Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekilliği görevinden istifa ettiği Haziran 2016’dan bu yana aktif siyasette yer almayan Oktay Vural, “2023 yılı çok önemli. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı başlıyor. Geçmişteki parlamenter sistemin çok sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Ama bugünkü eko-sistemin, yenilenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak mesele yasama, yürütme ve yargının düzenlendiği bir sistem boyutu ötesinde ele alınmalıdır. Bundan önceki sistemin de sağlıklı çalıştığını kimse söyleyemez. Ben o sistem içerisinde siyaset yaptım. Maalesef Türkiye sürekli sistem tartışması içinde…” dedi.
MHP’deki tüm görevlerinden istifa etmesine rağmen MHP üyeliği devam eden Oktay Vural, Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden altılı masaya, 2023 seçimlerinden MHP’nin mevcut sistem içindeki tutumuna kadar birçok konuya değinen Vural’ın söyleşisinden satır başları şöyle:
‘SİYASETTE AKIL YÜRÜTME OLMASI LAZIM’
“Genel olarak bakıldığında siyasetin kutuplaştığı bu ortamda giderek değerlerden uzaklaştığını görüyorum. Türkiye’de daha çok kutuplaşma üzerinden bir siyaset yürütülüyor. Dolayısıyla ortada bir sis bombası var. Yani bir çölleşme var. Biz sonuçları tartışıyoruz. Sebepleri tartışmıyoruz. Siyasette bir akıl yürütme, sorgulama ve felsefe olması lazım. Öte yandan da kişiselleşme var. Kişiselleştirme, günümüz demokrasileri için bir tehdittir. İnsanların kendilerine bir değer atfederek varlıklarını yerli-yersiz ön plana çıkarma isteği alışılagelmiş bir beşerî kusurdur.
‘SİSTEM ADALETSİZLİK ÜRETİYOR’
2023 yılı çok önemli. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı başlıyor. Türkiye’de sürekli olarak reformlardan bahsediyoruz. Şimdi size soruyorum. Kaç defa adalet reformu yaptık? Ha bire adalet reformu… Ama bakıyorsunuz Anayasa Mahkemesi sürekli hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay’da dosyalar bozuluyor. Sistemin sonuçları itibariyle bakınca, çürük olduğunu, adaletsizlik ürettiğini görüyoruz.
Geçmişteki parlamenter sistemin çok sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Ama bugünkü eko-sistemin, yenilenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak mesele yasama, yürütme ve yargının düzenlendiği bir sistem boyutu ötesinde ele alınmalıdır.
Aslında bu eleştiriler sadece sistem kaynaklı değil. Yürütülen politikalarla da ilgili. 2018’den bu yana yürürlükte olan sistemin elbette eleştirilecek yönleri var. Şüphesiz karar alma süreci de önemli. Denge, denetim, yürütmenin hesap verilebilirliği, karar verme süreçleri, bakanların sorumluluğu gibi konular var… Bundan önceki sistemin de sağlıklı çalıştığını kimse söyleyemez. Ben o sistem içerisinde siyaset yaptım. Maalesef Türkiye sürekli sistem tartışması içinde… Bundan önceki sistem içerisinde de bu sistem içerisinde de Türk siyasetinin en önemli problemlerinden biri olan diyalog ve uzlaşma arayışı yok.
Parlamento yürütmeyi sorgulayamıyor. Toplumun tamamı parlamentoda temsil ediliyor ama bir denge ve denetim kurulamıyor. Bunu değiştirmek lazım. Soru önergeleri veriliyor, araştırma komisyonları kuruluyor ama işlevi yok.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***