1990’da 100 yaşına ulaşan insan sayısı sadece 92.000’di. Gerçi bu bile o zamanlar çok büyük bir sayı.
İnsanlık, atalarımızınkine kıyasla bize daha iyi ilaç, yiyecek ve yaşam koşulları sağlayan gelişmeler sayesinde yaşam beklentisi konusunda büyük yol aldı.
BM’nin bu alanda kayıt tutmaya başladığı 1960’ta ortalama bir insanın yaşam beklentisi 52’ydi.
Yine 2021 verilerine göre 100 yaşını aşanların dünya nüfusuna oranı yüzde 0.008.
Küresel yaşam beklentisi ise 75.
Bu tablo ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Bununla birlikte Japonya’da ortalama ömür 85. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde ise sadece 54.
İleri yaştaki insanların kronik hastalıklara yakalanma olasılığı da fazla. Birmingham Üniversitesi’nden hücre biyolojisi uzmanı Prof. “Uzun yaşamak, iyi yaşamak anlamına gelmeyebilir” diyor.
Prof. Lord’a göre bir erkek, hayatının ortalama 16 yılını diyabetten demansa farklı hastalıklarla geçiriyor. Kadınlarda bu süre 19 yıl.
110 YAŞINDAKİLERİN SIRRI
110 yaşında ulaşmak daha da zor.
Boston Üniversitesi’nin yaptığı, uzun yıllara yayılan bir araştırmaya göre sadece beş milyon Amerikalıdan sadece biri 110 yaşına ulaşabiliyor
ABD’de 2010’da 110 yaşındakilerin sayısı 60-70 civarındaydı. 2017’de bu sayı 150’ye çıktı.
Bu yaştakiler, doğal olarak yaşlanma konusunda çalışan bilim insanlarının ilgisini çekiyor.
Prof. Lord, “Bu insanlar, birçok kişiye ileri yaşlarda olan şeylere meydan okuyorlar. Bunun nasıl olduğunu hala bilmiyoruz” diyor.
110 yaşındakilerin sağlık durumları, yaşlarına kıyasla görece iyi.
Örneğin ailesine göre Josefa Maria’s da Conceicao günlük ilaç almıyor. Kırmızı et ve tatlı da diyebiliyor.
Gerçi bazı şeyleri hatırlayamıyor ve gözleri zayıf. 76 yaşındaki kızı Cicera “Annem eskisi gibi yürüyemiyor. Onu her yere taşımak ve bezini değiştirmek zorundayız. Ama çocukluğundan beri sigara içen, onlarca yıl ağır işçilik yapan birisinin bu kadar yaşamasına şaşırıyorum” diyor.
Josefa Maria’s da Conceica, az önce bahsettiğimiz gibi hayatının büyük bölümünde sigara içti. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti.
Amerikan Geriatri Derneği’nin 2011’de 95 yaşındaki 400’den fazla Yahudi Amerikalıyla yaptığı bir araştırması, çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı.
Bu kişilerden yaklaşık yüzde 60’ı koyu sigara tiryakisiydi. Yarısı hayatları boyunca aşırı kiloluydu. Sadece yüzde 3’ü vejetaryendi. Birçoğu hafif egzersiz bile yapmıyordu.
Brighton Üniversitesi’nden biyogerontoloji uzmanı Prof. Richard Faragher, “Bu kadar uzun yaşamak isteyenlere ilk olarak 100 ya da 110 yaşını aşmış kişilerden uzun yaşama tavsiyeleri almamaları gerektiğini söylemeliyiz” diyor:
“Onların doğuştan istisnai bir durumları var. Çünkü bir kişinin uzun yaşamasına yardımcı olduğunu bildiğimiz şeylerin tamamen zıddını yapıyorlar.”
GENETİK FAKTÖRLER ÖNEMLİ
Bilim insanları genetiğin uzun yaşamada büyük bir rolü olabileceğini düşünüyor.
100 ya da 110 yaşını aşmış kişiler yaşlanmaya karşı kendilerini koruyabiliyorlar gibi görünüyor.
Üstelik çoğumuzu erkenden mezara gönderen kötü alışkanlıklara karşı daha fazla bağışıklıkları var.
Yine 100 yaşını aşmış Yahudi Amerikalılarla 2020’de yapılan bir araştırmaya göre bu kişiler genel nüfusunkine benzer oranda kötü genetik varyantlara sahip.
Bugüne kadar en uzun yaşayan kişi 1977’de 122 yaşında ölen Jeanne Calmet adlı bir Fransız vatandaşıydı. Calmet, 120 yaşından uzun yaşadığı bilinen tek insan.
Ancak Washington Üniversitesi uzmanları bu yüzyıl içinde insanlığın 125 hatta 130’lu yaşları görebileceğini düşünüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***