Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde gerçekleştirilecek Amerika Zirvesi’ne Küba, Venezuela ve Nikaragua’nın davet edilmemesinden dolayı katılmayacağını açıkladı.
ABD ile Latin Amerika ülkeleri arasında ‘yeni bir dönemi başlatma’ hedefiyle gerçekleştirilen zirve hakkında konuşan Meksika lideri, “Zirveye gitmeyeceğim, çünkü Latin Amerika’nın tüm devletleri çağrılmadı. Asırlardır empoze edilen dışlama politikasının değişmesi gerekliliğine inanıyorum” dedi.
Euronews’in aktardığı habere göre üç ülkenin zirveye katılmayacağını teyit eden ABD’li yetkililer ise bu duruma sebep olarak “insan hakları ve demokrasi” alanlarında bu ülkelerin şartları yerine getirmemesini gösteriyor.
Meksika devlet başkanının aldığı kararı memnuniyetle karşılayan Küba’da ise Havana yönetimi ABD’nin kararını “demokrasi dışı ve keyfi” olarak nitelendirdi.
MEKSİKA’NIN BOYKOTU NE ANLAMA GELİYOR?
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın zirve sırasında “demokratik ve güvenli” bir bölge vurgusu yapacağı, iklim krizi ve Covid-19 ile mücadele gibi konularda ekonomik iş birliği anlaşmalarını imzalayacağı belirtildi. Biden’ın bunun yanında Cumhuriyetçilerin sert bir şekilde eleştirdiği göçmen politikası konusunda bir anlaşmaya imza koyması da bekleniyor. Biden seçim kampanyası sırasında daha “insancıl ve yenilenmiş” bir göçmen politikası uygulamayı vaat etmiş fakat bu sözünü şu ana kadar tutmamıştı.
Her ne kadar zirveye Arjantin ve Brezilya gibi önemli liderler katılacak da olsa Meksika’nın olmamasını uzmanlar “manidar” buluyor.
Woodrow Wilson Uluslararası Araştırmacılar Merkezi’nde Latin Amerika çalışmalarını yöneten Benjamin Gedan’a göre Meksika Devlet Başkanı’nın boykot tehdidi zirvenin hazırlık aşamasında Amerikan diplomasisinde önemli bir etki yaratmış ve kararın değiştirilmesi için büyük çabalar harcanmıştı. Çin’in bölgedeki büyük yatırımlarına da dikkat çeken Gedan, Amerikan başkanının ise şu ana kadar somut ekonomik projeler açıklamadığının altını çizdi.
‘ABD’NİN SİYASİ NÜFUZU AZALIYOR’
Amerika Zirvesi 1994’te Miami’de, geniş bir bölgesel ticaret serbestisi anlaşması başlatmak isteyen Başkan Bill Clinton tarafından başlatılmıştı.
Ancak kıta ölçeğinde ticareti teşvik eden bir kuruluş olan Amerika Konseyi’nin başkan yardımcısı Eric Farnsworth, serbest ticaretin hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de diğer Amerika ülkelerinde cazibesini kaybettiğinin altını çiziyor. Uzmana göre her zirve bir öncekinden “daha az iddialı” oluyor.
Inter-American Dialogue’da araştırmacı olan Michael Shifter ise davet listesi üzerindeki tartışmaları ABD’nin “azalan etkisinin bir göstergesi” olarak görüyor. Özellikle de popüler olmayan ve bu sonbaharda yapılacak seçimlerin ardından Kongre’nin kontrolünü kaybetme riski bulunan Joe Biden’ın siyasi sorunları bölge liderlerinin de gözünden kaçmıyor.
ABD’nin kültürel içerik ve tüketici alışkanlıkları açısından hala önemli bir güce sahip olduğunun unutulamaması gerektiğini belirten Shifter, bununla birlikte ülkenin “diplomatik ve siyasi” etkisinin her geçen gün azaldığını vurguluyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***