Dersim’de 5 Ocak 2020’den beri bulunmayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi öğrencisi Gülistan Doku’nun (21) telefon sinyalinin en son tespit edildiği Sarı Saltuk viyadüğünü gören ve yola uzaklığı nedeniyle net olmayan 3,5 saatlik güvenlik kamerası görüntüsü, netleştirme için Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi. Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, “Bu görüntüler iyileştirilirse Gülistan’ın oradan ayrılıp ayrılmadığı ve akıbeti anlaşılacaktır” dedi.
Gülistan Doku’nun son görüldüğü bölgede aramalar yapılmış ancak herhangi bir sonuç elde edilemediği gerekçe gösterilerek arama çalışmaları sonlandırılmıştı.
DHA’nın haberine göre Gülistan Doku’nun telefon sinyalinin en son alındığı Sarı Saltuk viyadüğünde ise Munzur Üniversitesi’ne ait 2 güvenlik kamerası belirlendi. Yola yakın olan güvenlik kamerasının bozuk olduğu belirtilerek, soruşturma dosyasına da tutanak olarak girildi. Viyadüğü uzaktan gören ama çekimi net olmayan kameraya ait sinyalin alındığı saatlere ait 3,5 saatlik görüntü, Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi. Buradan gelecek yeni bilgilere göre soruşturmanın yönünün değişebileceği belirtildi.
DOKU AİLESİNİN AVUKATI: GÖRÜNTÜLER İYİLEŞTİRİLİRSE GÜLİSTAN’IN AKIBETİ ANLAŞILACAKTIR
Doku ailesinin avukatı Ali Çimen de görüntülerin iyileştirilmesi halinde Gülistan’ın akıbetinin anlaşılacağını belirterek, şunları söyledi: “Sarı Saltuk viyadüğünü yakından gören üniversitenin bir güvenlik kamerası var fakat bu güvenlik kamerası Gülistan Doku’nun kaybolduğu gün çalışmıyor şeklinde bize bilgi verildi. O köprüyü gören iki kamera var; biri yakınında ve o bozuk, deniliyor. Uzak olanın da görüntü kalitesi çok düşük. Daha önce emniyet ve jandarmaya gitti bu görüntüler, onlar görüntüleri iyileştiremedi. 2,5 yıldır kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku’nun soruşturmasında bir gelişme oldu. Gülistan’ın en son görüldüğü köprünün görüntülerinin 8 dakikalık bir bölümü, Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilmişti. Şimdi bu görüntülerin 3,5 saatlik kısmı, Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi. Bu görüntüler iyileştirilirse eğer Gülistan’ın oradan ayrılıp ayrılmadığı ve akıbeti anlaşılacaktır.”
NE OLMUŞTU?
Dersim’de 5 Ocak 2020’de Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’dan haber alamayan ailesi memleketleri Diyarbakır’dan gelerek 6 Ocak 2020’de polise kayıp başvurusunda bulunmuştu.
Doku’nun arkadaşlarıyla görüşen ve cep telefonu sinyallerini izleyen polis, sinyallerin tespit edildiği bölgelerde arama çalışması başlatmış, baraj gölünde arama yapan ekiplerce 187 gün su altı ve üstünde sürdürülen çalışmalardan sonuç alınamaması üzerine aramalara son verilmişti.
Doku ailesinin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesinin ardından Uzunçayır Baraj Gölü’nün kısmen boşaltılarak yeni bir arama yapılmış ancak sonuç alınamamıştı. Aile daha sonra Dersim’de kızları için adalet nöbeti başlatmış, olayda şüpheli olarak görülen erkek arkadaşı Zainal Abarakov’un korunduğunu belirtmişti.
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, kaybolmasından önce son görüştüğü kişi ve baş şüpheli konumunda bulunan eski erkek arkadaşı Rusya doğumlu Zainal Abarakov iki yıl sonra 17 Mart 2022’de Antalya’nın Alanya ilçesinde gözaltına alınmıştı.
Zeinal Abarakov, Ulusal Kriminal Büro’nun en son görüştükleri kafe önündeki güvenlik kamerası görüntülere dair ‘Gülistan Doku’ya baskı kurduğu’ yönündeki raporuna ilişkin, “Gülistan ile aramızda geçen konuşmalar sakindi. Aramızda herhangi bir tartışma, bağırma çağırma olmadı. Bana sormuş olduğunuz Ulusal Kriminal Büro’nun raporundaki hususları kabul etmiyorum” demişti.
HTS kayıtlarında Abarakov’un Doku kaybolduktan sonra 5 Ocak saat 16.26’da aradığı ve 4 saniyelik mesaj bıraktığı belirtilerek, 4 saniyelik konuşmanın ne olduğu sorulmultu.
Abarakov “Ben bu saatlerde Gülistan’ı aradım. Ancak telefonu kapalıydı. Bu nedenle sesli mesaj kaydından dolayı 4 saniyelik kayıt oluşmuş olabilir ama belirttiğim gibi telefonu kapalı olduğu için kendisiyle konuşmadım. Serbest bırakılmayı talep ederim” demiş ve serbest bırakılmıştı.
Doku’nun eski erkek arkadaşı Rus uyruklu Zainal Abarakov’un annesi Cemile Yücer ise CİMER’e dilekçe yazmış, oğlu Abarakov’u dönemin Tunceli Valisi Tuncay Sonel ve diğer yetkililerin bilgisi dahilinde Rusya’ya gönderdiğini ancak olayın ortaya çıkmasından sonra oğlunu tekrar Türkiye’ye getirdiğini belirtmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***