İstanbul’un Beykoz ilçesinin Tokatköy Mahallesi’nde kentsel dönüşümde anlaşma sağlanmadan evlerinden çıkarılmak istenen vatandaşların elektrikleri kesildi. Mahalle sakinlerinden Selime Yümsel, yaşananlar nedeniyle “Nasıl Müslümansınız, mahşerde iki elimle dalacağım onların yakasına” sözleriyle AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a isyan etti.
İstanbul’un Beykoz ilçesi Tokatköy Mahallesi’nde kentsel dönüşümde anlaşma sağlanmadan evlerinden çıkarılmak istenen vatandaşların elektrikleri kesildi. ANKA’da yer alan habere göre, kentsel dönüşümde herhangi bir anlaşmaya varılmadığını belirten Tokatköy sakinlerinden Ayşe Ural Bilgiç, yeğeninin makineye bağlı yaşadığını ve evin elektriğinin kesilmesine mahalleliyle direnerek engel olduklarını söyledi. Bilgiç, “Muvafakatname imzalamamızı istediler. Biz diyoruz ki ‘Notere gidelim, karşılıklı sözleşme imzalayalım.’ Ama buna asla yanaşmıyorlar. Ve çevik kuvveti her defasında kapımıza dikiyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Beykoz Belediyesi, Tokatköy Mahallesi’nde yapmak istediği kentsel dönüşümde, taraflar arasında bir anlaşma sağlanmadan bölge sakinlerinin evlerini boşaltmalarını istedi. Dün sabah saatlerinden itibaren vatandaşın elektriğini kesmek için mahalleye giden belediye görevlilerine çevik kuvvet polisi eşlik etti. Duruma tepki gösteren vatandaşlar polisle karşı karşıya geldi.
“ZALİM BAŞKAN İSTEMİYORUZ”
Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın’ı istifaya çağıran Tokatköy sakinleri, “Murat Aydın istifa”, “AKP istifa”, “Zalim başkan istemiyoruz”, “Tokatköy bizimdir, bizim kalacak” şeklinde sloganlar attı. Mahalleli daha sonra da caddede durup hep birlikte İstiklal Marşı okudu.
Çarşaflı Kadın Erdoğan’a İsyan Etti: Yırtacağım Yakalarını https://t.co/FkGhqsYg2C pic.twitter.com/ix9DSFcdLC
— TamgaTürk (@TamgaTurk) August 11, 2022
“HUZURU MAHŞERDE İKİ ELİMLE DALACAĞIM ONLARIN YAKASINA”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Tokatköy sakini Selime Yümsel de şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. 35 sene öncesi bizim tapu paramızı aldı yedi. O yetmedi, çıktı ‘İmar barışı’ dedi. Demek ki bunlar hırsız, kefesini doldurdu. Nerede bu imar barışı. Neden bunları bizim yakamıza sürüyor. Bu halkını, vatandaşını bu hale nasıl indiriyor? Bundan başkasına ben oy vermedim. Yırtacağım yakalarını. Huzuru mahşerde iki elimle dalacağım onların yakasına. Cumhurbaşkanı eğer vicdanı sızlıyorsa elini vicdanına koysun. Nerede bu Cumhurbaşkanı ya? Biz buna insan dedik, Müslüman dedik peşine gittik. Benim bir oyum başkasına gitmedi. Vicdansızlık yapmasın.
NASIL MÜSLÜMANSINIZ?
Ben komşumun evinden kalktım bunların yüzünden. Babamın evinden kaçmaya kalkıştım bunların yüzünden. ‘Sen bunların peşinden niye gidiyorsun’ dediler. Yazıklar olsun bunlara. Utanıyorum AK Parti’ye oy verdiğimden. Bu kadar mı vicdanınız var ya? Nereye gideceğim 10 TL kirayla. Benim yerime Arapları mı getirip koyacak, Afganları mı getirip koyacak? Kimi koyacak. Ben hakkımı savunuyorum hakkımı. Ben devletten hak istiyorum. Cumhurbaşkanı elini vicdanına koysun eğer adaletli iş yürütüyorsa. Gelsin ya gelsin ben onunla görüşmek istiyorum. Nasıl Müslümansınız? Hak mı var adalet mi var? Haktan adaletten bahsediyorsunuz.”
“20 YILDIR BİZ BUNU HAK ETMİŞİZ DEMEK Kİ”
Mahalle sakini Hayrettin Asal, muvafakatname imzalamayacaklarını söyleyerek şöyle konuştu:
“20 yıldır biz bunu hak etmişiz demek ki. Saat 08.30’dan beri kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm yaparak halkı perişan edip, vatandaşına bu zulüm Arakan’da görülmemiştir. Bu zulüm. Hiçbir yerde de görülmemiş bir zulümdür. Muvafakatname tek taraflı, ucu başı açık olan, hiçbir şey yok yani. Tek taraflı bir sözleşme adı altında. Biz kesinlikle imzalamıyoruz. Yerlerimizi de bırakmıyoruz mücadeleye devam ediyoruz Allah’ın izniyle.”
“ZULÜM YAPIYORLAR ZORLA GELİP ELEKTRİĞİMİZİ, SUYUMUZU KESTİLER”
Tokatköy’lü Ayşe Ural Bilgiç ise sabah gelen ekiplerin makineye bağlı yaşayan yeğeninin evinin elektriğini de kesmeye kalktığını belirterek, şunları söyledi:
“Buraya kentsel dönüşüm yapılacak dediler. Bize kentsel dönüşüm ofisi açtılar burada. 2 de memur koydular yetkili olarak. Hiçbir şeyden haberi olmayan, gittiğin zaman soru sorduğun zaman ‘Biz bilmiyoruz’ deyip, önümüze sadece muvafakatname koydular. ‘Bütün haklarınızı belediyeye devrediyorsunuz. Evlerimizi boşaltıp gitmemiz karşılığında muvafakatnameyi imzalamamız gerekiyor’ dediler. İmzalamazsak böyle bir zulüm yapıyorlar, zorla gelip elektriğimizi, suyumuzu, doğal gazımızı kestiler.
‘ÖLMEK VAR GEÇİT YOK’ DEDİK
Yürütmeyi durdurma kararı olanlar vardı 14 hane. Şimdi onların arasında bir tane benim kardeşimin makineye bağlı bir çocuğu var. Biz aslında bugün toplanmamızın amacı o. O çocuğun elektriğini kesmemek. Gelip onları bildiği halde, raporları var. 12 yıldır makineye bağlı ve o şekilde yaşıyor çocuk. Ve gelip o çocuğun elektriğini kesmeye kalktılar. İlk önce o eve geldiler. Oradan başladılar. Biz de halk olarak gidip orada direndik. Yani biz burada ‘Ölmek var geçit yok’ dedik. Bayağı bir mücadelenin sonunda sadece o evin elektriğini bıraktılar. Gerisini hepsini kestiler.
BÖYLE BİR ZULMÜ HAK ETMİYORUZ
Bu insanlara fahiş fiyatlı, ucu açık fiyatlarla ev sahibi, tekrar kendi evini kendine satacaklar ama ucu açık. EFE TÜFE koydular ve ne kadar ödeneceği belli değil. Biz bunlara direniyoruz. Biz diyoruz ki ‘Notere gidelim. Karşılıklı sözleşme imzalayalım’. Ama buna asla yanaşmıyorlar. Ve çevik kuvveti her defasında kafamıza dikiyorlar. Elektriğimizi, suyumuzu, doğal gazımızı kesiyorlar. Biber gazı sıkıyorlar. Her türlü zulmü yapıyorlar bize. Her türlü pisliği yapıyorlar. Biz bunlardan şikayetçiyiz. Biz böyle bir zulüm hak etmiyoruz. Biz vatandaşız. Biz en doğal hakkımızı evimizi, mahremimizi korumaya çalışıyoruz. Ve çoluğumuzu çocuğumuzu hiçe sayarak hastamızı hiçe sayarak kapıya gelip ilk önce oradan başlıyorlar.
BENİM DUAMDAN BAŞKA SİLAHIM YOK
Biz ne yapalım ölelim mi. Burası bizim vatanımız değil mi, biz Suriye’de mi yaşıyoruz ya da İsrail Filistin’e zulmeder gibi bizden hangi hakla zulmediyorlar? Kim zulmediyor, bunun başındaki kim, neden? Ben vatandaşım. Benim silahım yok hiçbir şeyim yok. Benim duamdan başka hiçbir silahım yok. Benim paralarımla, vergilerimle alınmış silahları karşıma getirip çevik kuvveti dikerek karşıma doğrultuyor ya. Ben terörist miyim neyim?”
“BELEDİYE SÖZLEŞMEYİ İMZALAMAMAKTA”
Tokatköy Mahallesi sakinlerinin avukatı Mehmet Ali Şahin, kentsel dönüşümün hukuki sürecini değerlendirdi. Belediyenin yasal bir işlem yapmadığını belirten avukat Şahin, şunları söyledi:
“Tokatköy sakinleri tamamen devlet güçlerine yardımcı olmaktadır. Ancak belediye başkanlığı bir rant projesi olan ‘rezerv yapı alanı’ ilanıyla ilgili buranın sakinlerini yıldırmak için her türlü şeyi yapmaktadır. Her türlü zorlamayı yapmaktadır. Tüm bu insanların bir tek isteği vardır. Belediye noterde muvafakatnameyi imzalasın. Bunlar zaten burayı terk edecekler, kabul edecekler. Ancak belediye başkanlığı her nedense sözleşmeyi imzalamamakta. Hatta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürü 40 kişinin önünde buradan 189 dairenin Çevre Bakanlığı’na verileceğini beyan etmiştir. Burada Çevre Bakanlığı’nın ne alakası vardır? Çevre Bakanlığı’na neden bu 189 daireye gitmektedir.
TOKATKÖYLÜLER RESMEN İŞKENCEYE TABİ TUTULMAKTA
Şu anda yapılan usulsüzdür, hukuksuzdur. Bu insanlar demektedir ki ‘Davayı bitirelim, biz zaten terk ederiz kaybedersek’. Ancak imar planlarıyla ilgili kamu yararına aykırı olan bir planlamanın raporu geldikten sonra belediye hızlandırmakta ve burayı tamamen bir şekilde yıkmak istemektedir. Biz de hukuki süreçte bulunarak, kanunlar nezdinde engel olmaya çalışıyoruz. Tüm bildiklerimiz diyelim veya bu insanların zoru budur. Şu anda 3 aydır elektrik ve susuzdurlar. Elektrik ve suyu, doğal gazı bir Tokatköy sakini insanlar, burada mağdurdan da öte resmen işkenceye tabi tutulmaktadır. Belediye yasal bir işlem yapmamaktadır. Yaptığı gayri yasaldır.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***