İktidar tarafından 1 Mart’ta zeytinlikleri madenlere açan yönetmelik değişikliği yapıldıktan tam bir ay sonra Akbelen Ormanı’nda zeytin ağaçları dozerlerle kökünden söküldü. Muğla Milas’taki İkizköy’ü ve Akbelen Ormanı’nı kömür madenine karşı korumak için üç yıldır bir mücadele sürdürülüyor.
Mücadeleyi sürdürenler, savcılığa itiraz için başvurup “hiçbir yere gitmiyoruz” dediğinde ise gözaltına alındı.
Kömür madeni işletmesi için YK Enerji AŞ’ye verilmek istenen alanda, ormanla iç içe geçmiş en az 100-150 dönümlük zeytinlik alan var. Akbelen Ormanını çevreleyen 1500 dönüm de zeytinlik bulunuyor.
Dünyada zeytin üretiminde ve zeytinden elde edilecek diğer ürünlerde Türkiye önemli bir aktör olarak söz sahibi olmak yerine yine zeytini kömüre feda etme peşinde…
Son dönemde, önceki dönemlere göre Türkiye’nin dünyadaki toplam zeytin üretimi içindeki payının üçte bir oranında azaldığı tespit edildi. Türkiye’nin dünyadaki zeytin ağacı sayısı bakımından sahip olduğu oran (yüzde 21) ile zeytin üretimi alanında elde ettiği pay (yüzde 8) arasındaki Türkiye aleyhine olan farkın yıllar içindeki seyri durumu daha da kritik hale getiriyor.
Dünyada zeytin üretiminde ön sıralarda yer alan ülkeler İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye. Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, 2019 yılında İspanya’daki zeytin üretimi 6,55 milyon ton iken, Yunanistan’da 2,84 milyon ton, İtalya’da 2,60 milyon ton ve Türkiye’de 1,53 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu verilere göre dünyadaki zeytin üretiminde İspanya’nın payı yaklaşık yüzde 33 iken, Yunanistan’ın yüzde 15, İtalya’nın yüzde 13, Türkiye’nin ise yüzde 8 civarında.
Diğer yandan, Türkiye’nin ihraç ettiği zeytinyağının kilogram değeri 2018 yılında neredeyse yarı yarıya düşmüş. 2014-2017 arasında yaklaşık kilogram başına 4 dolar olan zeytinyağı ihracat değeri 2018 yılında 2,17 dolara gerilemiş.
Avrupa İklim Eylem Ağı (Climate Action Network) İklim İçin 350 Derneği ve Milas Kent Konseyi ortaklaşa “Yerel Ekonomi İçin Dönüşüm Fırsatı: Milas’ta Zeytincilik” raporunu (https://world.350.org/turkiye/files/2022/04/Milasta_Zeytincilik_Nisan2022.pdf) açıkladı.
Bu raporun temel amacı, Türkiye’nin bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklamam 2053 net sıfır emisyon hedefinin gerektirdiği bölgesel ekonomik geçişe bir örnek olarak, iki termik santral ve kömür madenlerinin de bulunduğu Milas için zeytine dayalı bir ekonominin geliştirilmesi olasılığını araştırmak…
Rapor, bu açıdan 2053 net sıfır emisyon vizyonuna uygun bir bölgesel dönüşümün mümkün ve gerçekçi olduğunu gösteren bir başlangıç çalışması. İlçenin diğer ekonomik olanaklarını bütüncül olarak değerlendiren, yörenin iklim nötr bir gelecek için dönüşümünü hedefleyen, kapsayıcı ve katılımcı bir planlama sürecinin yürütülmesiyle Milas’ta doğrudan kömür sektöründeki tüm istihdamın (1800-2000 civarında) başka sektörlere kaydırılmasının mümkün olduğu görülüyor.
Milas, Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı üretimi açısından öne çıkan bölgeler arasında.
Milas 5 bin yıldır insanların yerleştiği ve yaşadığı bir yer. 4 bin yıldan beri yani Karia uygarlığından bu yana bölgede zeytincilik ve zeytinyağı üretimi birincil tarımsal faaliyet.
Bu çalışma zeytin ve kömürlü termik santral ekonomisine dair bir karşılaştırma yaparak ekonomik değer olarak hangisinin daha avantajlı olduğunu sorguluyor.
Eğer Milas’ta zeytine dayalı (zeytin, zeytinyağı, sabun) 70 yeni küçük ölçekli tesis inşa edilirse bunların toplam yatırım maliyetinin 240 milyon TL civarında olacağı ve 685 yeni iş yaratacağı hesaplanıyor.
Milas’ta işletmede olan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’ne 2021 yılında sadece kapasite mekanizması kapsamında kamu kaynaklarından verilen destek miktarı 260 milyon TL…
Milas’taki termik santrallere sağlanan kapasite mekanizması teşvikinin yalnızca bir yıllık kısmının Milas’ta zeytincilik sektörüne aktarılması ile bir yıl içinde bahsedilen küçük ölçekli yatırımların hepsi gerçekleştirilebilir.
Zeytin ve zeytinyağı sektöründeki bu yeni yatırımın, Milas’ın kömür madenciliği sektöründeki istihdamın (800 kişi civarında) büyük kısmı kadar yeni iş yaratması da mümkün gözüküyor.
Kısaca özetlersek, termik santrallere verilen desteğin bir yıllık kısmı bile aktarılsa, kömür madenlerinin yarattığı kadar istihdamı sadece zeytin sektörü tek başına yaratabilir.
Milas’ta yıllık ortalama 100 bin ton zeytin hasadı yapılıyor. Hasadın yüzde 20’si bölge ekonomisi için ek katma değer yaratmadan işlenmemiş zeytin olarak satıldığı için bölge ekonomisi dışına çıkıyor. Bu bölge ekonomisi için ciddi bir kayıp. İşlenmeden ekonomi dışına çıkan 20 bin ton zeytin, Milas bölgesinde zeytine dayalı imalat sanayinde değerlendirilirse Milas ekonomisine ek gelir ve istihdam sağlayacağı hesaplanmış.
20 bin ton zeytinin 5 bin tonluk kısmının zeytin işlemede (50 adet zeytin işleme tesisi ile), 15 bin tonluk kısmının zeytinyağı üretiminde (15 adet zeytinyağı tesisi ile), üretilen zeytinyağının 500 tonluk kısmının sabun ve şampuan üretiminde (5 sabun-şampuan üretim tesisi ile) değerlendirilmesi mümkün.
Bu arada, Milas’tan diğer illere zeytin satışının ne kadar olduğu tam bilinmemekle birlikte zeytin üretiminin yüzde 20’si gibi bir oran olduğu tahmin ediliyor. Bu da 20 bin ton zeytine denk geliyor. Çok farklı kaynaklardan elde edilen zeytin ve zeytinyağı üretimi ile ilgili veriler birbirinden az da olsa farklılıklar gösteriyor.
Milas’taki bu karışıklıktan kurtulmak için ağaç sayılarının tam anlamıyla ortaya çıkarılması önemli bir öncelik. Bunun için de coğrafi bilgi sistemi ile ağaç envanterinin çıkarılması gerekli.
Milas zeytinyağı, 2020 yılında AB coğrafi işaret tescili aldı ve şu an Türkiye’nin AB coğrafi işaretli tek zeytinyağı. İtalya’nın AB Coğrafi İşaretli Toskana zeytinyağının yörenin toplam zeytinyağı üretimindeki oranı olan yüzde 4 ve litre fiyatı olan 7,5 euro. Rapora göre, bu üretim oranı ve fiyata ulaşmak, Milas zeytinyağı için hedeflenebilir.
Bu hedeflenen üretim oranı ve fiyata ulaşılması durumda Cİ tescilli üretimin Milas’ta 800 tona ve fiyatının da ortalama 75 TL’ye yükselebileceği öngörülüyor. Bu durumda Cİ tescilli zeytinyağının yarattığı değer 4,5 milyon TL’den 60 milyon TL’ye çıkabilir.
Özetle, Türkiye’de binlerce zeytin ağacı kömüre feda edildi. Tek bir zeytinin daha yok edilmemesi, üstelik çok önemli bir ekonomik değerin kömür uğruna yok edilmemesi için acilen Maden Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik iptal edilmeli. Sadece Milas’taki coğrafi işaret tescilli zeytinyağının yarattığı değer 4,5 milyon TL’den 60 milyon TL’ye çıkabilir. Zeytine dayalı bir ekonominin geliştirilmesi yerelde pek çok şeyi olumlu anlamda değiştirebilir. Milas’ın geleceği tescilli zeytinyağında kömürde değil.
Sofralarda kömür yerine zeytin görmeye devam edebilmek için zeytine dayalı bu yerel ekonominin güçlendirilmesi için kamuoyu oluşturmak her zamankinden çok daha önemli…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***