Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle tarımda yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, hasat dönemi yaklaşmasına karşın alım fiyatlarının açıklanmadığını vurguladı. Demirtaş, “Üretim planlaması olmadığı için çiftçi ne ekeceğini şaşırmış durumda. Tam hasat döneminde fiyat açıklanacağı sırada ‘sıfır gümrüklü ithalatın’ önünün açılması korkusu çiftçinin üretim yapmasını engelliyor. Üretilen ürünün alım garantisi yok” dedi.
Demirtaş “Çiftçiyi ‘asalak’ olarak gören, onlara verilen desteğin ziyan olduğunu düşünen neoliberal siyasetçiler ve ekonomistlerin verdikleri zararı telafi etmek artık çok zor” açıklamasında bulundu.
TZD Genel Başkanı Demirtaş, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun (IFAP) kuruluş tarihi olan 14 Mayıs 1984 yılından beri her yıl kutlanan Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle açıklama yaptı. Çiftçilerin girdi maliyetleri ve tarımda yaşanan sıkıntılar nedeniyle günü kutlayamadıklarını belirten Demirtaş, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Neoliberal siyasetçilerin verdiği zararı telafi etmek artık çok zor”
“Türkiye’de çiftçilerimiz tarlalarına gübre atmakta ve ürettiklerini değerine satmakta zorlanıyor. Yalnız gübrenin değil, benzinin, mazotun, elektriğin, suyun ve hayvan yeminin fiyatına her geçen gün yeni zamlar geliyor. Çiftçiler üretimden çekilirken ekilmeyen topraklar geri döndürülemez biçimde ekilebilir niteliğini kaybediyor ya da betona gömülüyor. Bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen ülkemizde artık birkaç ürün dışında tüm ürünlerde ithalata bağımlılık artıyor. Bu duruma hiç kuşkusuz izlenen yanlış tarım politikaları sonucunda geldik.
Çiftçiyi ‘asalak’ olarak gören, onlara verilen desteğin ziyan olduğunu düşünen, ‘üretmezlerse üretmesinler, dışarıdan daha ucuza alırız’ diye ahkam kesen, devletin yıllar boyu geliştirdiği tarımsal işletmeleri yok pahasına satan ya da kapatan, neoliberal siyasetçiler ve ekonomist geçinen akıl hocaları gelinen noktada seslerini kesmek zorunda kaldılar. Ama 1980’li yıllardan bu yana verdikleri zararı telafi etmek artık çok zor.
2000’li yılların başlarında 2 milyar TL civarında olan çiftçi borcu günümüzde (bayiler borcu hariç) 185 milyar liraya ulaşmış durumda. Çiftçinin üretim araçları ödenemeyen borçları yüzünden haczediliyor. Gübre ve toprak geliştiricilerde yıllık fiyat artışı TÜİK verilerine göre yüzde 153,34’e enerji fiyatlarında yüzde 101,14’e yükseldi. Tarımsal üretim fiyatları (Tarımsal ÜFE) yıllık bazda lifli bitkilerde yüzde 196,22, sebze meyvede yüzde 112,15, tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 92,00 oranında arttı.
“Buğday maliyeti 2 bin 382 TL’ye çıktı”
Geçen yıl bir dekar buğdayın maliyeti 867 TL iken günümüzde bu rakam 2 bin 382 TL’ye çıktı. Buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, pamuk gibi ürünlerde dışa bağımlılık artarken hasat dönemi yaklaşmış olmasına karşın alım fiyatları açıklanmış değil. Aynı durum çay ve bakliyat gibi önemli ürünler için de geçerli.
“Sıfır gümrüklü ithalat çiftçinin üretim yapmasını engelliyor”
Üretim planlaması olmadığı için çiftçi ne ekeceğini şaşırmış durumda. Tam hasat döneminde fiyat açıklanacağı sırada ‘sıfır gümrüklü ithalatın’ önünün açılması korkusu çiftçinin üretim yapmasını engelliyor. Üretilen ürünün alım garantisi yok. Üretim planı olmadığı için çiftçi hangi ürünü ekeceğini bilemiyor.
Resmi rakamlara göre yüzde 70’e dayanan enflasyon ortamında tüketicinin sağlıklı gıdaya yeterli para ayıramaması sahte ya da hileli gıdaların alabildiğine yayılmasına yol açıyor.
“Bu koşullar altında ‘Dünya çiftçiler günü’ nasıl kutlanabilir?”
Bu koşullar altında “Dünya Çiftçiler Günü” nasıl kutlanabilir? Gün, kutlama günü değil, sıkıntıları tespit etme ve bunlara çare bulma günü olmalıdır. Çiftçiler ve tarım sektörü çalışanları, bu yönde yapılacak tüm çalışmalara ellerinden gelen tüm katkıyı yapmaya hazırdır.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***