BATMAN – Kürt kültür ve sanatına yönelik sistemli saldırılara tepki gösteren sanatçı Baran Çelebi, “Kasetleri toprağın altına saklayıp, dinleyen bir tarihten geliyoruz” diyerek engellerin beyhude olduğunu dile getirdi.
Kürt kültür ve sanatına yönelik engel, baskı, yasak her geçen gün yaygın ve sistematik hal aldı. Kürt sanatçıların konserleri yasaklanıyor, tiyatroları engelleniyor, kültür sanat merkezleri basılıyor ve tüm çalışmaları englleniyor. En son 27 Haziran’da Adana da, Binevş Kültür ve Sanat Derneği’ne baskın düzenlendi ve kültür merkezinin çalışanlarının da olduğu 34 kişi gözaltına alınıp, bunlardan 4’ü tutuklandı.
Kürt kültür ve sanatına yönelik sistematik hal alan saldırıları değerlendiren ve Batman’da 25 yıldır sanatla uğraşan Baran Çelebi, saldırının bir politika ekseninden geliştiğini ifade etti.
‘KAYYIMLARLA BİRLİKTE SON BULDU’
Kentte geçmişte yaşanan kültür-sanat etkinliklerinin bizzat iktidar eliyle engellendiğine dikkati çeken Çelebi, “Eskiden festivaller olurdu. Bu festivallerde her dilden eserler okunurdu. Dünyanın birçok yerinden insanlar buraya gelip, sanatı doyasıya yaşar ve son olarak ise, 12 bin yıllık tarihi yer olan Hasankeyf’i ziyaret ederlerdi. Ancak belediyelere atanan kayyımlar ile birlikte festivaller sona erdi. Yine tarihi Hasankeyf sular altında kaldı. Sadece bu iki iktidar bile Kürt kültür ve sanatına yapılan saldırıların ne denli vahşi olduğunu gösteriyor” dedi.
YILMAZ GÜNEY SİNEMASI
Yılmaz Güney Sineması’nın kayyımlar döneminde kundaklandığını hatırlatan Çelebi, “Batman kültür sanat alanında birçok şeye imza atmış bir kent. Kayyım ile birlikte Yılmaz Güney sineması yıkıldı. Burada sinema, tiyatro ve müzik dalında yani sistemin istemediği bir sanat icra ediliyordu. Buna tahammül edemedikleri için burayı yok ettiler. Birçok sanatçı işinden oldu. Manevi değeri yüksek bir yerdi. Şimdi ise sistem kendi isteğine uygun filmleri Batman’da gösterime sokuyor. Ancak halkın talebi o yönde olmadığı için etkisi de yoktur” diye konuştu.
KÜRT MÜZİĞİ DÜNYAYA YAYILDI
Kürtlere karşı devreye konulan tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen, müziğinin dünyaya yayıldığını vurgulayan Çelebi, “Yüz yıllardır Kürt kültürüne dönük baskıların var olduğunu biliyoruz. Bunu bugünlerde şiddetli bir şekilde gösteriyorlar. Geçen hafta Taksim’de konserim vardı. Taksimde neredeyse tüm dillerde tabela vardı ve bunlara hiçbir şekilde bir itiraz edilmiyordu. Ancak Kürtçe tabela asanlara para cezası kesiliyordu. Hemen ileride Kürtçe şarkı söyleyen gençlere gözaltı işlemi uygulandı. Malzemelerine el konuldu. Son olarak Adana’da Kürt kültür ve sanatına büyük emek harcayan dernek ve sanatçılara dönük faşizan bir saldırı gerçekleşti. Yerleri basılarak gözaltına alınıp tutuklandılar. Bu yıldırma politikasının bir devamı. Ancak bunun işe yaramayacağını tarih gösteriyor” diye belirtti.
İKTİDAR ÇIKARSAL DAVRANIYOR
İktidarın yeri geldiği zaman çıkarları doğrultusunda Kürt kültürünü ve müziğini de kullandığını dile getiren Çelebi, şöyle devam etti: “Kürtlerin oylarını alabilmek için bir dönem Kürtçe şarkılar söyleniyordu. Burada Batmane Batmane şarkısını söylüyorlardı ancak taksimde 2 tane Kürtçe şarkı söyledikleri için insanlar gözaltın alındı. Sadece gözaltı değil, müzik aletlerine el konuluyor, haklarında para cezası kesiliyor… Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, Kürt halkı onların seçim oyunlarına gelmez.”
SANAT YAŞAMIN HER ALANINA YAYILMALI
Tüm saldırı ve asimilasyon politikalarına rağmen sanatın ve sanatçının geri adım atmayacağını sözlerine ekleyen Çelebi, şunları söyledi: “Yılmaz Güney Sinemasında ve daha birçok kurumda sanat çalışması yürüttük. Şimdi ise Baran Müzik Akademisi ile Kürtçe müzik eğitimi veriyoruz. 6 sınıfta 8 hoca ile ders veriliyor. Çocuklar burada; piyano, keman, erbane, yan flüt, gitar, bağlama ve saksafon öğreniyorlar. Demek ki, istediğimiz zaman, yaşamın her alanını Kürt Kültür ve sanatına dönüştürebiliriz. Kasetleri toprağın altına saklayıp dinleyen bir tarihten geliyoruz. Bugün teknolojik bir argüman var. Onu fırsata çevirebiliriz.”
MA / Fethi Balaman
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***