Geçen hafta Çin ve Solomon Adaları’nın müzakere ettiği güvenlik anlaşmasının detayları Avustralya’da büyük endişe yarattı.
Sızdırılan taslak metne göre Çin Solomon Adaları’na asker gönderebilir ve gelecekte bir donanma üssü kurması mümkün olabilir.
Solomon Adaları Avustralya’nın hemen kuzeyinde bulunuyor.
Avustralya ise ABD ve İngiltere’nin Pasifik’teki en büyük partneri konumunda.
Avustralya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Prof. Alan Gyngell “Anlaşmanın detayları hâlâ belirsiz. Fakat Çin orada korkulduğu gibi bir askeri üsse sahip olmasa bile bu Çin’in bölgedeki ilk yayılma alanı olacak” diyor.
Solomon Adaları ve Avustralya’nın yıllardır yakın ilişkileri bulunuyor.
Avustralya 2. Dünya Savaşı’ndan beri buraya en çok yardım gönderen ülke ve bir numaralı kalkınma ortağı.
Şimdiye kadar da adanın tek güvenlik partneriydi.
Analistlere göre Avustralya hükümeti bu hamleye hazırlıksız yakalandı. Üstelik bu konuda uyarılmıştı.
Birkaç yıl önce Çin’in “arka bahçesini genişletmek için” krediler ve ekonomik yatırımlarla Solomon’a yanaşmaya başladığını düşünen Avustralya, Pasifik ülkelerine odaklanan yeni bir dış politika geliştirdi ve yardım miktarını artırdı.
Fakat analistler, bu hamlenin yetersiz kaldığını düşünüyor.
Çin çok yakında Solomon Adaları’nın Avustralya ile birlikte ikinci güvenlik partneri olabilir.
Prof. Gyngell “Avustralya’nın yeni dış politikasının amacı böyle bir olayı engellemekti. Bu açık bir başarısızlık oldu” diyor.
Bu sadece Avustralya için bir endişe kaynağı değil. İngiltere ve ABD de Avustralya ile imzaladıkları AUKUS Paktı aracılığıyla Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki manevra alanını kısıtlamak istiyor.
ABD ve diğer Batı ülkeleri, bu bölgenin de potansiyel bir çatışma sahasına dönmesinden endişe ediyor.
Masada neler var?
Solomon Adaları Başbakanı Manasseh Sogavare, bağımsız bir ulus olarak Çin’le güvenlik anlaşması yapma haklarını yüksek bir sesle savundu, ekonomik ilişkiler ve altyapı yatırımlarının da geliştirilebileceğini söyledi.
“Hiçbir jeopolitik güç savaşına girme niyetimiz yok” diyen Sogavare, ulusunun bir tarafa dahil olmayacağını belirtti.
Sızdırılan belgenin anlaşmanın son hali olup olmadığı konusunda bir bilgi vermedi.
Fakat taslak metnin genişliği endişelere yol açtı.
Anlaşma Çin donanmasına adalarda duraklama ve geçiş hakkını da içeriyor. Bu, gelecekte bir donanma üstü kurulmasının yolunu açabilir.
Bir diğer madde de Pekin’e adalardaki Çinlileri ve Çin projelerini korumak için adaya asker göndermesine olanak sağlıyor.
Taslağa göre Solomonlular Çin’den “polis, asker ve diğer kolluk kuvveti” talep edebilecek.
Avustralyalı düşünce kuruluşu Lowy Institute’tan Pasifik adaları analisti Mihai Sora “Bu madde Çin’in her türlü askeri personel göndermesine imkan sağlar. Üstelik bu birliklerin hangi kurallara tabi olacağı da net değil” diyor.
Taslak, Solomon Adaları’nın Avustralya ile sahip olduğu anlaşmadan çok daha kapsamlı.
O anlaşmada Avustralya’nın Solomon’dan gelecek talep üzerine barış gücü veya acil müdahale birlikleri göndermesine izin veriliyor.
Solomon Adaları, şiddetli isyanlarla dolu bir tarihe sahip.
Geçen yıl da başkent Honiara’da ölümcül isyanlar baş göstermiş; Avustralya, Yeni Zelanda, Fiji ve Vanuatu adaya birlik yollamıştı.
Çin’in istihbarat kapasitesi artabilir
Bu anlaşma bölgedeki güç dengesini değiştirebilir.
Analist Sora “Güvenlik anlaşmaları, içerdikleri maddelerin yanı sıra iki ülke arasında belli bir seviyede güven ve dostluk olduğunun da göstergesidir” diyor.
Çin’in Pasifik’teki askeri varlığı, bölgedeki ulusların on yıllardır keyfini sürdüğü “huzurlu” ortamı da tamamen yok edebilir.
Bölge Avustralya, Yeni Zelanda ve Pasifik Adaları Forumu’na üye uluslar tarafından işbirliği içinde yönetiliyor.
Avustralya’nın yanı sıra Yeni Zelanda da bu adımın “bölgeyi askerileştirebileceği” uyarısında bulundu.
Analistler Çin’in bu hamlesinin bölgede işgal tehlikesi oluşturmasa bile istihbarat ve gözetim imkanını artırabileceğini vurguluyor.
Güney Pasifik’teki küçük bir Çin askeri varlığı bile Avustralya’nın askeri kaynaklarını bu varlığa harcamasına yol açabilir.
Sora “Bu bölgedeki Çin üssü savaş sırasında fark yaratacak türden bir üs olmaz. Fakat bir bölgede askeri varlığınız olduğunda o bölgede başka ülkelerin askeri varlık göstermesine engel olursunuz, anlaşma bu yüzden önemli” diyor.
Sora’ya göre en kötü senaryo Çin’in tartışmalı sularda yapay adalar inşa edip diğer ülkelerin deniz ve hava araçlarının geçişini kısıtladığı Güney Çin Denizi’nde gerilimin artması olur:
“Bugüne kadar Avustralya ve diğer Pasifik ülkeleri sakin bir bölgede olmanın ve Pasifik bölgesindeki serbest hareket imkanının tadını çıkardılar.
“Artık bölgede bir rakipleri var.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***