Bold Medya’dan Sevinç Özarslan’ın haberine göre Gözaltında ve cezaevi girişlerinde çıplak aramaya maruz kalan ancak bugüne kadar gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmak istemeyen başörtülü kadınlar videolu mesajlarla başlarından geçeni anlatmaya başladı. İki yıl önce eşi ve oğullarıyla birlikte Almanya’ya gelen KHK’lı memur Birgül Koçal, 4 kez çıplak aramaya maruz kaldı.Önce Gayrettepe Asayiş’te, sonra Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde, iki kez de Silivri Cezaevinde çıplak aramadan geçen Koçal, “Gayrettepe’de depo gibi bir odada kadın polis tarafından verilen sert direktiflerle çıplak arandım. Sonra cezaevine götürüldüm. Kapıdan girerken pencerelerde gördüğümüz, yarı çıplak halde olan erler, içinde benim de bulunduğum 13 kadına ‘getirin getirin’ diye laflar attılar. İçeriye alındıktan sonra orada da çıplak aramadan geçtik. İki gardiyan tarafından yapılan aramada üzerimdeki tüm kıyafetler, çamaşırlarım dahil çıkartıldı.” dedi.
Anadolu Üniversitesi Adalet Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra Kartal Adliyesi’nde görev başlayan 36 yaşındaki Birgül Koçal, daha sonra Anadolu Adliyesi’ne geçti. Toplam 6 yıl memur olarak görev yaptı. Ağustos 2016’da iş yerinde gözaltına alındı. 11 gün Gayrettepe’de gözaltında kalan Koçal tutuklanıp Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine götürüldü. Burada sadece çıplak aramaya maruz kalmadı. Askerliklerini yapmak üzere o günlerde cezaevinde bulunan erlerin sözlü tacizlerine de uğradı.
10 ay Bakırköy’de kalan Birgül Koçal, yargılama sürecinde ise iki kez Silivri Cezaevine götürüldü. Uzun süredir tutuklu olmalarına rağmen burada da sanki yeniden tutuklanıyormuş, başka bir cezaevinden getirilmemiş gibi yeniden çıplak aramalardan geçirildi. “Bir kadın ve anne olarak onurum ve gururum bu kadar ayaklar altına alındığı bir dönem yaşamadım.” diyen Koçal, yaşadıklarını anlatırken utandığını ama asıl utanması gerekenlerin bu emirlerin verenlerin ve uygulayanların olduğunu söyledi.
Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklanan Koçal, tanık ifadelerine dayanılarak ve Bylock kullanıcısı olduğu iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tanıklardan biri Koçal’ı dini sohbetlerde gördüğünü söyledi.
Birgül Koçal, gözaltında başörtüsü alındığı ve daha sonra da kaybedildiği için arkadaşının verdiği pembe bir tülbent örtmek zorunda kalmış. O günü şöyle anlatıyor: “11 günlük gözaltı sonrası Gayrettepe Asayiş burası. 2016 yılı Ağustos ayı. Adliyeye sevk edilmeden önce basını çağırdılar.”
“OĞLUMUN KANSER OLMASI TÜM ACILARIN ÖNÜNE GEÇTİ”
Önce eşi, sonra kendisi tutuklanan, çıplak aramalardan geçen, cezaevinkeyken annesi kanser olan Birgül Koçal, iki senedir de 7 yaşındaki oğlu Nail için mücadele ediyor. Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Birgül Koçal’ın oğlu Nail’e Yunanistan’a sığındıklarında 2018’de lösemi teşhisi konuldu. “Oğlumun hastalığını öğrendiğim gün yaşadığım her şeyi unutturdu bana” diyen Koçal,
“Önce eşim alındı, sandım ki o çıkacak ve her şey bitecek. O çıkamadan ben alındım. Ben çıkmadan dışarıda farklı bir imtihan başlamış. Annem bağırsak kanseri oldu. Mayıs 2017’de tahliye olduğumda beni almaya eşim ve kayınpederim gelmişti. Hastaneye anneme gittiğimde tanıyamadım, 40 kiloydu, o benim annem değildi. Konuşamayan, kabloları olan, simsiyah bir kadın haline gelmişti. Tam böyle bittiğini düşündüğüm an farklı bir imtihan başladı. Hastanede bayram günü Nail’in yüzde 90 kanser olduğunu söyledikleri gün çok acıydı. Cezaevi, çıplak arama, eşimin alınması, annemin rahatsızlığı… hepsi çok acıydı ama hastanedeki o günü, o çaresizliği tarif edemem.” ifadelerini kulandı.
Alman hükümetinin girişimleriyle Almanya’ya gelen ve tedavisine başlanan Nail’in durumu şimdilik iyi. İki yıllık kemoterapi süreci bitti. Okula başladı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***