ANALİZ – 15 Temmuz’un ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kurduğu tek adam rejiminin ülkeye maliyeti giderek artıyor. Hesap vermediği ve sorgulanamadığı için kendisine yakın iş adamlarına istediği ihaleyi istediği fiyattan verdiren Erdoğan, devletin kasasını ise sıfırladı. Kamuya ait değerli kurumları ve arazileri satan Erdoğan rejiminin 15 Temmuz sonrasında halkın sırtına yüklediği faturanın boyutları ise yıllar sonra ortaya çıkacak.
15 TEMMUZ’LA TEK ADAM REJİMİ KURDU
17-25 Aralık’ta suç üstü yakalanan Erdoğan, eski düşmanı Ergenekon’la anlaşarak kendilerine engel olarak gördüğü Gülen Hareketi ve Türk Silahlı Kuvvetlerini 15 Temmuz bahanesiyle pasifize etmeyi başardı. Erdoğan 15 Temmuz sonrasında başkanlık sistemini getirerek tek yetkili olduğu sistemini kurdu.
ÜLKE İFLASIN EŞİĞİNE GELDİ
17-25 Aralık’la başlayan 15 Temmuz’la doruğa çıkan bu sürecin Türkiye’ye maliyeti ise her geçen gün artıyor. Ekonomik olarak Türkiye’ye iflasın ve çöküşün eşiğine getiren bu süreç her geçen gün kötüleşiyor. Uluslar arası kredi kuruluşları art arda Türkiye’nin notunu düşürmeye devam ederken bu kuruluşlara göre Türkiye ekonomisi iflasın kıyısında bulunuyor. İlk 10 ekonomi arasına girme iddiasındaki Erdoğan yönetimindeki Türkiye ilk 20’den geriye düştü. 15 Temmuz’un ülke ekonomisine verdiği zararın boyutları şimdilik tam olarak ölçülemezken 15 Temmuz’un ülkeye maliyetlerinin bazıları ise şöyle:
DOLAR 6, ALTIN 8 KAT DEĞER KAZANDI
2016 Temmuz’unda 3 TL seviyesinde olan dolar kuru aradan geçen 6 yılda 17.50 seviyesine ulaştı. 125 TL olan gram altın bugün 1000 lira seviyesinden işlem görüyor. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.370 TL’den 6 bin 319 liraya yükseldi. Halk iş aramaktan bile umudunu kesti, işsiz sayısı ise 8.4 milyon kişiyi geçti. 1 liradan satılan ekmeğin fiyatı 5 lirayı aştı. 2016’da 3.5 lira civarında olan motorin fiyatı 30 lirayı bulurken, 4.4 lira olan benzin de 28 liraya ulaştı.
DOLAR ARTIŞI HALKIN SIRTINA TRİLYONLUK MALİYETLER YÜKLEDİ
2016 Temmuz’unda 168 milyar dolar olan dış borç stoku aradan geçen sürede 450 milyar doları aştı. Dolar artışından dolayı halkın sırtına yüklenen meblağ ise giderek artıyor. 2016 yılında 168 milyar dolar için 504 milyar lira ödemesi gereken Türkiye, bugün döviz ve artan borç nedeniyle 450 milyarlık borcu için 7.875 trilyon lira ödemesi gerekiyor.
HALK TEMEL İHTİYAÇLARINI ALAMAZ HALE GELDİ
2016 yılında yüzde 8’lerde olan enflasyon aradan geçen 6 yılda rekor tazeleyerek yüzde 80’e yaklaştı. Bağımsız ekonomistlere göre ise gerçek enflasyon yüzde 175’i geçti. TL’nin değer kaybetmesi ve artan enflasyon nedeniyle maaşlar ve halkın alım gücü azaldı. İğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam gelirken, temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışları devam ediyor. Başta ayçiçek yağı, şeker, un olmak üzere birçok temel gıda maddesinde sıkıntılar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.
HAZİNE BOŞALTILDI, MERKEZ’İN REZERVLERİ EKSİYE DÜŞTÜ
Ülkeyi borçlandıran Erdoğan rejimi aynı zamanda ülkenin kurumlarını satmayı sürdürüyor. Fabrikalardan kar eden kamu kurumlarının yanı sıra değerli araziler yabancılara satılırken Merkez Bankası’nın kefen parası olarak nitelendirilen ihtiyaç akçesine bile el konuldu. Merkez Bankası’ndan 128 milyar dolar buharlaştırılırken bazı ekonomistlere göre son aylardaki satışlarla birlikte bu rakam 200 milyar doları geçti. Diğer ülkelerin merkez bankalarından borç almak için görüşmelerini sürdüren Merkez Bankası’nın rezervi ise Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde eksi 60 milyar dolara geriledi.
HALK İCRA TAKİBİNDE
Bankaların şirket ve vatandaşlara kullandırdığı kredi stoku 7 trilyon liraya ulaştı. Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısı 4 milyonu geçti. Takipteki kredi ve kredi kartı borcu 27 milyar 404 milyon liraya yükseldi.
GARANTİLİ PROJELERİN MALİYETLERİ KATLANIYOR
Dolar artışı devam ederken Saray’a yakın müteahhitlere yaptırılan Hazine garantili projelerin döviz üzerinden ödemeleri ise giderek artıyor. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’a göre son yıllarda yaptırılan sadece 4 otoyol, bir tünel ve 3 köprünün toplam maliyeti 22 milyar 215 milyon 713 bin dolar oldu. Aynı projelere kamuya devredilinceye kadar, 59 milyar 747 milyon 817 bin dolarlık geçiş garantisi verildi. Böylelikle devlet kaynaklarıyla 22.2 milyar dolara mal olacak 8 proje için Hazine’den 37.5 milyar dolar daha fazla para çıkacak. Bu maliyetlere hasta garantili yaptırılan şehir hastaneleri eklenince fatura daha da kabarıyor.
HALKIN MİLYARLARCA LİRASI ÇÖPE ATILDI
Erdoğan’ın dış politikada çizdiği zikzakların halka maliyeti giderek artıyor. Rusya’dan 2.5 milyar dolara alınan ve çürümeye terk edilen S-400 hava savunma sisteminin Türkiye’ye maliyeti ağır oldu. ABD, S-400’lerden dolayı Türkiye’yi, üretim ortağı olduğu yeni nesil savaş uçağı F-35 programından çıkardı. Türkiye bu proje için ödediği 1.4 milyar dolar çöpe gitti. Bunların dışında batılı ülkeler Türkiye’nin ürettiği savunma sistemleri için yedek parça ambargosu uygulamaya başladı. İki yıl önce seri üretime geçileceği öne sürülen Altay tankına motor halen bulunamadı.
MAĞDURLARIN TAZMİNATLARI HAZİNEDEN ÖDENECEK
Erdoğan, kendi rejimini inşa edebilmek için Hizmet Hareketi’ne üyelik iddiasıyla kamuda çalışan 130 binden fazla kişiyi KHK’larla işinden attı. Yüzbinlerce kişi hakkında soruşturma açtırarak birçoğunun hapsedilmesini sağladı. Toplam bedeli 60 milyar doları bulan yüzlerce şirkete el koydu. Bu şirket ve kişilere Hazine tarafından ödenecek tazminatların miktarı yüz milyarlarca lirayı bulacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***