Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eski Eş Genel Başkanı ve eski milletvekili tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında avukatları yazılı açıklama yaptı.
Mart, Nisan ve Mayıs aylarında edindikleri tıbbi belgeler, birlikte kaldığı tutukluların tanıklıkları, avukatların gözlemleri, cezaevi gözlem kararları ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) bilimsel mütalaasıyla birlikte Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunulduğu kaydedilen açıklamada, başvuruda cezanın infazını ertelenmesinin talep edildiği belirtildi.
Açıklamada, başvuru üzerine Tuğluk’un Adli Tıp Kurumu (ATK) 3’üncü İhtisas Kurulu’na günü birlik götürüldüğü ve 22 Haziran’da yeni bir rapor tanzim edildiği ifade edildi.
‘BİLİMSELLİKTEN VE OBJEKTİFLİKTEN UZAK’
ATK’nin yine Tuğluk’un cezaevinde yalnız kalamayacağına dair verilen sağlık kurul raporları ve bilimsel uzman görüşlerinin tam tersi rapor verdiği ifade edilen açıklamada, “Son rapor, on kişilik bir kurul tarafından hazırlanmış olup, müvekkilin üç ay süreyle günlük olarak izlenmesinin gerekliliği ve ancak bu üç ayın sonunda kesin değerlendirme yapılabileceğine dair üç üyenin muhalefet şerhini barındırmaktadır” bilgisi verildi. ATK tarafından verilen son raporun bir yandan Tuğluk’un muayene esnasındaki birçok testteki hatırlama düzeyinin aşırı zayıflığını gösterdiği ve sayısal skorların ne kadar yetersiz olduğunu belirtiği kaydedilen açıklamada, “Öte yandan da bilimsellikten ve objektiflikten uzak şekilde ‘cezaevinde tek başına hayatını idame ettirebilir’ sonucunu içermektedir. ATK 3. İhtisas Kurulunun raporu; tek yanlı, çelişkili ve yüzeysel görüşler içeren, kanıta dayalı olmayan, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir dile ve içeriğe sahiptir” denildi.
TİHV UZMAN GÖRÜŞÜ
Açıklamada, savcılığa sunulan TİHV uzman görüşüne yer verildi. Uzman görüşü şöyle: “Muayene kayıtları, psikometrik incelemeler, kişi hakkında düzenlenen raporlar, yazılan reçeteler, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı’nın kararları ve koğuş arkadaşları ve avukatları tarafından aktarılan bilgiler; ‘orta evrede, tipik bir demans’a işaret etmektedir. Demans kişinin basit gündelik işlerini, yaşamsal gereksinimleri ve kişisel hijyenini başkasının desteği olmaksızın sağlayamayacağı bir duruma doğru ilerleyen, kalıcı nitelikte bozulmaya yol açan bir hastalıktır.
DEMANS TABLOSU
Tuğluk’un muayenelerine ait kayıtlar ve bilgiler kronolojik olarak değerlendirildiğinde; önceki muayenelere oranla yıkımın daha da arttığı, ilerleyici ve kalıcı nitelikte olan bu kinik tablonun; kişinin gerçeği değerlendirmesini, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmesini, bağımsız karar alabilmesini ve kararlarını özgür iradesiyle tek başına hayatına geçirmesini engelleyecek boyuta evrildiği anlaşılmaktadır. Mevcut demans tablosu nedeniyle ‘kişinin yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın tek başına sürdürmesinin mümkün olmadığı, cezaevi koşullarına bir başkasının yardımı olmadan zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayacağı.”
Serbest Görüş:
‘5 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN KARARA BAĞLANMADI’
Söz konusu ATK raporuna karşı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı ve ATK Üs Kurul nezdinde itirazların yapıldığı kaydedilen açıklamada, henüz Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) “ihtiyati tedbir talepli” yapılan başvuruda ise herhangi bir kararın verilmediği belirtildi.
Açıklamada, Tuğluk için hükümlü bulunduğu dosyada da yapmış oldukları bireysel başvurunun üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen karara bağlanmadığı vurgulandı. Son olarak yapılan açıklamada “Müvekkilimizin anayasal hakkı olan insan onuruna uygun koşullarda tedavisinin sağlanması için ivedilikle tahliye edilmesi gerektiğinden konunun hukuki takibini her boyutta sürdürdüğümüzü ve kronik ilerleyici demans hastalığının geldiği aşamayı inkar eden ve gerçeğe aykırı rapor düzenleyen sağlık görevlileri hakkında da ilgili başvurularımızı sürdürdüğümüzü bir kez daha ifade etmek isteriz” denildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***