Üst üste gelen önlemler bankaların kredilerde sıkılaştırmaya gitmesine neden olurken, kredi ve mevduat faizlerinde yükseliş devam ediyor.
BDDK, 100 bin üzerindeki tüketici kredileri için vade sınırını 24 aydan 12 aya düşürürken, kredi kartı asgari ödeme tutarlarını yüksek miktarlar için haziran başında artırmıştı. Ayrıca konut kredilerinde de 10 milyon TL üzeri değer için kredi kullanımı yasaklandı, değere göre limitler getirildi.
Diğer yandan MB, ‘liralaşma’ kapsamında döviz mevduatı karşılığı TL sabit kuponlu tahvil tutulması yönünde adımlar atarken, teminat sisteminde TL’nin ağırlığını artırıcı adımları daha kuvvetlendirdi. Bu adımlar bankaları devasa tutarlarda sabit kuponlu uzun vadeli tahvile yönlendirdi.
Yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz kitabımda yok” demesine karşın her yerden ‘faiz’ fışkırıyor.
Özel bankalarda daha da yükseldi
Hem ucuz TL kredilere artan talep hem de BDDK başta olmak üzere alınan bu önlemlerin maliyet artırıcı etkisi sonrası banka kredilerinde frene basıldı. Kamu bankaları, ikinci el konut ve tüketici kredisi büyümesini sınırlayan bir politika izliyor.
Bankacılık kaynaklarının verdiği bilgiye göre, bazı kamu bankaları ikinci el konut kredisi kullanımı üst limitini 150 bin TL’ye kadar düşürdü. Benzer şekilde kamu bankalarında şube bazlı kredi miktarı ve kredi sayısı uygulaması ile de kredi kullandırmayı azaltıcı önlemler alınıyor.
Ekonomi yönetiminin krediler üzerinden aldığı önlemlerin maliyete yansımasıyla bir süredir yükselişte olan mevduat ve kredi faizleriyse özel bankalarda daha da yükseldi.
Artan maliyetlerin yansıdığı TL mevduat faizleri yüzde 25’lere doğru giderken, dolar mevduatlarda geçen aylarda yüzde 5 seviyesinde olan faiz bazı bankalarda yüzde 6,5’in üzerine çıktı, avro mevduatlardaysa bu oran yüzde 5’e yaklaştı. Sektörde bireysel ve ticari kredi faizleri de yükselişini sürdürüyor.
Tüketici kredilerinde büyüme hızı yüzde 60’a geldi
Bankacılar, kurdan arındırılmış olarak bakıldığında son 13 haftadır tüketici kredilerindeki büyüme hızının, haziran sonunda yüzde 60’a ulaşarak, nisan sonundaki yüzde 30’ların iki katına çıktığına dikkat çekiyor. Aynı dönemde ticari kredilerdeyse büyüme hızı yüzde 55’ten yüzde 40’a doğru geriledi.
Hükümetin ekonomi politikasında cari açığı azaltmak adına istihdam ve ihracat odaklı kurumsal krediler teşvik ediliyor. Ancak düşük faiz politikası nedeniyle TL’de değerini koruyamayan bireysel müşteriler iç tüketimi canlandıracak şekilde yüksek kredi kullanımını tercih ediyor.
Amaçlanan kredi büyümesinden farklı olarak yüksek enflasyon ortamında bireysel kredilerde aşırı hızlanma trendi kamu bankaları tarafından BDDK adımlarına da paralel olarak son dönemde sınırlanmaya çalışılıyor.
Konu hakkında bilgi sahibi üst düzey bir bankacı “Bazı kamu bankaları konut kredilerinde üst limiti 150 bin TL’ye indirdi. Bazıları ise maksimum 500 bin TL konut kredisi kullandırıyor” dedi .
Bankacı şöyle devam etti: “Bankalarda ayrıca bir likidite sıkıntısı oluşmuş durumda. MB’nin son düzenlemeleri sonrası bankaların sabit faizli DİBS portföylerini artırmaları likidite sıkışıklığına neden oldu. TL’de sıkışıklığın artmasının da mevduat faizlerindeki yükselişte etkisi büyük.”
Bir diğer bankacı ise “Enflasyon nedeniyle bireyler krediye dayalı iç tüketime yönelmiş durumda. Faizler kademeli artıştaydı ancak enflasyon yüzde 80, kredi faizi yüzde 30 olunca son üç aydır bireysel başta olmak üzere tüm kredilerde ciddi bir talep patlaması gördük. Maliyetler BDDK kararlarıyla yükseltildi” diye konuştu.
Kamu bankaları konuyla ilgili bir yorum yapmadı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***