Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi), seçimlerden sonraki 90 ve 360 günde yapacaklarını taahhüt ettiği eylem planlarına bir yenisini ekledi.
Genel Başkan Ali Babacan, Ankara Bilkent Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla partisinin 50 maddeden oluşan Yükseköğretim Eylem Planı’nı duyurdu.
“Yeni üniversite, yükselen Türkiye” sloganıyla hazırlanan yedinci eylem planının ayrıntılarını DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ergen paylaştı.
Babacan, tanıtım töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“DEVA PARTİSİ’NİN OLMADIĞI HİÇBİR İKTİDAR ÇÖZÜM İÇİN HAZIR DEĞİLDİR”
“Her eylem planını ortaya koyduğumuzda bir kez daha anlıyoruz ki DEVA Partisi’nin işin içinde, işin başında olmadığı hiçbir iktidar bu ülkenin sorunlarını çözmek için hazır değildir.”
“TÜRKİYE DÜNYAYA BİLGİ İHRAÇ EDECEK”
“Üniversite yükseköğretim sisteminde yapacağımız atılım, önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak. Türkiye, dünyaya bilgi ihraç edecek. En değerli hazineyi, bilgiyi Türkiye’de üreteceğiz.”
“ÖNCELİKLE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
“Son yıllarda eğitimde fırsat eşitliğini tamamen yitirdik. Öncelikle fırsat eşitliğini sağlayacağız. Sistem, emek verenin arkasında duracak.”
“YÖK’Ü KAPATACAĞIZ”
“Yükseköğretimde aşırı merkeziyetçiliğe son vereceğiz. YÖK’ü kapatacağız. YÖK’ün kapatılması, sadece partimizin programında yer alan bir husus olarak kalmadı. Altı partinin ortak anayasa değişikliği metninde de mutabakat hususu olarak yer aldı.”
“REKTÖR SEÇİMLERİNİ MÜTEVELLİ HEYETLERİNE BIRAKACAĞIZ”
“Cumhurbaşkanı’nın üniversitelere kafasına estiği gibi rektör atamasını engelleyeceğiz. Bu sorunu kökünden çözeceğiz. ‘Bunun siyasi görüşü nedir, bize yakın mıdır?’ diye bir şey yok. Rektör seçimlerini, mütevelli heyetlerine bırakacağız. Ayrıca rektörleri de performans denetimine tabi tutacağız.”
“ÜNİVERSİTELERİN KENDİ GELENEKLERİNİ OLUŞTURMASINI ÖNEMSİYORUZ”
“Son yıllarda üniversite kapılarında kolluğun cübbeleri ezdiği, kapılara kelepçe vurulduğu çirkin görüntülerle karşılaştık. Başta Boğaziçi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi olmak üzere tüm köklü eğitim kurumlarımız çok yıprandı. Biat beklentisi o kadar kötü etkiliyor ki… Üniversitelerin zaman içinde kendi özgün kimliğini ve geleneklerini oluşturmasını çok önemsiyoruz. Devletin işi üniversiteyle, öğrenciyle, akademisyenle kavga etmek değildir. Biz akademik özgürlüklerin sözcüsü olacağız. Akademisyenlerin ifade özgürlüğü ve siyaset yapmaları önündeki engelleri kaldıracağız.”
“ARGE TEŞVİKLERİNE ULAŞMAYI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ”
“Akademisyenlerin ARGE teşviklerine ulaşmasını kolaylaştıracağız. Bilimsel faaliyetin önünde hiçbir engel bırakmayacağız. Türkiye’yi bilgi üreten kurumlarımızın niteliğini yükselterek kanatlandırabileceğimizi çok iyi biliyoruz.”
“EĞİTİM HAYATI İLE ÇALIŞMA HAYATI ARASINDA UYUM ŞART”
“Eğitim alanında yapacağımız atılımın Türkiye’yi orta gelir tuzağından çıkarmak için elzem olduğunu biliyoruz. Eğitim hayatı ile çalışma hayatı arasındaki uyumun şart olduğunun farkındayız. Ülkemizin kalkınma hedefleri ile üniversite sistemini tam uyumlu hale getirmek zorundayız.”
“İNSANLARIMIZ BİONTECH AŞISINI TÜRKİYE’DE BULAMADI”
“Bizim insanlarımız BionTech aşısını buldular ama bunu Türkiye’de yapamadılar. Kendilerini özgür gördükleri, kaynaklara daha rahat ulaşabildikleri, üretenin daha çok ödüllendirildiği bir ülkede bu aşıyı geliştirebildiler. Gurur duyarız ama niye Türkiye’de olmadı? Çünkü baskı iklimi buna müsaade etmiyor. Bunu gerçekleştireceğiz, çalışanın önünü açacağız.”
“Üniversitelerimizi; elektrikli araç, 5G teknolojisi, yeni nesil savunma sanayi ve oyun sektörü gibi pek çok alanda geliştirmek için seferber edeceğiz. Üniversitelerin dijital yetkinliklerini, araştırma ve geliştirme kapasitelerini arttıracağız. Üniversite araştırmalarından çıkacak derin teknolojiler için girişimcilik fonlarının kurulmasına katkı vereceğiz.”
“ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAV SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”
“Üniversiteye giriş sınav sistemini değiştireceğiz. Yeni sistemde üniversiteye girişi esnek ve stresini azaltan bir hale getireceğiz. Tasarlayacağımız yeni sistemde; çoklu sınav, açık uçlu sorular, öğretmen notu, yetenek ve öğrenci başarısı gibi belirleyici hususları ekleyeceğiz. Üniversite sınavlarını yılda birkaç defa yapacağız.”
“Üniversiteyi kazanan öğrencilerin barınma sorunlarını çözeceğiz. İhtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine devlet yurtlarında ücretsiz veya kredili kalma imkânı sağlayacağız. Devlet yurtlarının sayısını artıracağız. Bağış yoluyla ve yatırım bütçesiyle üniversite içinde yurt yapılmasını kolaylaştıracağız. KYK kredi ve burslarının dağıtım kriterlerini şeffaf hale getireceğiz.”
“ÜNİVERSİTELER HAYAT BOYU EĞİTİM VERECEK”
“DEVA Partisi iktidarında üniversiteler, işsiz yetiştiren kurumlar olmayacak. Üniversiteler hayat boyu eğitim verecek. Bu amaçla üniversite bünyesinde yeniden beceri edindirme programları açacağız. Vatandaşlarımız, hayatının hangi evresinde olursa olsun üniversiteye gidip çağın ihtiyacı olan eğitimi alabilecek. Bugün çok geçerli olarak bildiğiniz meslekler 10 sene sonra geçerliliğini yitirebiliyor. İnsanların meslek değiştirmelerinin önünü açmak ve imkânını sunmak zorundayız. Mesleklerinde kendisini geliştirmek isteyen vatandaşlarımız da bu programlardan faydalanacak.”
“Üniversite kampüslerinin kapısını halka açacağız. Ders veren öğretim üyelerinin rızası dahilinde, vatandaşlarımızın üniversitelerde derslere katılmasına izin vereceğiz. İşletmeyse işletme, mühendislikse mühendislik, sosyal bilimse sosyal bilim. Kampüsler halka açılacak.”
PROF. ERGEN: “DÜNYA, TEKNOLOJİ VE GİRİŞİMCİLİK TEMELİNDE”
Eylem planının asıl amacının “hızlı koşanın daha hızlı koşabileceği bir üniversite sistemi” olduğunu vurgulayan DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen ise şu ifadeleri kullandı:
“Teknoloji ve girişimcilik temelli dünyaya bizi üniversitelerin etrafında yaratılan ekosistem getiriyor. Bu ekosistem yepyeni bir ekonomiyi beraberinde getiriyor. İstanbul’da 70’ten fazla, Ankara’da 19’dan fazla üniversite var. Doğru bir sistemle bu sinerjiyi yükseltebiliriz.”
“Üniversitelerde üretilen bilginin ticarileşmesi gerekiyor. Üniversite akarsu gibidir. Öğrenci gelir, yetiştirirsiniz ve bilgi öğrenciyle beraber gider. Bunların bir yerde birikmesi gerekiyor. Piyasa şartlarında ticari bir şekilde yer bulabilmesi, ayakta kalabilmesi, pazarlanabilmesi ve büyümesi gerekiyor.”
“Mütevelli heyetleri kurmak için senatoyu görevlendireceğiz. Senato kurduğu heyeti akademisyenlere onaylatacak. Rektör üniversitenin dokusuna uymuyorsa, akademisyenler ve öğrenciler tarafından çok bariz bir memnuniyetsizlik yaratıyorsa o rektör geri çağrılmalıdır. Mütevelli heyetleri görevleri görevlerini iyi yapmıyorlarsa, demokratik meşruiyet çerçevesinde görevden alınabilmeli.”
“Akademik Hedef, Planlama, Proje ve Finansman Ajansı kurmak istiyoruz. Bir yandan ülkenin uzun vadeli vizyonu çerçevesinde akademik projeleri ortaya koyacak, öte yandan üniversitelerin altyapısını ilerletmek için finansman sağlayacak. Bu süreç bize işlevsiz, öğrencisiz ve akademisyensiz üniversite ve bölümlerin doğal yollardan işlevli hale gelmesini veya kapanmasını beraberinde getirecek.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***