Haftanın merakla beklenen verisi temmuz ayı enflasyon verileri yarın yayımlanacak. Ulusal enflasyon için ipucu olarak kabul edilen İstanbul enflasyonu temmuzda gıda fiyatlarındaki artışın da etkisiyle aylık bazda yüzde 4.09 artarken, yıllık bazda yüzde 99’u aşarak 1998’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Enflasyona ek olarak Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı temmuz ayı öncü dış ticaret verileri de izlenecek. Veriler Türkiye’nin başlıca dış pazarlarında ivme kaybı gözlenirken ihracatın ne hızda devam ettiği ve son bir yılda yüzde 130’un üzerinde artan enerji ithalatındaki yüksek seyrin devam edip etmediğini gösterecek.
Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) temmuz ayında gerileyen akaryakıt fiyatlarına rağmen TL’deki değer kayıplarının devam eden etkileriyle aylık yüzde 2.9 artması, yıllık bazda ise 24 yılın yeni zirvesi olan yüzde 80.5’e yükselmesi bekleniyor.
POLİTİKA FAİZİ YÜZDE 14’TE TUTULUYOR
Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 60.4’e yükselten TCMB, yakın tarihin zirvesine tırmanan enflasyona ve diğer ülkelerin faizleri artırımlarına rağmen politika faizini yüzde 14’te tutmaya devam ediyor. Böylece kredi maliyetlerini düşürdüğünü belirten Merkez Bankası, zaman içinde yatırımların artacağını, ihracata bağlı olarak cari açığın kapanacağını ve böylece TL’nin toparlanarak enflasyonun düşeceğini düşünüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dünkü kabine toplantısının ardından TL’de keskin değer kayıplarına, enflasyonda yükselişe ve alım gücünün düşmesine yol açan ekonomi politikalarından vazgeçilmeyeceğini ifade ederek, aksi halde işsizliğin artacağını söyledi.
Sanayi yatırımlarını özendirmek için izlenen düşük faiz politikasına rağmen sanayicilerden gelen krediye erişim güçlükleri eleştirilerine Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu geçen hafta cuma günü sert bir üslupla karşılık vermişti.
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) geçen hafta cuma günü düzenlediği toplantıya katılan Kavcıoğlu, sanayicilerin kredilere erişimde zorluklar çektiği ve düşük politika faizine rağmen kredilerde maliyetlerin yüzde 40 aştığı eleştirileri üzerine sanayicileri ucuz kredi kullanıp bunlarla yüksek ham madde stoku taşımak ve ucuz kredi çekerek döviz alımına gitmekle suçladı.
Kavcıoğlu bugün ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) sektör meclis başkanları ve üyeleri ile saat 1400’da Ankara’da bir araya gelecek. Toplantının açılış konuşmaları basına açık, sonraki bölüm ise basına kapalı yapılacak.
Dış piyasalarda ise cuma günü yayımlanacak ABD tarım dışı istihdam verisi izlenecek. Veri Fed’in para politikasının sıkılaşma hızı hakkında fikir verecek.
Asya borsaları, yatırımcıların küresel resesyon endişeleriyle düşen ABD borsalarına paralel olarak gerilerken ABD’nin uzun vadeli Hazine tahvil getirileri dört ayın dip seviyesine inerek doların yen ve diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine yol açtı.
ABD’nin 10 yıl vadeli Hazine tahvillerinin getirisi son aylardaki keskin tırmanışının ardından bugün yüzde2.53’e kadar düşerek 5 Nisan’dan bu yana en düşük seviyesine geriledi. Getirilerdeki düşüş doların başlıca para birimleri karşısında bir ayın en düşük seviyesine inmesini, riskli varlıklara olan iştahın da bir miktar toparlanmasını sağladı.
TL SÜREKLİ DEĞER KAYBEDİYOR
Geçen yıl da yüzde 40 üzerinde değer kaybeden TL, nisan sonundan haziran sonunda BDDK kredi kısıtlama kararına kadar aralıksız değer kaybetmiş ve dolar/TL bu dönemde 14.8’lerden 17.5’e kadar yükselmişti.
BDDK kararıyla kur haziranın son haftasında 16’ya kadar geriledikten sonra tekrar neredeyse aralıksız değer kaybetmeye başladı ve 18 seviyesine yaklaştı. Geçen bir ayda her gün yüzde0.3-0.5 değer kaybeden TL’nin kayıp hızı son günlerde hafifledi.
Geçen haftayı 17.92 seviyesinden tamamlayan dolar/TL bu sabah düne kıyasla yatay seyrederek saat 09.04’te 17.94/17.95 seviyesindeydi. Dolar/TL tarihi zirvenin görüldüğü 20 Aralık’tan bu yanaki en yüksek seviyelerde seyrediyor.
Bu verilere göre TL’nin dolar karşısında Nisan başından beri değer kaybı yüzde 17.2, yılbaşından beri kaybı ise yüzde 26.5 oldu.
Piyasalarda ayrıca bugünlerde başlayan ve ağustosta yaklaşık 20 milyar dolar değerinde tahmin edilen, kur korumalı mevduat (KKM) dönüşlerinin yeni döviz talebi yaratıp yaratmayacağı da izleniyor. KKM’nin kurumsalların dövizden TL’ye geçerek açtığı mevduattan oluşan bölümü TCMB’nin sorumluğunda ve rezervlere yıl başında önemli bir katkı sağladı. Ağustos’ta ilk kez geri dönecek KKM tutarının TCMB’nin sorumluluğunda olan bölümü yaklaşık 18 milyar dolar.
Uluslararası piyasalardan borçlanma maliyetinin de bir göstergesi olan Türkiye’nin beş yıllık dış borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti (CDS) geçen hafta 880 baz puanın üzerine çıkarak tarihi zirveye yaklaşmasının ardından art arda iki seansta keskin şekilde düşerek dün 777/795 baz puandan kapandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***