DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da düzenlenen İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Babacan’ın isim vermeden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı da eleştirdiği konuşması özetle şöyle:
“Biz Türkiye’nin adil, özgür ve zengin yarınları için buradayız. Ülkemizde çözülmedik tek bir sorun bile bırakmayacağız. Önce özgürlük diyeceğiz, önce özgürlük.
‘BİZ İKTİDARA GELDİĞİMİZDE, KİMSENİN TWEET ATARKEN ELİ TİTREMEYECEK’
Geçen gün birisi çıkmış, konuşuyor. Neymiş? Ülkede kimseye tweet attı diye soruşturma açılmıyormuş. Mesele, tweetin içinde yazanlarmış. İçi boş tweet önerecek hale geldi bunlar ya. Bir kere daha bu deha karşısında şapka çıkarılır. İçi boş baklavayı gösterdiler, yetmedi. İçi boş tostu gösterdiler, yetmedi. İçi boş benzin deposunu gösterdiler, yetmedi. Şimdi de içi boş tweet istiyor bunlar. Ya arkadaş, ifade özgürlüğü bu ifade. Bu en temel özgürlük, en temel hak. Ama bunlar herkesi kendileri gibi düşünsün, herkes sadece kendilerini övsün istiyorlar. Kimse kusura bakmasın, herkes konuşacak. Bu baskı iklimi de ortadan kalkacak. Biz, ifade özgürlüğü konusunda çok netiz. Düşünceyi ve ifadeyi özgürleştireceğiz. Bu bizim ilk 90 gün değil, ilk 90 dakikada yapacağımız mesele. Bunlar çok hızlı değişecek şeyler. Biz iktidara geldiğimizde, kimsenin tweet atarken eli titremeyecek.
‘ÜLKE RESMEN ŞU ANDA HEKİMLER GÖÇÜ YAŞIYOR’
Demokratik haklarını kullanmak isteyen insanların önüne geçmeyin. Ama yok. Bunların akılları, fikirleri sağlık çalışanlarıyla kavga etmek. Ülke resmen şu anda hekimler göçü yaşıyor. Her ay, yüzlerce hekimimiz ülkeyi terk ediyor. Cumhurbaşkanı da çıkmış ne diyor? Giderlerse gitsinler diyor. Çünkü, taktiği belli. Ne yapıyor? Sayı olarak nispeten az bir kesimi hedef alıyor. Daha geniş bir kesime o kesimi düşman gösteriyor. Bu siyaset değil. Her gün kendine yeni bir düşman belirlemek siyaset değil.
‘BİZ, KRİZ ÇÖZMEYİ BİLİRİZ. BİZ ÜLKE YÖNETMEYİ BİLİRİZ’
Biliyorsunuz 2001 krizinde bankalar batarken, esnaf borca gömülürken Başbakanlık binası önünde yazar kasa fırlatılırken de kendisi iktidarın ortağıydı. O günkü üçlü koalisyonun ortağıydı. O günlerde gecelik faizler yüzde 7500’lere çıkmıştı. O hükümete de Bahçeli ortaktı. Geldik evelallah çözdük ama Bahçeli şimdi hükümete yine ortak ve ülkede yine kriz var. Yine biz geleceğiz ve yine biz çözeceğiz. Biz, kriz çözmeyi biliriz. Biz ülke yönetmeyi biliriz. Biz, bu ülkede iki büyük ekonomik krizi çözen insanlarız. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
‘ÜLKENİN PARA BASAN KURUMU… SIKIŞTIKÇA PARA BASAN KURUMU BORCA BATAR MI? BUNLAR, BUNU DA BECERDİLER’
Devlet de millet de borca batmış durumda. Merkez Bankası bile borçlu. Ülkenin para basan kurumu… Sıkıştıkça para basan kurumu borca batar mı? Bunlar, bunu da becerdiler. Net döviz pozisyonu, eksi 60 milyar doların altına düşmüş durumda Merkez Bankası’nın. Merkez Bankası’nın hazırda neyi varsa, arka kapıdan cayır cayır sattılar. Daha sonra tuttular, dışarıdan swap anlaşmalarıyla aldıkları 60 milyar dolarlık borcu da arka kapıdan sata sata tükettiler. Şimdi satacak döviz bırakmayınca ve para basa basa dövizi üç haneye yükseltince sıkıştılar. Ekonomide deniz tükendi.
‘ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRECEĞİZ’
Haksızlığı çözmek bizim boynumuzun borcudur, adaletsizliği çözmek bizim boynumuzun borcudur, enflasyonu düşürmek bizim boynumuzun borcudur. Ben buradan tekrar ilan ediyorum. Biz, enflasyonu tek haneye düşüreceğiz. Bu hayat pahalılığı bitecek. Temel gıda ürünlerine erişimi kolaylaştıracağız. Bu yoksulluk dönemi bitecek. Hep beraber zenginleşeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***