KRT TV’de Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programına konuk olan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Seçkin, ekonomideki kötü gidişatı “inat ekonomisi” olarak değerlendirdi.
Merkez Bankası’nın faizi sabit tutmasının ardından doların yeniden artmasını değerlendiren Seçkin programda şunları söyledi:
‘BİR ÇIĞ YUVARLANA YUVARLANA AŞAĞI İNİYOR; SEÇİM SONBAHARA KALMAZ’
“Süper bonoyu kuvvetli bir ilaç gibi düşünüyorsanız, onu bir seferlik diye çok iyi tasarlarsanız belki başarabilirsiniz. Çok kısa vadede iyi bir getiri vadetmeniz lazım. Ama bütün bunları yaparken başka politikaları da gündeme alarak güven bunalımını çözmek lazım. Oysa Süper Bono’yu olması gerektiği gibi çıkarabilecek bir yönetim olsa zaten bu problemlerin hiçbiri yaşanmazdı. Süper bonoyla uğraşacağınıza yapılması gereken belli, bir baz puan artırırsınız. Şimdi ben gelecek hafta açıklanacak süper bonodan da hiç ümitli değilim. Eğer vadesi 3 aydan uzun olacaksa, üç ay bile Türkiye için çok uzun bir süre, ben üç ay sonrasını öngöremiyorum. Bir çığ yuvarlana yuvarlana aşağı iniyor. Seçim sonbahara kalmaz. Kasım çok geç. Bu ısınmış ekonomi, bu gerilmiş sosyal dengeler Kasım ayına kadar dayanamayacak. Bu birinci öngörüm.
‘KURBAN BAYRAMINDAN ÖNCE ÜCRETLERDE DÜZELTME BEKLİYORUM’
İkincisi Kurban Bayramından önce ücretlerde düzeltme bekliyorum. Bu artık insanların hayatta kalmaları için gerekli. Biz hayatta kalmaya, ödemelerimizi yapmaya çalışırken, uzaya gitmek gibi saçma sapan projelerle karşımıza geliyorlar. Sanki biz acile giden hastayız ama oradaki doktorlar bize şarkı söylüyorlar bunun gibi absürd bir ortamda yaşıyoruz”
‘MERKEZ BANKASI CİDDİYETİNİ KAYBETTİ’
“Cumhurbaşkanı öğrendiğimiz bütün bilgileri çöpe atmamızı önerdi. O günlerde uyarımızı yaptık ama bize mandacı ekonomistler denildi. Faizlerin düşürülmesi bugünlere getirdi, Merkez Bankası ciddiyetini kaybetti. Hiperenflasyon riski var, ama yok gibi davranarak, faiz enflasyon ilişkisi kuran ya haindir ya cahildir diyemezsiniz. Biz yıllardır bu konuda çalışıyoruz. Siz bizim öngörülerimizi, çalışmalarımızı hainlikle veya cahillikle itham edemezsiniz. Eğer üst kademeden beni dinliyorsalar, dikkate alırlarsa sevinirim. Çünkü biz işimizi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz, risklere dikkat çekmeye çalışıyoruz, sonuçta ülke hepimizin.”
‘SOSYAL PATLAMA RİSKİ SÖZ KONUSU’
“İnsanların artık dayanamayıp seçimi nasıl gündeme getireceklerse o şekilde bir şeyler yapacaklarını düşünüyorum. Referandum yapsınlar. Artık gidecek yer yok. Her şeyi sattık, elde kalanlar da satılacak, geriye ne kaldı? Bütün bunlar insanlarda kırgınlık yaratıyor. Sosyal patlama söz konusu. Ben sosyolog değilim. Ama sade vatandaş olarak bu riskleri görüyorum. Uyarılarımı yapıyorum, susmayacağız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***