Bankacılık ve finans uzmanı Erol Taşdelen, ekonomi yönetiminin bankalara ‘dolarizasyonun önüne geçmek için sen de çaba göster, yoksa bunun için seni cezalandırırım’ mesajı verdiğini ifade etti. Taşdelen, ekonomi yönetiminin dövize yönelik talebi baskılamak ve dolarizasyonu engellemek için bankalar üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekti. Dövize olan talep attıkça bu baskının devam edeceğini öngören Taşdelen, mevcut durumun adı konmamış bir ‘sermaye kontrolüne’ dönüştüğünü söyledi.
Sözcü’de yer alan habere göre mevduat yapısının ağırlıklı dövizde olmasının bankaların da işine gelmediğini söyleyen Erol Taşdelen, bankaların aktif ve pasif dengelerini tutturmakta zorlandıklarını dile getirdi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 29 Nisan 2022 itibarıyla 6.1 trilyon TL olan toplam mevduatın 3.7 trilyon TL’lik kısmı yani yüzde 60.69’u yabancı para mevduatlardan oluşuyor. Kur korumalı hesaplarda biriken 810.3 milyar TL’nin de dövize endeksli olduğu düşünüldüğünde dolarizasyon yüzde 73.90 seviyesine çıkıyor.
Kredi risk primi olarak bilinen CDS oranının artmasının bankaların yurt dışı borçlanma maliyetlerini de artırdığına işaret eden Taşdelen, “Bankalar dışında büyük firmaların da yurt dışı kaynaklı kredi kullandığı düşünüldüğünde risk priminin 700’ü aşması durumu daha da zorlaştırıyor. Enflasyon, TL değer kaybı, faiz oranlarının aynı anda artması düşünüldüğünde ki bu ancak bir ülke için kriz ortamında olur CDS oranının niçin arttığını sorgulamak yanlış olur” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***