11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisinin de bakanlık yaptığı 54. Hükümet döneminde temelleri atılan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Örgütü kuruluşunun 25. yıl dönümü için İstanbul’da düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Abdullah Gül, “Savaş gerçekten şaka değil. Savaşı başlatmak kolay bitirmek zor” dedi.
Dünya ve bölgemizin tarihe iyi harflerle yazılmayacağı bir dönemden geçtiğini hatırlatan Gül, toplantının temasının ‘Kaos, Çatışma ve Savaşlar Çağında Bugünün İhtiyacı, Yarının Umudu D-8’ olmasının doğru bir tespit olduğuna değindi.
Dünyada karamsarlık, istikrarsızlık ve öngörülemez bir durum var diyen Gül sözlerini şöyle sürdürdü:
‘AÇLIKLA MÜCADELE EDEN İNSANLAR VARKEN NEDEN SAVAŞLAR OLSUN?’
“Böyle bir ortam içerisinde niçin bu acılar çekiliyor, niçin bunlardan kurtulmuyoruz? Asıl önemli olan mesele bu. Çünkü insanlığın çok eskiden beri gelen açlık, sefalet, hastalık gibi çok büyük sorunları var. Son salgın 6 milyon insanı dünyada kırdı geçirdi, daha bilinmeyen büyük rakamlar var. Gıda güvenliği dediğimiz mesele çok önemli bir konu. Açlıkla uğraşan, açlığın pençesine düşen milyonlarca insan var. BM Genel Sekreteri geçen hafta 250 milyon insanın açlık sınırında olduğunu ve bu insanların her gün ne yiyeceğini düşündüğünü bütün dünyaya deklare etti. Böyle bir durumda, niçin o zaman savaşlar olsun?”
Ortadoğu’da gördüğümüz savaşların bir yenisini şimdi kuzeyimizde Rusya-Ukrayna savaşı olarak canı canlı gördüğümüzü vurgulayan Gül, tarihi belgesellerde seyrettiğimiz birçok olayın bugün gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:
‘SAVAŞI BAŞLATMAK KOLAY BİTİRMEK ZOR’
“Savaş gerçekten bir şaka değil. Savaş arkasında binlerce, yüzbinlerce yetimi bırakan, aileleri perişan eden bir şey. Bütün savaşlar kendi yüküyle birlikte geliyor. Bu durumun altından kalkmak da çok zor oluyor. Devleti idare edenler, siyasetçiler olarak şunu hepimiz çok iyi biliriz ki; savaşı başlatmak kolay ama bitirmek çok zordur. Hele bir çıkış stratejisi yokken öngörüsüz, hamaset, heyecan ve çeşitli ihtiraslarla bir savaş açıyorsanız, ondan sonra onu bitirmek çok zordur. Onun için önleyici, güven arttırıcı tedbirler dediğimiz konular çok gündeme geliyor.”
Savaşın acımasızlığını, yıkımını, savaşın ne olduğunu en iyi askerlerin ve diplomatların bildiğini dile getiren 11. Cumhurbaşkanı Gül, diplomasinin önemine vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti: “Diplomaside retorik, hamaset, hayal yoktur; gerçekçilik, hesap, analiz vardır. O bakımdan bunlar yapılmadan, devreye girmeden savaşlar başladığında onların kapatılması da çok zordur.”
Necmettin Erbakan’ın D-8’in kuruluşundaki düşüncelerine de değinen Gül, “Erbakan Hocamız savaş değil barış yapalım, çatışma değil diyalog kuralım, çifte standartlar olmasın adalet olsun, kimsenin kimseye üstünlüğü değil eşitlik olsun, sömürü değil adil düzen olsun, baskı, tahakküm değil insan hakları, hürriyet ve demokrasi yani temel hak ve özgürlükler olsun prensip ve ilklerini ortaya çıkarttı. Bunları sadece milletler arası, ülkeler arası ilişkilerde geçerli gibi düşünüyoruz. Aslında, tüm bunlar her bir ülkenin kendi içi için de geçerli. Ülkelerin iyi yönetilmesi, insanların mutlu ve müreffeh olabilmesi için de bütün bu ilkeler geçerli. Kutuplaşmalar, adaletsizlikler, eşit olmayan durumlar, adil olmayan gelir dağılımları bütün bunlar aslında olmasın diye bu ilkeleri, ülke yönetiminde ve içerisinde gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunların gerçekleşmesi demek aslında ülkelerin evinin içinin düzenli ve sağlam olması anlamına geliyor” diye konuştu.
EVRENSEL İLKELER VURGUSU
“Kimin evinin içi düzenliyse o ailede mutluluk ve huzur vardır, barış vardır.” diyen Gül, “Kimin evinin içi dağınıksa o evde çatışmalar, çok ileri giden adaletsizlikler, huzursuzluklar ve kavgalar olur diyerek, “Bunların boyutu azdan yukarı doğru çıkabilir. Bunlar varsa tabii ki neticede kavgalar oluyor. Onun için ülkelerin içi açısından düşündüğümüzde bütün bu ilkelerin hepsi aslında evrensel ilkelerdir Bunları ülkelerimizde, üye ülkelerde, başka ülkelerde gerçekleştirdiğimizde o zaman bütün enerji insanların mutluluğu ve müreffeh bir hayat yaşamaları için harcanacak. Onun için esas olan şey bütün enerjiyi toplayıp kalkınmaya vermek gerekiyor” dedi.
Ayrıca Gül, “Zamanında Mısır’dan Endonezya’ya, Pakistan’dan Nijerya’ya ikili ilişkilerimizin arttırılması yönünde çok çaba sarfettim. Nijerya’daki olmak üzere D-8 Zirvelerine iştirak ederek bu örgüte verdiğim önemi sergiledim. Dolayısıyla, üye ülkelerle ikili münasebetlerin geliştirilmesini ve D-8 bünyesi içerisindeki ilişkilerin güçlenmesini oldukça önemsiyorum” diyerek sözlerini bitirdi.
Konuşma sonrasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve D-8’e üye olan ülkelerin temsilcileri Çırağan Sarayı’nın balkonunda birlikte aile fotoğrafı çektirdiler.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***