HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın Halk TV ekranlarında 15 Temmuz’a dair yaptığı açıklamalar son derece önemli. Yıldız, MİT, Genelkurmay ve Akıncı Üssü arasında yaşanan trafiği ve gözden kaçan detayları paylaştı. Devletin elinde 15 Temmuz’a ait hiç yayınlanmamış ham görüntüler olduğunu söyleyen Yıldız’ın üzerinde durduğu noktalardan biri de Akın Öztürk’ün darbenin 1 numarası olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığıydı.
15 Temmuz’un üzerinden 6 yıl geçtikten sonra Akın Öztürk’ün ‘darbenin 1 numarası olmadığının anlaşılması’ güzel bir gelişme. Peki Akın Öztürk’ün aslında ‘darbeci’ bile olmadığının anlaşılması için de 6 yıl beklemek zorunda kalacak mıyız?
Müyesser Yıldız’ın dönemin YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk hakkında söylediklerine bir bakalım: “Çankaya Köşkü’nde o kriz anında televizyonlarda alt yazı geçiyor; Darbenin 1 numarası Akın Öztürk diye… Hulusi Akar, ‘Nereden çıktı bu diyor? Akın Öztürk’ün bir alakası yok ki’ diyor… Genelkurmay Başkanlığı 20 Temmuz’da bir açıklama yaptı ve ‘Akın Öztürk’ü Akıncı Üssü’ne biz gönderdik’ dedi. O halde darbenin 1 numarası kim? Adam tişörtle, terlikle Akıncı Üssü’ne gidiyor.”
Gazeteci Müyesser Yıldız:
-15 Temmuz’un bilinmeyen görüntüleri var
-Hulusi Akar ile ilgili iddialar çok ciddi
-Akar ve Hakan Fidan neden ifade vermiyor
-Akın Öztürk bana göre darbenin bir numarası değil pic.twitter.com/6Snalk2ZoU
— Tr724 (@Tr724) July 14, 2022
DARBE GİRİŞİMİNDEN HABERİ BİLE YOK
Müyesser Yıldız, aslında mahkemedeki tanık ifadelerini aktarıyor. Bütün tanık ve sanıklar ifadelerinde Akın Öztürk’ün darbeden haberi bile olmadığını, bugün ‘kahraman’ ilan edilen başta Abidin Ünal olmak üzere çok sayıda generali darbecilerin elinden Akın Öztürk’ün kurtardığını söylüyor. Bununla ilgili kamera kayıtları bile var… Akın Öztürk’ü Akıncı Üssü’ne çağıran kişi dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal… “Abi Akıncı’ya git, orayı kontrol altına al. Orada senin sözünü dinleyecek çocuklar var.” diyor… 23.47’de ise Genelkurmay’dan aranıyor, Hulusi Akar’ın beklediği söyleniyor.
1 NUMARA OLMADIĞI GİBİ, DARBCİ DE DEĞİL!
15 Temmuz’un ‘1 Numarası’ olmakla suçlanan Öztürk’ün ‘darbeci’ olduğu iddiasının en önemli delili Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılmamış olmasıydı. Rejime göre sadece 1 yıl önce emrinde 500’den fazla uçak ve binlerce asker varken darbe yapmayı düşünmeyen Öztürk, emeklilik işlemlerini başlattıktan 6 ay sonra ‘darbe’ yapmaya karar vermişti.
DARBE GİRİŞİMİNİ 22.35’TE ÖĞRENİYOR
Ancak eldeki deliller ve olayın bizzat şahidi olan general ve subayların ifadeleri Akın Öztürk’ün bırakın darbenin bir numarası olmayı, 15 Temmuz’dan haberi bile olmadığı iddiasını güçlendiriyor. Akın Öztürk’ün ‘darbe girişiminden’ 22.35’te, kızının evinde torunuyla oynarken haberi oluyor… Yani olaylar başladıktan iki saat sonra!
HULUSİ AKAR: AKIN, GİT KONUŞ ŞUNLARLA!
Tanıkların tamamının ifadesine göre Akın Öztürk, 15 Temmuz gecesi dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından Akıncı Üssü’ne çağırılıyor.
Bir süre televizyondan gelişmelerini takip ediyorlar. Ardından Hulusi Akar, Akın Öztürk’e dönerek, “Ya Akın git şunlarla bir konuş ya! Şu işi bitirsinler.” diyor: “Ben de dışarı çıktım. 143. Filoda olduklarını öğrendim. Genelkurmay Başkanı’nın emirlerini hiç değiştirmeden aynen ilettim kendilerine. Yapılan işin yanlış olduğunu, bu zamanda böyle şeylerin kabul görmeyeceğini söyledim. Müspet veya menfi bir tepki almadım.”
TATİL KIYAFETLİ ‘DARBECİ’!
Bütün bunlar olurken Akın Öztürk, sivil kıyafetli. Üzerinde tişört var. İlerleyen saatlerde emir subayına “Bana elbiselerimi getirin.” diyor ancak bunun için Çankaya’daki lojmana gidilmesi lazım ve orası çok karışık.
Lojmana girdiklerinde çıkamama ihtimalleri var: “Benim gözümün önünde astsubayın bir tanesinden pantolon aldılar. Bir gömlek, bir yerden de yıldız ayarladılar. Onları taktık. Çünkü mesele ciddi. Adamlara yapmayın bu işi diye bağırdığımda ‘sen kimsin’ diyebilecek adam bana. Beni darbe planlayıcısı, sevk ve idare edeni hatta lider olarak lanse ediyorlar; bu nasıl bir liderlik? Ben, darbenin 20.30 civarında başlamasına rağmen bu süreçte hiçbir kimse ile bir telefon görüşmem yok. Yer yerinden oynuyor, 20.30’da başlatılmış şey ben orada hala torunlarımla oynuyorum.”
GENERAL VE SUBAYLAR DA ÖZTÜRK’Ü DOĞRULUYOR
Akın Öztürk, kendisinin darbeye kalkışanları ‘vazgeçirmek’ için çabaladığını söylüyor. O gün orada bulunan general ve albaylar da bu savunmayı doğruluyor.
Akıncı Davası’nda ifade veren Mehmet Alkır, “Akın Öztürk bağırarak ‘bu devirde böyle şeyler olur mu? Yaptığınız iş yanlış! Bu işe son verin!” dediğini anlatıyor.
Yine Akıncı iddianamesinde yer alan Mustafa Barış Avıalan, (geçtiğimiz aylarda hayatını kaybetti) 18 Temmuz tarihindeki ifadesinde, Öztürk’ün arabuluculuk yapmaya çalıştığını, rütbeli subaylara ‘bu işi sonlandırmalarını söyleyip, vermek istedikleri mesaj ne ise zaten verildiğini’ söylediğini belirtiyor.
Hakan Evrim de ifadesinde Akın Öztürk’ü Genelkurmay Başkanı’nın çağırdığını, Öztürk’ün yanlarına geldiğini ve kaosun durdurulması için birlikte çaba sarf ettiklerini söylüyor. Akın Öztürk’ün ‘darbecileri vazgeçirmeye çalıştığına’ dair benzer çok sayıda isim ve ifade var.
Resim 15 Temmuz gecesine ait. 141. Filo’nun koridoru. Akın Öztürk, Abidin Ünal’ı tutulduğu yerden çıkarıyor.
YAŞAR GÜLER’İ BEN KURTARDIM
Genelkurmay Karargah’ın da rehin alınan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’i kurtaran kişi de Akın Öztürk, Abidin Ünal’a makam otomobilini tahsis eden kişi de…
DÜĞÜNE KATILMAMAK, DARBE SUÇU MU?
Ayrıca Yurtta Sulh Konseyi içerisinde yer aldığı ileri sürülen Akın Öztürk’ün Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılmamış olması da ‘darbeci’ olduğunun delili olarak gösteriliyor iddianamede.
Halbuki Öztürk, söz konusu davete katılamayacağını haftalar önce Şanver’e bildiriyor. Kanser hasta babasıyla ilgilenmesi gerektiğini, aynı tarihlerde yeğenine kız isteme durumunun olduğunu anlatıyor. Kaldı ki düğüne katılmayan tek general de Akın Öztürk değil. Ancak tek suçlanan isim o…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***