Türkiye’de döviz kurları yeniden yükselişe geçerken, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının bu durumdan nasıl etkileneceği merak konusu oldu. DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre, döviz kurlarındaki artış eğilimi sürdükçe, KKM hesaplarının kur farkı ve yüksek enflasyondan korunması mümkün olmayacak.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) art arda gelen faiz indirimleri sonucunda, Aralık ayı sonunda 18 TL’yi geçerek tüm zamanların rekorunu kıran dolar kuru, alınan bir dizi önlem sonucunda son aylarda 14 TL seviyelerine demir atmıştı. Ancak Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) politika faizini beklentiler yönünde 50 baz puan artırması, küresel ölçekte doların diğer para birimleri karşısında son 20 yılın en güçlü seviyesine çıkmasına neden oldu. Dolar/TL 15 lirayı aşarak 2022 yılı içerisinde gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı. Dolar kuru 10 Mayıs Salı günü içerisinde 15,25 seviyelerine kadar çıkarken, Euro kuru ise 16,10 TL seviyelerinden işlem gördü.
Fed’in faiz artırımı tetikledi
ABD Merkez Bankası (Fed) 4 Mayıs’ta gerçekleştirilen toplantı sonrasında, politika faizini beklendiği şekilde 50 baz puan artırdı. Böylelikle Fed 2000 yılından bu yana en yüksek miktarlı faiz artışını gerçekleştirmiş oldu. Kararın ardından konuşan Fed Başkanı Jerome Powell, önümüzdeki aylarda 50 baz puanlık faiz artışlarının devam edeceği mesajını vermişti.
Dolar/TL, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrasında 15 TL seviyesine yaklaşmış, ancak Merkez Bankası tarafından yapılan döviz satışları ile 15 TL barajını aşması engellenmişti. TCMB’nin bugüne kadar dolar kurunu 15 TL’nin altında tutabilmek için haftalık 3-4 milyar dolarlık satış yaptığı tahmin ediliyor.
Peki döviz kurlarındaki bu yükseliş sürecek mi?
Bolgün: Dolardaki yükseliş sürecek
Döviz kurlarındaki yükselişi DW Türkçe’ye değerlendiren ekonomist Doç. Dr. Evren Bolgün, Fed’in önümüzdeki aylarda da faiz artışlarına devam edeceğini hatırlatıyor. Bu süreçte dolar kurunun artmaya devam edeceğini vurgulayan Bolgün, “Fed’in önümüzdeki iki toplantısında 50’şer baz puandan yüzde 1 kadar önümüzdeki 3 ayda bir artış olacak. Bu demek oluyor ki, doların kısa vadede kuvvetlenmemesi için hiçbir sebep yok. O yüzden önümüzdeki 1 ila 3 aylık periyod sıkıntılı” diyor.
Dolar kurunda 15 TL sınırının önemli bir eşik olduğunu kaydeden İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ise, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “2022’de güçlü dolar teması, her koşulda bütün finansal piyasalarda hissedilecek. Türkiye’de ise 15 TL seviyesi önemli bir direnç noktasıydı. Bu seviyenin üzerinde kalmaya devam ettiği sürece, ılımlı yöndeki yukarı hareketin de sürmesini bekliyoruz” diye konuşuyor.
Özer: Yıl sonu kur tahmini yapmıyoruz
Piyasa oyuncularına göre, Türkiye’de dolar kurundaki artış sürecek olsa da, ekonomideki belirsizlikler nedeni ile dolar kuru tahmini yapılamıyor.
Ekonomideki mevcut gelişmelere bakıldığında yıl sonu için öngörülebilir bir kur tahmini yapmanın çok zor olduğunu ifade eden Seda Yalçınkaya Özer, “Yıl sonu kur beklentisi tahmini yapmıyoruz açıkçası. Çünkü bunun bu ortamda, hem yurtiçi ortamında hem yurtdışı ortamında doğru bir şey olduğunu ve iyi bir öngörü sunabilecek ortamın olduğunu düşünmüyoruz. O nedenle bizim yıl sonu tahminimiz yok” şeklinde konuşuyor.
Köksal: TL mevduata olan güven azaldı
DW Türkçe’ye konuşan Finansal Okur Yazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Başkanı Atilla Köksal da, Türkiye’de küçük yatırımcıların son 20-30 yıldaki alışkanlıklarından yavaş yavaş vazgeçtiğine işaret ediyor.
Bugüne kadar finansal sistem içindeki varlıkların üçte birinin TL mevduatta, üçte birinin başta dolar olmak üzere döviz hesaplarında, üçte birinin de borsa gibi diğer enstrümanlarda değerlendirildiğini anlatan Köksal, şunları söylüyor: “Genelde TL mevduatlar hep enflasyonla başa baş seviyelerde getiri sağlamıştı Türkiye’de. Vatandaş, TL mevduatın istikrarına güveniyordu. Fakat geçen yıldan itibaren enflasyon yükselirken, faizleri düşürmeye başladık. Mevduatın reel getirisi eksi 40’lar gibi bir seviyeye geldi. Şu an parayı TL mevduatta tutmak, en büyük hata gibi görünüyor. Bu ne yazık ki iyi bir gelişme değil.”
“Türk ekonomisine bakış düzelmiyor”
Doların güçlenmesi ile birlikte Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı, yüksek enflasyon ve cari açık gibi nedenlerle Türkiye’nin küresel piyasalardaki kredi risk primi (CDS) 700 baz puanın üzerindeki rekora yeniden yaklaşmış durumda.
Uluslararası piyasalarda Türkiye’ye ilişkin görüntünün bozulmaya devam ettiğini belirten Doç. Dr. Evren Bolgün’e göre, özellikle CDS’lerde düzelme sağlanmadan Türk ekonomisine dair olumsuz algı değişmeyecek.
Bolgün, “Dolar değer kazanıyor, dolar endeksi değer kazanıyor. Petrol de nispeten değer kazanmaya devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin ithalat maliyeti yükü artmaya devam ediyor ve ülke risk primi artıyor. En önemli sorun aslında bir açıdan bu” diyor.
KKM sisteminin bütçeye yükü
Döviz kurlarındaki hareketlenme ile birlikte, KKM sisteminde birikecek mali yük de bir diğer tartışma konusu. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar, geçtiğimi günlerde katıldığı bir TV programında nisan sonu itibariyle Korumalı Mevduatta (KKM) 782 milyar TL’ye ulaşıldığını açıklamıştı. Çakar, KKM ile Merkez Bankası rezervlerinin 9 milyar dolar arttığına da işaret etmişti.
Ancak döviz kurlarındaki artış, KKM’nin Hazine üzerindeki yükü ağırlaştıracak. Tahminlere göre, KKM sistemi bütçeye yaklaşık 40 milyar dolarlık ek yük getirebilir.
“KKM, yükselen kura karşı koruyamaz”
Doç. Dr. Evren Bolgün, “Bu yükün bütçe üzerine getireceği maliyet zaten bu yılın sonuna kadarki en büyük handikap olacak. Oradaki senaryolar çok geniş. Tabii bu kurun nereye kadar seyredeceği o anlamda önemli” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bolgün’e göre, dövizdeki artış ve yüksek enflasyonla birlikte, KKM sistemine geçen vatandaşlar da yakın dönemde birikimlerini koruyamayacak. Bolgün, şu görüşleri dile getiriyor:
“Bugün (dolarda) 15,30’ları görsek ya da yarın görsek, zaten nisan ayında yapmış olduğumuz 3 aylık kur korumalı mevduatı başa baş dolar/TL seviyesini çok kısa bir süre içerisinde yakalamış olacak. Yani bunu şunun için söylüyorum: Artık o taraftaki faizin sizi kura karşı koruması gibi bir durum söz konusu değil.”
Aram Ekin Duran AB, Türkiye ve Ortadoğu ekonomilerine odaklanan ekonomi muhabiri.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***