Gezi davasında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan iş insanı Osman Kavala karar sonrası ilk kez konuştu.
halktv.com.tr için Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan Kavala, kararın Yargıtay’da bozulacağına inandığını dile getirdi ancak seçimlerden önce bozulacağına ihtimal vermediğini ekledi.
Osman Kavala’nın, sorulara Silivri Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla verdiği yazılı yanıtların bir bölümü şöyle:
Ağırlaştırılmış müebbet cezasını duyduğunuzda ilk tepkiniz ne oldu. Şimdi ne hissediyorsunuz?
Her ne kadar yargılama sürecinin sonunda, hukuksuz tutukluluk süresini kapsayacak bir ceza verilmesini bekliyor idiysem de, bu kadarını beklemiyordum. Diğer arkadaşların da ağır cezalar alıp tutuklanmalarını beklemiyordum. Daha önceleri, tutukluluğumun devamı kararı verilen duruşmalardan sonra, adaletsizlik duygusu hissederdim. Pazartesi günü ise mide bulantısına benzer bir şeyler hissettim, sanırım kötülüğü, üzerinde örtü olmadan görmüş olmaktan.
Serbest kalırsanız ne olacak ki iktidar bu kadar çekiniyor?
Savunmamda da belirtmiştim, içinde benim ve Soros’un bulunduğu bir kalkışma kurgusu Gezi protestolarını kriminalize etmeye, protestolara katılanların iradelerini itibarsızlaştırmaya yarıyor. Gezi protestolarının dış güçlerce organize edildiği, finanse edildiği iddiasına dayanak olacak hiçbir delil yok, olmadığı için de benim perde arkası organizatörü olarak tanıtılmam, ilan edilmem aleyhimde delil varmış gibi cezaevinde tutulmam, suçlu olduğum algısı yaratmak için kullanılıyor. Serbest kalırsam bu kurgu zayıflamış olur.
Size ve diğer 7 isme verilen ceza seçim öncesi muhalefeti sindirme mi? Yoksa topluma bir mesaj mı? Seçim hesabı mı?
Tutuklanmam ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmamın, sivil toplum kuruluşlarına yönelik, iktidarı rahatsız edecek faaliyetlere kalkışmamaları yönünde bir mesaj olduğu açık. Bunun yanı sıra dış düşman odaklı bir ideolojik-siyasi söylemin kurulmasına ve kullanılmasına da hizmet ettiğini düşünüyorum. Sanırım seçim sürecinde, seçmen desteğini konsolide etmek için, asayiş vurgulu politikalar dış düşman odaklı bu söylemle bütünleştirilecek. Yani, olay sadece geçmişte olanlarla ilgili bir intikam alma meselesi değil, önümüzdeki siyasi süreçle de yakından alakalı.
Muhalefetin özellikle 6’lı masanın yaklaşımından tatmin oldunuz mu?
Bazı partiler oldukça yüksek sesle, bazıları daha alçak perdeden tepkilerini ifade ettiler. Yekun olarak bu tepkilerin tatmin edici olduklarını düşünüyorum.
Davanın delilleri yetersizdi yine de ceza verildi. Muhalefetin 6’lı masasının birleşeni olan Babacan ve Davutoğlu o dönem iktidarın içindeydiler. Bugün konuşurlarsa çok şey değişir der misiniz?
Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan’ın, daha erken bir tarihte, iddianamedeki komplo teorileri ve yargı sürecindeki hukuksuzluklar ile ilgili konuşmaları, kamuoyunda davanın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlardı. Sayın Mustafa Yeneroğlu bunu yaptı. Liderler, yargıyı etkilemeye çalışıyorlar ya da Sorosçuyu destekliyorlar türü bir suçlamaya maruz kalmaktan çekinmiş olabilirler. Söyleyecekleri davanın seyrini etkiler miydi, pek sanmıyorum. Cumhurbaşkanının doğrudan taraf olduğu, suçlu olduğuma dair demeçler verdiği, böyle bir ekiple yürütülen bu dava, hukuk kurallarına göre işlemiyor, gerçekleri ortaya çıkarmak gibi bir amacı da yok. Zaten gerçeklere değil, komplo teorilerine dayanıyor. Sayın Kılıçdaroğlu Nazi mahkemesi benzetmesi yapmış. Gerçekten de yargı sürecindeki bazı uygulamalar Nazi dönemi ceza hukukunu akla getirir nitelikte. Bu nedenle Ahmet Şık’ın, duruşmaya kitlesel katılım olsa bu karar verilemezdi düşüncesine de çok katılmıyorum. Ciddi bir göz karartma durumu söz konusu.
Erdoğan “Kavala Türkiye’nin Soros’u” dedi. Cevabınız? Öyle misiniz? Bağınız nedir?
Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli Benim Sorosçu olduğuma dair beyanlarıyla Gezi davasının sonuçlarını meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Soros’un Gezi eylemleri ile hiçbir alakası olmadığını iktidarın da bildiğine eminim. Benim Soros’la Açık Toplum Vakfı’nın diğer yönetim kurulu üyelerinden farklı bir ilişkim olmadığını da biliyorlar. Soros ülkemize geldiğinde hükümet yetkilileri ile görüşmeler yapmıştı, bunlara Açık Toplum Vakfı’nın başkanı katılırdı; vakfı temsil ettiğinden dolayı Soros’un muhatabı vakıf başkanı olmuştur. Soros’un hükümeti devirmek için plan yaptığı ve bu yönde faaliyetleri desteklediği kurgusuna inanıldığını da hiç sanmıyorum. Ülkemizde yasalara uygun biçimde çalışan, hangi projeleri desteklediği bilinen Açık Toplum Vakfı’nın siyasi faaliyetlerle ilişkisinin olmadığının bilinmemesi mümkün değil. Vakıf faaliyetleri denetleniyordu, vakıf yönetimi de zaten yetkililere her konuda bilgi veriyorlardı. İktidar “Sorosçuluk” diye bir suç kurguluyor ve bunu ülkemize karşı saldırıda bulunan dış güçler söylemini desteklemek için kullanıyor.
Ne zaman serbest kalacağınızı düşünüyorsunuz, umudunuzu koruyor musunuz?
Bu kararın Yargıtay’da bozulacağına inanıyorum. Ama seçimlerden önce kararın bozulacağına ihtimal vermiyorum. Zira bu kurgu ve karar önümüzdeki süreçte iktidar tarafından kullanılmak istenecek kanaatindeyim. Seçimlerden sonra bir iktidar değişikliği olması ve yeni iktidarın, 6 partinin mutabakat metninde vurgulandığı gibi, evrensel normlara göre çalışan bağımsız bir yargının tesisine öncelik vermesi halinde, sadece Gezi davasında mahkum olanlar değil hukuksuz olarak tutuklanan, hüküm giymiş olan bütün yurttaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmalarının da yolu açılabilir. Bu kararın, yargının içine düştüğü durumun vahametinin, bunun tüm yurttaşlar için yarattığı tehlikenin olanca açıklığıyla anlaşılmasına katkı yaptığını düşünüyorum. Bu bağlamda sözlerimizin daha dinlenebilir olduğunu düşünüyorum. Bağımsız, evrensel hukuk normlarına göre çalışan yargının demokrasinin temel şartı olduğunu daha etkili biçimde anlatabileceğimize inanıyorum.
Son sözünüz demeyeceğim ama bundan sonraki sürecin ilk sözü ne olacak? Sizi sevenlere destekleyenlere ne söylemek istersiniz.
Bugüne kadar bana verilen destekten, dayanışma mesajlarından dolayı teşekkür ediyorum. İçerdekiler için bu destek çok değerli, Gezi davasında ceza alan diğer arkadaşlar için de değerli olacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***