ANKARA – Türkiye’de muhalefet cephesinde altı siyasi parti birlikteliğinde, Ağustos ayında yuvarlak masa buluşmalarında ilk tur tamamlandıktan sonra toplumsal kutuplaşmaya karşı ortak akıl ve uzlaşmacı siyasi kültür ile yola devam edileceği görüşü paylaşılıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 21 Ağustos Pazar günü altıncı kez yuvarlak masada buluşacak.
Karamollaoğlu’nun ev sahipliğindeki buluşmada, liderler tarafından Türkiye’nin gündemindeki sorunlar yanı sıra “altılı masa işbirliği”nin nasıl yürütüleceğine karar verilecek. Bu karara bağlı olarak liderler arasında ikili, altılı temaslar ile komisyonlar aracılığıyla ortak çalışmalar yapılmaya devam edilmesi öngörülüyor. Seçim takvimi ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı adayı belirleninceye değin altılı masa birlikteliğinde yöntem değişikliği olmayacağı vurgulanıyor.
Altı lider buluşmasında, Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu’nun raporunu ele alması ve İletişim Komisyonu’nun çalışmasına karar verilmesi beklentisi söz konusu.
Kamuoyunda merak konusu olan ortak Cumhurbaşkanı adayını belirleme noktasında ise, altı siyasi parti kurmayları tepkili. Altılı masa çalışmalarına yönelik “ortak aday dayatması” yapıldığı görüşünü paylaşan kurmaylar, “İletişim Komisyonu’yla sanki altı parti bir araya geldiğinde hiçbir şey yapmamış algısına karşı halkın bilgilendirileceğini” söyledi.
“Cumhurbaşkanı adayı kim?” sorusuna karşı neler yapıldı anlatılacak
Altı siyasi parti liderince görevlendirilecek isimlerden oluşacak İletişim Komisyonu’nun, “muhalefet cephesine yönelik ortak Cumhurbaşkanı adayınız kim? sorusuna karşı Türkiye’nin geleceği için yapılan ortak çalışmaları anlatması” temel amacı olarak ifade edildi. Ortak aday dayatmasıyla altılı masa tarafından bugüne değin yapılan tüm ortak çalışmaları küçümseme yaklaşımı sergilendiği kaydedildi.
DEVA Partisi adına Sanem Oktar ve Gelecek Partisi adına Mustafa Mente’nin görev yapacağı belirtilen İletişim Komisyonu’na diğer dört parti adına katılacak kurmaylar, 21 Ağustos’taki lider buluşmasıyla şekillenmiş olacak.
İletişim Komisyonu’nun oluşturulmasında, altılı masadaki siyasi partiler CHP, İyi Parti, Saadet, Partisi Demokrat Parti, DEVA Partisi ile Gelecek Partisi’nin 28 Şubat’ta ortak mutabakat metnine dönüştürdüğü parlamenter sistemi kamuoyuna anlatmak gerektiği düşüncesi söz konusu.
Komisyon, parlamenter sistem üzerine mutabakat metni içeriğiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmeye ağırlık verecek. Bunun yanı sıra altılı masa aracılığıyla gelecek seçimlerde seçim güvenliğini sağlayacak adımlar ile yapılacak yasal reformlar da anlatılacak. Böylece “altılı masaya yönelik özellikle iktidara yakın medya kuruluşlarınca dayatılan ortak aday gündemi” dışına çıkılması amaçlanacak.
İyi Partili üst düzey bir yönetici, “Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak üzere kurulmadı altılı masa. Türkiye’yi iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile buluşturmak hedefiyle kuruldu. Bunun için de mutabakat metni ile sistem değişikliği sözü verildi” vurgusu yaptı.
DEVA Partili üst düzey bir yönetici ise, “ortak iletişim diline ihtiyaç var” derken, “Türkiye siyasi tarihinde hazırlanmış en kapsamlı mutabakat metniyle parlamenter sistemde uzlaşılmasına medyada özellikle yer verilmiyor” eleştirisinde bulundu.
Gelecek Partili üst düzey bir yönetici de, “AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki ortak aday sorusuyla altılı masaya mevcut sistem dayatması da yapıldığı” görüşünde. “Altılı masaya adeta mevcut baskın yönetim sisteminde ‘Erdoğan’ınız kim olacak?’ sorusu soruluyor. Oysa biz sembolik yetkilere sahip olacağını kabullenmiş, Türkiye’nin parlamenter sistemle buluşmasını sağlayacak bir Cumhurbaşkanı seçilmesini öngörüyoruz. Türkiye yeni bir Erdoğan istemiyor” ifadesini kullandı.
Ortak aday Kılıçdaroğlu ve Akşener görüşmesiyle mi belirlenecek?
Ankara kulislerindeki bilgilere göre; CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanı adayı olmasında uzlaşma sağlanabileceği görüşü ön plana çıkmaya başladı. Ancak altılı masada, “iktidar ortaklığı (AKP-MHP) tarafından seçim takvimi ilan edilmediği sürece ortak aday ismimi açıklamama tutumu” ağırlığını koruyor. Muhalefet cephesinde, Türkiye’de seçmen davranışları açısından seçimden öncesi son üç aylık gelişmeleri dikkate almak ve “Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde ilk turda kazanacak ortak aday” belirlemek gerektiği vurgulanıyor.
En son İyi Parti’nin ev sahipliğinde 3 Temmuz’daki buluşma sonrasında liderlerce yapılan açıklamada, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, Güçlendirilmiş Parlamenter sistemden yana olan, demokrasi âşıklarının adayı olacaktır” denilmişti. Öncesinde Demokrat Parti’nin ev sahipliğindeki 24 Nisan’daki buluşmada ise, “Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda liderler olarak birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz” kriterleri belirlenmişti. Şimdi Saadet Partisi’nde 21 Ağustos’taki altıncı buluşma arifesinde, altılı masada, Cumhurbaşkanı adayı ismine yönelik şu ana kadar tartışma yapılmamış olduğu ise ısrarla ifade edildi. Kılıçdaroğlu’nun sıkça kendi adaylığıyla ilgili sorular üzerine ortak adaya altılı masada karar verileceğini işaret ettiği anımsatıldı.
CHP ve İyi Parti dışındaki altılı masadaki diğer partiler ise, “ortak aday noktasında öncelikle iki lider arasında görüş birliği gerektiği” görüşü paylaşılıyor. TBMM’de parti grupları bulunması, geçmiş seçimlerdeki oyları itibariyle siyasi aritmetik açısından “altılı masa aşaması öncesinde Kılıçdaroğlu ve Akşener arasında karar birliği oluşmalı” yönünde görüşler aktarılıyor. Dolayısıyla da ortak adayı belirleme müzakeresine seçim takvimine bağlı olarak ikili görüşmeler trafiğiyle başlanması beklentisi var.
Altılı masa işbirliğini hangi başlıklar dağıtabilir?
Altılı masa birlikteliğine ilişkin riskleri sorduğumuz parti kurmayları, “seçim süreci” ve “seçim sonrası” aşamalarındaki adımları işaret ediyor. Muhalefet partileri arasında seçim sürecinde ittifak kurulmasında ve olası iktidar değişikliğinde koalisyon hükümeti oluşturulmasında sıkıntılar olabileceği öngörülüyor. Ancak yaklaşık bir yıldır altı siyasi parti arasında yürütülen müzakereler ile Türkiye’deki kutuplaşmaya karşı çok önemli bir uzlaşma kültürü oluşturulduğu vurgulandı. Altı parti yönetimindeki kurmaylar açısından neyi, nasıl konuşacakları noktasında tecrübe edinildiği kaydedildi. En önemlisi de liderler yani Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Uysal, Davutoğlu ile Babacan’ın artık kişisel üsluplarıyla birbirlerine aşina oldukları ve bunun henüz muhalefetteyken benzeri görülmemiş ortak çalışma anlayışı sağladığı belirtildi.
Kulislerdeki bilgilere göre; altılı masada sıkıntı yaratabilecek başlıklar: “1-Cumhurbaşkanlığı Seçimi için ortak adayını belirleme, 2-Genel Seçimler için ittifak modelini belirleme yani milletvekilliği listeleri oluşturulması süreci, 3- Seçim sonrasında ülke yönetimi paylaşımında anlaşılamaması, 4- Kürt Sorunu’nun konuşulmasında uzlaşılmaması” olarak ön plana çıktı.
İyi Parti cephesinde, altılı masa bakımından “ittifak” için seçim takvimi ilan edilmesi gerektiği ve “koalisyon” müzakeresi içinse seçim sonrasında millet iradesiyle şekillenecek tabloya (dolayısıyla oy oranlarına) bağlı olduğu görüşü gündemde. Altı parti arasındaki parlamenter sistem mutabakatı için “dünyaya gelmiş çocuk” benzetmesini paylaşan İyi Partili yönetici, “anne ve baba ayrılsa dahi bu çocuk için iş birliğine devam edilecektir” yorumunu yaptı. “Altılı masadaki bütün partilerin kalbi memleket için atıyor. Ortak akılda buluşma kabul gördü. Son yirmi yılda erozyona uğramış siyasi kültür, kutuplaşma karşısında önemli kazanım oldu” diye ekledi. Bu görüşler itibariyle İyi Parti, seçimlerde ittifak kurulmasına temkinli yaklaşım içinde ve seçim kazanıldığı takdirde iktidarda altılı masadaki tüm aktörlerce görev alınmasında ise “eşitlik değil seçim sonucuna bağlı” anlayışında.
DEVA Partisi üst düzey yöneticisi de, geçiş sürecine ilişkin yol haritasını ortaklaştırmak gerektiğini ve bunun bir anlamda “rekabet öncesi iş birliği protokolü” olacağı görüşünde.
Gelecek Partisi üst düzey yöneticisi ise, altılı masa birlikteliğinde göç meselesine yaklaşım ve Aleviler ile ilgili yapılması gerekenlere ilişkin de görüş ayrılıkları riski bulunduğunu işaret etti.
Özetle, altılı masadaki partiler arasında özellikle seçim sonrasına ilişkin görüş farklılıkları olsa da “Türkiye’nin demokrasisi açısından altı lider tarafından müzakere etmeye dayalı uzlaşma kültürü zemini yaratıldığı” görüşü ağırlık kazanıyor. Bu nedenle altılı masada sıkıntılı başlıklara da konuşularak çözüm bulunabileceği vurgulanıyor.