Türkiye’de sığınmacılar ve göç konusu son dönemde en çok tartışlılan konu oldu. “Kontrolsüz göç” tepkisi gösteren insanların sesi yerine “ırkçı söylemelerin” daha gür duyulduğu son dönemde yapılan tartışmalar, halklar arasında yaşanabilecek bir gerginliğin de işareti gibi…
Ümit Özdağ gibi sağ-populist siyasetçilerin kışkırtıcı bir dille gündemde tutuukları konu hakkında yükselen sesler karşısında hem iktidar hem de muhalefet “Suriyelileri göndereceğiz” açıklamasını yaptı.
Suriyeli göçmenlerin özellikle İstanbul merkezli tartışılması bu sonuçları doğururken, nüfusunun çoğu Arap olan Hatay’da bu durum çok da geçerli değil.
Gazeteci Felat Bozarslan, Hatay’a giderek hem yerel halkla hem de Suriyelilerle konuştu:
“Kentte Suriyeli ve Türk vatandaşları arasında bazı kültür farklarından söz edenler var” diyen Bozarslan “Ancak yemek, örf, adet ve geleneklerin benzer olduğunu söyleyenlerin sayısı oldukça fazla. Bu nedenle komşuluk ilişkilerinde, iş ve okul hayatlarında sorun yaşamıyorlar. Kentin yerlileri arasında da neredeyse Arapça bilmeyen yok gibi. Aynı dili konuşmaları, Hataylılar ve Suriyeli sığınmacıların yakın ilişkiler kurmasını mümkün kılmış” tespitini yaptı.
HATAY’DAKİ SURİYELİLER TARTIŞMALARDAN RAHATSIZ
Bozarslan’ın konuştuğu kişilerden tatlıcı Şahap Fansa, Suriyeli gençlerden rahatsızlığını sıklıkla dile getirirken, bir başka esnaf Çağrı Soğuksu ise “Bizimle onların arasındaki kültürel farklılık, Türkiye’nin iç bölgesiyle batısı kadar fazla değil. Hatay için bu pergel biraz daha dar. Aynı coğrafyanın insanı olduğumuz için aramızda çok da büyük bir uçurum yok” diyor.
Bozarslan’a göre, “Hatay’daki Suriyeliler ise tartışmalardan rahatsız”. Birkaç kötü örnek üzerinden genelleme yapılması ve bunun hepsine mal edilerek ‘Gitsinler’ tartışmalarının başlatılması onları tedirgin ediyor.
TÜM SIĞINMACILARIN HEDEF GÖSTERİLMESİ ÜZÜYOR
Onları en çok üzen ise Suriyelilerle ilgili bir olay olduğunda sosyal medyada tüm sığınmacıların hedef tahtasına konması. En çok da asılsız iddiaların siyasette söz sahibi kişilerce dile getirilmesi onları ürkütüyor. Türkiye’de kendilerini güvende hissettiklerini söylüyorlar, ancak bu tartışmalar yüzünden bir gün yeniden göç yollarına düşebilecekleri de akıllarınageliyor.
Hatay’da yaşayan Surilyeli din adamı Şeyh Derviş Salih bu durumu “fitne” olarak değerlendiriyor. Hama kentinden 10 yıl önce Hatay’a gelen Salih, bu tartışmalara itibar edilmesinin her iki halka da zulüm olacağını belirtiyor. İki halkın da kardeş olduğunu söyleyen Salih, bu tartışmaların toplumlar arasında barışı ve güveni zedeleyeceğinden endişe ediyor.
Salih, “Biz emniyet ve selamet için bu topraklara geldik. Kuran’ın düsturu üzerine beraber yaşamayı hedef edindik. Biz Suriye’de bu fitneyi yaşadık. Fitnenin Suriye’yi ne hale getirdiğini biliyoruz. Bu fitnenin buraya sirayet etmemesi için elimizden geleni yapacağız” diye konuşuyor.
ESNAF: ÇOK PARA KAZANDIK BUNLARDAN
Hatay’da yaşayan Suriyeliler çoğunlukla ya esnaflık yaparak veya yerli bir esnafın yanında çalışarak geçimini sağlıyor.
Hatay’da bazı kişiler de ucuz iş gücü yarattıkları için Suriyeli sığımacılardan şikâyetçi. İşverense ekonomiye ciddi katkıları olduğu görüşünde. Reyhanlı’da konfeksiyon işleten 55 yıllık esnaf Mehmet Bedir Koca ise “Çok para kazandık bunlardan” sözleriyle durumu anlatıyor.
Kentteki diğer esnaflara göre de Hatay’da sanayileşme olmadığı ve ekonominin ticaretle dönmesi nedeniyle sığınmacılar kendi ülkelerine döndüklerinde Hatay’da ciddi iş gücü problemi oluşacak.
HATAY ELDEN GİDİYOR MU?
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı, kentte doğan 4 çocuktan 3’ünün Suriyeli olduğunu dile getirmişti. Bu durum bazı medya organlarında “Hatay elden gidiyor” başlıklarının atılmasına neden oldu.
İçişleri Bakanlığı ise Türkiye’de doğan Suriyeli bebek oranının yüzde 8, Hatay’da ise 4’te bir olduğunu açıkladı.
Kent sakinleri de ne bir Suriyeli’nin burada belediye başkanı olacağına ne de Hatay’ın elden gideceğine inanıyor.
SURİYELİLER SAVAŞTAN SONRA DÖNMEK İSTİYOR
Hatay’ın yerel halkı savaş bittikten sonra sığınmacıların ülkelerine döneceklerine inanıyor. Hatay’da yaşayan Suriyeliler de çoğunlukla evlerine dönmek istiyor. Yedi yıl önce Hatay’a gelen ve Kurtuluş Caddesi’nde market işleten elektronik mühendisi Abdülkerim Treyfi, bir an önce Suriye’de şartların düzelmesini ve dönmek istediğini söylüyor.
Humus’tan gelen ve tatlıcılık yapan Ebu Yusuf ise şu an gidebilecekleri bir yer olmadığını, ancak durumlar düzelince evlerine dönmek istediklerini belirtiyor. Lazkiye’den gelen 4 çocuk annesi Necah Muna ise bir gün vatanına geri döndüğü zaman Türkiye’yi de kalbinin içinde götüreceğini söylüyor.
Suriye’nin ana vatanları olduğunu söyleyen 35 yaşındaki Ayşe Bekur da “Anavatanımıza elbet döneceğiz. Ancak buradaki kardeşliğimizi devam ettireceğiz. Güvenli bir ortam olursa ve savaş biterse elbetteki anavatanımdan ayrı yaşayamam” diyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***