Sedat Peker, iktidar destekçisi Türk Medya Grubu patronu Hasan Yeşildağ ve kardeşi Zeki Yeşildağ’ın 25 milyarlık devlet ihalesi alan Yapı Yapı firmasının yüzde 25’lik gizli ortakları olduğunu açıkladı. Hasan Yeşildağ’ın Çamlı Kulesi’nde bulunan kafenin işletmecisi olduğunu kaydeden Peker, Hasan Yeşildağ ve Zeki Yeşildağ’ın tüm kirli işlerin mimarları olduğunu iddia etti.
Peker, Deli Çavuş hesabından şu paylaşımı yaptı:
“40 yaşından genç olan kardeşlerim siz benim şahidimsiniz. Seçime 2 ay kalaya kadar bekleyeyim dedim. Ancak şeref düşkünü olanlar kendilerini perde arkasında saklayıp Mehmet Ağar’ları (orijinalinde hafif) doğu Perinçek’leri (Çin malı) önüme çıkararak enerjimi oraya kanalize etmemi istediler. Mutlu olsunlar diye tuzaklarına düşmüş gibi yapıp içimdeki kini bu yaratıklara karşı boşalttım. Ancak perde arkasındakileri unutmadığımı anlasınlar diye bu paylaşımları hazırladım. Kardeşlerim bu paylaşımların hakkını lütfen verin yoksa sizinle yaptığımız akit fesih olma yoluna gidebilir. Ben namluların ucunda gurbet diyarlarda yaşayacam, ailem de benden dolayı hedef durumunda olacak, ekonomik olarak hemen hemen her şeyimi kaybettiğim halde bana teklif edilen maddi imkanları kabul etmeden yoluma devam edecem, çünkü söz namustur diyecem ancak bazılarınız delilleri ile doğru olan bu anlattıklarımı çevresindeki insanlara dahi anlatma zahmetine girmeyecek. Bu olmaz. Söz bir tek bana namus değil, size de namus.
Serbest Görüş:
‘HASAN YEŞİLDAĞ BÜTÜN KİRLİ İŞLERİN MİMARI’
Bugün bakanlardan dahi güçlü olan ancak kamuoyunda çok fazla bilinmeyen üç ayrı yapıya ufak bir selam vereceğiz (ufak dediğime bakmayın). Birinci yapı Türk medyanın da sahibi olan (Akşam, TV24, TV360, birçok dergi ve radyo) deyyusu ekber Hasan Yeşildağ ve kardeşi Zeki Yeşildağ. Bu 2 kardeş son zamanlarda 25 milyar TL’lik devlet ihalesi alan Yapı Yapı firmasının da % 25’lik gizli ortaklarıdır. Ayrıca iktidarın tüm kritik gizli kararlarının alındığı Ulus’taki o meşhur kafenin de sahipleridir. Ayrıca iki İsrail vatandaşının Tayyip Erdoğan’a suikast yapacaklar yalanı ile tutuklandıkları Çamlıca kulesindeki kafenin de sahipleridir. Bunun haricinde tüm karanlık ve pis işlerin mimarlarıdırlar (daha başka birçok zenginlikleri de var). Ali Yeşildağ isimli üçüncü ortak olan kardeşlerini nasıl diskalifiye ettiklerini de size anlatacam. Dünyanın en karanlık insanı olarak kabul edilen Papa Rodrigo Borgia’nın bile yanlarında masum kalacağına inanabilirsiniz.
İKİNCİ KARANLIK YAPIL İKTİDARIN AVUKATLARI
İkinci karanlık yapı iktidarın avukatları olarak bilinen hakim ve savcı tayinlerinde bakandan bile daha etkili olan kişileri konuşacağız.
‘ÜÇÜNCÜ KARANLIK YAPI MÜCAHİT ARSLAN’
Üçüncü karanlık yapı ise henüz danışmanken dahi bakanlardan daha güçlü olan, o tarihlerde bile Sn. Cumhurbaşkanının uçağına binecek kişileri belirleyen Mücahit Arslan’ı konuşacağız. Okuduklarınıza inanamayacaksınız. Ancak hepsinin delili bende. Söyleyin onlara beni yalanlasınlar (inşallah).
‘YEŞİLDAĞ KARDEŞLER CEZAEVİNDE ADAM ÖLDÜRDÜ’
Bugün itibariyle Yeşildağ ailesini misafir edeceğiz. Ne bir eksik ne de bir fazla (İlk tanıştığımız andan bugüne kadar) 1989 senesinde Paşakapısı cezaevinde Ali Yeşildağ ve Metin Yeşildağ ile tanıştım (hasan ve zeki’nin kardeşleri). Metin Yeşildağ teğmen okulu öğrencisi iken kardeşi Ali Yeşildağ ile birlikte birçok kişiyi gasp etmekten ve de yaralamaktan dolayı tutuklanmışlardı. Ali Yeşildağ henüz 17 yaşındayken Metin Yeşildağ ise 23 yaşındayken Bursa cezaevinde yattıklarında oradaki önemli bir mahkumun Metin Yeşildağ’a saygısızca davranması üzerine Ali Yeşildağ tarafından bu şahıs öldürüldü. Bu iki kardeşin ismi o tarihlerde hem sokaklarda hem cezaevlerinde duyulmaya başladı. Bursa cezaevinden cinayet sebebi ile Bayrampaşa cezaevine yollandılar.
‘CEZAEVİNDE ÜNLÜ MAFYA GRUPLARININ KOĞUŞLARINDA KALDILAR’
Bayrampaşa cezaevinde o dönemin ünlü mafya grupları bu iki kardeşi kendi koğuşlarına aldılar. Tabii bu iki kardeşe söz geçiremeyince onlara kötü davranarak yan koğuşa yolladılar. Cezaevlerinde o güne kadar ilk uygulanan göğsüne ve sırtına kitapları sararak üstünü de nevresimden kesilen bez parçaları ile sabitleyip sabah sayımında henüz mahkumlar uyurken bahçede temizlik yapılırken kendisine saygısızlık yapanların bulunduğu koğuşa dalarak orda da bir kişiyi öldürüp 7-8 kişiyi de ağır yaralayarak (kendisi hiç yara almadan) dışarı çıkabildiği için bu iki kardeş tüm cezaevlerinde konuşulur hale geldiler. Bayrampaşa cezaevinden bu cinayet ve olaylar sebebi ile Üsküdar Paşakapısı cezaevine nakledildiler.
Tabii ki abileri 1980 öncesinin meşhur bombacısı Hasan Yeşildağ olduğu için saygınlıkları daha da fazlalaştı. Kompleks yapmaya gerek yok, bu iki kardeşin cezaevlerinde yaptığı isim gerçekten büyüktü. Ben Paşakapısı cezaevinden tahliye olduktan sonra bu iki kardeş benden sonra cezaevine girdiler. Gençlik olaylarından dolayı 1-2 ay sonra ben tekrardan tutuklanıp Paşakapısı cezaevine geldim. Bu aile ile dostluğumuz o tarih itibariyle başlamış oldu. Metin Yeşildağ’ın beni bile kıskandıracak şeytanlıkta bir planla Paşakapısı cezaevinden firar etmesi ise işin gerçekten son perdesiydi. Daha sonraki yollarda Ali Yeşildağ ile Bayrampaşa cezaevinde bir kez daha karşılaştık. Daha sonraki yıllarda ise Hasan Yeşildağ ile dostluğumuz başladı. Daha önceki paylaşımlarımda belirttiğim Yaşar Baba isimli dostum tarafından kendisi ile telefonla tanıştırıldım. Ben bazı çalışmalar için Bulgaristan’da iken kendisi ile telefonla konuştuğumuzda buraya yanıma gelsene dedim. Benim vizem yok diyince vizeye gerek yok ben seni Türkiye’den uçağa bindirir burdan da uçaktan aldırırım dedim. Kendisi buna çok inanmamış olacak ki Yaşar Baba’yı arayıp ben bunca sene Avrupa’da yaşadım…”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***