşamın her alanında örgütlensinler. Dünya ve yaşam onların. Ahlaki ve politik bir yaşamın, toplumun inşa gücü olsunlar. Kendi renklerini yaşamın her alanına nakşetsinler. Uyuşturucu, fuhuş ve yozlaşmaya karşı kendilerini ancak böyle koruyabilirler. Özyönetimlerini önce kendilerinde başlatsınlar sonra çevrelerine ve coğrafyalarına yaysınlar. Eminim ki böylesi bir hakikatin peşine düşen hiçbir genç, sistemin hiçbir tuzağına düşmeyecektir.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***