Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, siyasilere barış çağrısında bulunarak, “Bugünkü gidişattan memnun değilim. Herkes elindeki silahı bırakmalı, barış çubuğu tüttürmeli” dedi. Arınç, “Liderler bir araya gelip kahve de içebilir. Cumhurbaşkanımız olur bir başkası olur… Temsil gücü yüksek olan insanların böyle hayırlı bir adım atması önemlidir. Bana düşen bir görev olursa ben bunu yaparım şahsen” diye konuştu.
ABC Gazetesi’nden Ömer Şahin’e konuşan Bülent Arınç, siyasetteki gerginliğe ve kullanılan dile yönelik eleştirilerde bulundu.
Arınç, “Bugün maalesef çok önemli kelimeler çok önemsiz ve özensiz bir şekilde kullanılıyor. ‘Şerefsiz, ahlaksız, haysiyetsiz, çamur, sen şunun, sen bunun çocuğusun’ vs. Bu sözler bırakın siyasetçiye bir maganda, maço erkeğin bile ağzına yakışmayan şeylerdir” ifadesini kullandı.
‘KÖTÜ SÖZLERİN HALKA YAYILMASI TASVİP EDİLEMEZ’
”Anadolu’da bu kelimelerden cinayet işlenirdi” diyen Arınç, şunları söyledi:
”Namusa, haysiyete taalluk eden sözleri halkımız affetmez. Eskiler ‘üslubu beyan aynı ile insan’ derlerdi. Mevlana’da “sesini değil sözünü yükselt’ diye öğüt veriyor yüzyıllar öncesinden. Kötü sözlerin halka yayılması tasvip edilemez. Bu kadar çok konuşuluyor olması bu sözlerin muhtevasını da çok perişan ettiği gibi konuşan insanları da o kişilerin temsil ettiği toplulukları fevkalade rencide ediyor. Ben siyasetteki üslubun yüksek olmasını isterim. Saygı hiçbir zaman ihmal edilmemelidir. İnsanların eleştirileri yol gösterici olmalıdır. İnsanlar kendi hayatlarında uygulayacağı üslubu liderlerinden görmeli.”
Demirel, Özal, Ecevit, Erbakan, Türkeş’in bile birbirlerine karşı böyle bir üslup kullanmadığını hatırlatan Arınç, “Onlar da birbirlerine karşı ağır eleştirilerde bulunurlar ama hiçbir zaman saygıyı karşı tarafın kişilik haklarına saldırmazlardı. Özel hayat ve parlamenter hayatlarında birbirlerini rencide etmezlerdi. Bu üslubu halk da benimsemişti” dedi.
‘GİDİŞATTAN MEMNUN DEĞİLİM’
Bülent Arınç, siyasetteki gerginliğin giderilmesi ve toplumun daha fazla gerilmemesi için siyaset kurumuna çağrıda bulundu. Arınç şöyle konuştu:
“Bugünkü gidişattan memnun değilim. Herkes elindeki silahı bırakmalı, barış çubuğu tüttürmeli. Biz büyüklerimizden şöyle gördük. Kavga ediliyorsa kavgayı bir taraf derhal bırakmalı.
Siyasetçiler olarak bizler düşman değiliz; rakip partilerin temsilcileri ve genel başkanlarıyız. Meclis’te Grup Başkanvekilleri de başlatabilir bunu. Birbirlerine laf yetiştireceklerine, ’sen haklısın’ deseler ne kaybedecekler. Karşı taraf eleştirisine verilecek cevabımız varsa güzel bir üslup içerisinde verilir. Cevabınız yoksa susun. Susmak bile kurtarır. Laf atmalar karşısında sakin olun.”
‘BANA GÖREV DÜŞERSE YAPARIM’
Arınç açıklamalarına şöyle devam etti:
“Liderler bir araya gelip kahve de içebilir. Cumhurbaşkanımız olur bir başkası olur… Temsil gücü yüksek olan insanların böyle hayırlı bir adım atması önemlidir. Bana düşen bir görev olursa ben bunu yaparım şahsen… Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı var. Helalleşme kimden gelirse gelsin saygındır. Bizim geleneğimizde evden çıkarken bile helalleşilir. Hasta ziyaretinde, konuşmada helalleşilir. Şüphesiz Kılıçdaroğlu siyasi anlamda söylüyor.
Geçmişte başörtüsüne karşı düşmanca tutum içinde olmak yanlışmış. Başörtüsü mağdurlarından özür diliyorum, onlarla helalleşmek istiyorum” derse, öyle söylediğini ifade ediyor, bu saygıdeğer bir davranış olur. Bunun gibi… Barış hamlesini yapan kazançlı olur. Nasıl ki kişilerin bir vicdanı var ise bir de toplumun vicdanı vardır. Biz ona maşeri vicdan deriz. Vicdanların kabul etmediği şeyleri nefretle karşılar insanlar. Siyaset herkesle birlikte yapılır. Siyasi partiler de iktidar olmak için kurulur. Herkesten çok oy alarak iktidar olunabilir, Cumhurbaşkanı olunabilir ancak. O yüzden herkesin düşünce, fikirlerine saygı gösterilmeli hürmet edilmeli. Tatlı dille konuşulmalı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***