HABER YORUM | İLKER DOĞAN
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TRT ortak yayınında daha önce birlikte görev yaptığı Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’la ilgili söyledikleri, doğal olarak tartışmaları da beraberinde getirdi. Zira iki ismi ‘ihanetle’ suçlayan Erdoğan, “Onlar o makamlara kendileri layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler. Onlara başbakanlığı, bakanlığı, o makamları bir ‘irade’ verdi.” diyordu.
Söz konusu açıklamayı bir kaç açıdan değerlendirmek gerekiyor.
Bir an için Erdoğan’ın sözlerinin ‘doğru’ olduğunu kabul edelim; bu durumda kendisi ‘görevini kötüye kullandığını’, başbakanlık ve bakanlık gibi önemli makamlara ‘liyakatsiz’ insanları getirdiğini itiraf etmiş oluyor. İlerleyen yıllarda bu ifadeler yargının konusu olabilir…
Erdoğan’ın, Davutoğlu ve Babacan’ı ‘ihanetle’ suçlaması bize ayrıca kendisinin ‘liyakati’ değil, ‘sadakati’ öncelediğini gösteriyor. Erdoğan’a ‘sadık’ iseniz ve emirlerini ‘mutlak bir itaatle’ yerine getiriyorsanız, bir makama ‘getirilmeniz’ için liyakat sahibi olmanıza gerek yok!
‘Tek adam’a itaat ettiğiniz sürece o makamda kalmaya layıksınız; değilse ‘ihanetle’ suçlanmanız an meselesi…
ANCAK ONUN ‘İRADESİYLE’ MAKAM SAHİBİ OLUNABİLİR
Bütün bunlar çok önemli bir gerçeği daha gözler önüne seriyor aslında; Erdoğan gerçekten hasta! Güç zehirlenmesi (Hubris sendromu) yaşıyor.
‘Hubris’ antik Yunan’da ‘kibir’ anlamına geliyor. Hubris sendromu, ‘abartılı gurur, baskın bir kendine güven ve kendinden başkalarını küçümseme duygusu’ olarak tanımlanıyor.
Tayyip Erdoğan, kendisinden başka hiç kimseyi beğenmiyor, kibirli. Ondan başka hiç kimse bir göreve layık olamaz! Bir kişi bir göreve getirilecekse bu ancak onun ‘iradesiyle’ mümkün olabilir.
- Ünlü siyaset bilimci ve hatta filozof Lord Acton’ın, “Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlak yozlaştırır.” şeklinde özetlenen sözlerini hatırlatan siyaset bilimcilere göre, bir ülkeyi 20 yıl tek başına yöneten bir insanın güç zehirlenmesi yaşamaması mümkün değil…
Tayyip Erdoğan, bu açıklamasıyla geçmişte görev yapan bütün bakan ve bürokratlar gibi, bugün kendisinin ‘göreve layık’ gördüğü isimlerin liyakatinin de sorgulanacağını düşünemiyor. Dün liyakatsiz isimleri getiren Erdoğan, bugün de aynı ‘hatayı’ yapıyor olamaz mı? Türkiye’nin yaşadığı ekonomik ve (iç-dış) siyasal krizlerin temel sebebi bu olabilir mi?
ONUN SÖZLERİNİ SORGULAMAK KİMİN HADDİNE!
Tayyip Erdoğan o kadar ‘hasta’ ki, yukarıdaki açıklamasının ne kadar vahim olduğunu, ne anlama geldiğini bile idrak edemiyor! O kadar ‘güç zehirlenmesi’ yaşıyor ki, bu sözlerinin yarın ‘yargının’ konusu olabileceği düşünemiyor. Buna kim cesaret edebilir ki!
Sözlerini ‘mutlak doğru’ kabul ettiği için ‘sorgulanacağını, hesap sorulacağını’ aklının ucundan bile geçirmiyor…
Şimdi bir an için söylediklerinin ‘doğru’ olmadığını, Erdoğan’ın yukarıdaki açıklamayı siyaseten yaptığını düşünelim; bu durumda da Erdoğan, iktidarını sürdürebilmek için ‘yalan’ söylemiş oluyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, bu kadar rahat yalan söyleyebilir mi? Yıllarca birlikte görev yaptığı isimleri bir çırpıda ‘ihanetle’ suçlayan, gerçekleri bu kadar kolay eğip büken bir insan cumhurbaşkanlığı yapabilir mi?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***