ABD Yüksek Mahkemesi’nin kürtajı tüm eyaletlerde anayasal hak haline getiren yaklaşık 50 yıllık emsal kararı 24 Haziran’da bozmasının ardından tüm dünyada gözler çocuk aldırmanın önündeki yasal ve yasadışı engellere döndü.
Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden The Guardian da Türkiye’deki durumu ele aldı. Independent’ın aktardığına göre; Lara Villalon imzasıyla bugün yayımlanan “Yasal olsa da neredeyse yasaklı: Türk kadınlarının bedava ve güvenli kürtaj hakkına erişimi engelleniyor” başlıklı haberin spotu da şöyle:
“Türkiye’nin çoğunda fiili bir yasak var. Kadınlar ya hastane hastane dolaşıp yalvarmak zorunda kalıyor ya da paraları varsa özel klinik arıyor.”
Türkiye’deki kürtaj yasaları ve fiili durum
2827 No’lu Nüfus Planlaması Yasası, 12 Eylül darbesinin ardından 1983 yılında yürürlüğe girdi ve Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana süren yasal kısıtlamayı kaldırarak kürtajı serbest bıraktı.
5 yıl içinde ülke çapındaki 15 ila 49 yaşlarındaki her bin kadından 45’i kürtaj yaptırdı. 1998’deyse bu oran binde 25’e düştü.
Yasa, 10 haftaya kadar olan gebeliklerin isteğe bağlı olarak kürtajla sonlandırılmasına izin veriyor. Tecavüz sonucu meydana gelen gebeliklerde ve annenin sağlığının büyük tehdit altında olduğu durumlarda süre 20 haftaya kadar uzayabiliyor.
Yasalara göre devlet hastanelerinin bu prosedürü bedavaya gerçekleştirmesi gerekiyor. Kadir Has Üniversitesi’nde çalışan akademisyenlerin 2020’de yaptığı araştırmaya göreyse, yalnızca kadının isteğiyle kürtaj yapan hiçbir devlet hastanesi yok.
“Hakkım olduğunu söylesem de reddettiler”
Haberde gerçek adı gizlenerek Esra mahlası verilen bir kadının yasal durumla örtüşmeyen deneyimleri aktarıldı.
İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki kadın, pek çok sağlık kuruluşundan geri çevrildiğini söyledi: Tekrar tekrar ‘Burada kürtaj yaptıramazsın, biz yapmıyoruz’ dediler. Bunun hakkım olduğunu söylesem de reddettiler.
Özel hastanelerin de öğretmen maaşıyla karşılaması mümkün olmayan faturalar çıkardığını belirten Esra, “Haftalar geçiyordu ve ben gittikçe daha fazla endişeleniyordum. Sonunda gizli saklı, sağlıksız bir yere düşeceğim aklıma geliyordu” dedi.
Esra sonunda masrafları karşılayabileceği bir özel klinik bulsa da buradaki jinekolog, partnerini ikna edip evlenmesini ve çocuğu aldırmamasını söylemiş. Bütün bunlara rağmen kürtaj yaptıran kadın, üç hafta sonra kanama şikayetiyle devlet hastanesine gittiğini ve acil operasyona alındığını anlattı:
Ateşim vardı ve vücudumdan pıhtılaşmış kanlar çıkıyordu. Kürtaj yapmadığını söyleyen hastanelerden birinde tedavi gördüm. İlk başta onay verselerdi çok daha kolay ve güvenli olurdu.
Esra operasyondan sonra sürekli ağrı yaşadığı için bundan sonra istese de çocuk yapamamaktan korkuyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***