Başta kamunun yön belirleyici olduğu kur olmak üzere ekonomi politikalarına yönelik endişeler devam ederken, küresel faiz artışlarının riskten kaçışı tetiklemesiyle dolar/TL yaklaşık iki ay işlem gördüğü 14.5-15 bandını ilk kez dün yukarı yönlü kırdı.
Türkiye’nin beş yıllık CDS’leri 50 baz puanı aşan sert yükselişle dün günü 684/694 seviyesinden tamamlayarak mart’ta gördüğü 700 baz puanın üzerindeki rekor seviyelere yeniden yaklaştı.
Dolar hafta başında en düşük 14,9241, en yüksek 15,1381 seviyelerini görürken, günü 15,0973 seviyesinde kapattı.
Dolar, 12.04.2022 tarihinde 14,5531 ile son bir ayın en düşük, 10.05.2022 tarihinde ise 15,1414 ile son bir ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Güne 15,9497 ile başlayan euro, yüzde 0,48 artışla 16,0178 liradan işlem görüyor. Dün en düşük 15,7132, en yüksek 16,0068 seviyelerini gören euro, günü 15,9629 seviyesinde kapattı.
Euro, 28.04.2022 tarihinde 15,5141 ile son bir ayın en düşük, 11.04.2022 tarihinde ise 16,1352 ile son bir ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
JPMORGAN: TL’DE KADEMELİ DEĞER KAYBI BEKLİYORUZ
JPMorgan geçen hafta yayımladığı raporda, “TL’nin son dönemdeki istikrarını, küresel finansal koşullardaki sıkılaşma ve cari denge pozisyonundaki bozulma ile uyumsuz görüyoruz” demişti. Societe Genarale ise dün yayımladığı bir raporda Merkez Bankası’nın yüksek enflasyona rağmen para politikası duruşunun değişmesinin düşük ihtimal olduğuna dikkat çekerek, “TL’de kademeli değer kaybı bekliyoruz” dedi.
TL geçen haftadan beri dolar karşısında yaklaşık yüzde 3 değer kaybetti. TL’nin son bir aydaki değer kaybı ise son üç günde yaşanan kayba eşit. Benzer para birimlerinde ise son bir ayda yüzde 7-10 arasında daha belirgin kayıplar görülüyor.
Çin ekonomisinin resesyona gireceği veya yavaşlayacağı endişelerinin artması nedeniyle emtia ihracatı yapan ülkelerin para birimleri ve petrol fiyatları gerilerken, yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesiyle dolar 20 yılın zirvesine yakın seyir izlemeye devam etti.
ABD Merkez Bankası (Fed), İngiltere Merkez Bankası (BOE) ve Avustralya Merkez Bankası’nın geçen hafta faiz artırımına gitmelerinin ve yüksek enflasyonla mücadelede politikalarını daha da sıkılaştıracağı beklentilerinin kuvvetlenmesinin ardından ekonomik büyümeye dair endişeler yeniden gündeme geldi.
YATIRIMCI, ABD TÜFE VERİLERİ ÖNCESİNDE KAYGILI
Küresel yatırımcılar, çarşamba günü açıklanacak olan ABD TÜFE verileri öncesinde de kaygılı kalmayı sürdürüyor. TÜFE’nin oldukça az gerileyeceği ve bu oranda bir gerilemenin Fed’in Haziran’daki politika toplantısında faizleri en az 50 baz puan artırmasının önüne geçemeyeceği öngörülüyor.
Dolar/TL, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlarında 11 Mart’ta da 14.9950 seviyesini test etmiş, TCMB’nin de döviz satışlarıyla 15 seviyesini aşamamıştı.
Piyasalar mevcut kur politikasını kamu kontrollü bir rejim olarak nitelendiriyor. TCMB ihracatçı döviz gelirlerinin yüzde 40’ını ve KKM uygulmasının döviz kısmını rezervlerine katsa da bankanın rezervleri aynı oranda artmıyor. Aradaki fark kamunun yön belirleyici olduğu kurda hükümetin tanımıyla “istikrar” için kullanılıyor. TCMB resmi olarak kurdaki müdahalelerini kabul etmezken hareketleri dalgalı kur rejimi olarak yorumluyor.
Artan enerji maliyetlerinin de etkisiyle Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu döviz finansman miktarı her geçen gün artarken Türkiye’nin enerji ithalatının neredeyse tamamı TCMB’nin rezervlerinden karşılanıyor. Bankanın swap hariç eksi 47 milyar dolarlık rezervi bulunuyor.
Nitekim Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, dün Habertürk televizyonunda yaptığı açıklamada, “Bizim enerji ithalatımız 51.5 milyar dolar. Bu sene 100 milyar dolar olması bekleniyor” dedi.
TCMB’nin bilançosunun yüzde 5’ine kadar devam eden tahvil alımlarının da desteğiyle gösterge 10 yıllık tahvilde ise bileşik getiri Mart ayında yüzde 28.57 ile test ettiği zirveden gerilemiş durumda. Gösterge 10 yıllık tahvilde geçen ay yüzde 22’in altı test edildi. Dün son işlem yüzde 23.01 seviyesindeydi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***