İkinci Yüzyıl Enstitüsü Vakfı (İYEV) Başkanı ve CHP Parti Meclisi üyesi Müslim Sarı, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sarı, Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından yeni bir iktidara ihtiyaç olduğunu belirterek “Artık yeni zamanlardayız. Yeni tasarımlar, iktidarlar gerekiyor. 2002’de açılmış parantez 20 yıl sonra kapanıyor” ifadesini kullandı. Yeni dönem artık yeni siyasal iktidarları ortaya çıkaracağını vurgulayan Sarı, “Bir Türkiye’nin bekası var, bir de iktidarın bekası var. İkisini ayırmak gerekiyor. AKP, kendi siyasal çizgisinin devamlılığı ve 2023’ü kazanmak açısından, bunu bir fırsat olarak görüp değerlendirmek isteyecektir. Ama kısa vadeli siyasal talepler ya da çıkarlar için Türkiye’yi kaybetmeyi göze almamak gerekir” uyarısında bulundu.
‘AVRUPA ÖZERKLİĞİ YENİDEN KURACAK’
Türkiye’nin bekası, AKP’nin bekasının önünde olduğunu belirten İYEV Başkanı Müslim Sarı, Cumhuriyet’te açıklamalarda bulundu. Müslim Sarı, Rusya-Ukrayna savaşın başlangıcında “Avrupa yeniden NATO üzerinden ABD ile bir araya geldi” düşüncesinin öne çıktığını, ancak Avrupa’nın askeri gücünü inşa edip özerk hale geleceği yönündeki senaryonun daha güçlü olduğunu savunarak, şöyle konuştu: “Avrupa’nın özerkleşeceği ve kendi güvenlik mimarisini, hem enerji hem güvenlik stratejisi açısından yeniden kurabileceğini düşünüyorum. Bunun emareleri var; mesela Almanya’nın savunma sanayii bütçesini 100 milyar avroya çıkarması, acil müdahale gücü oluşturulması tartışmaları… Aslında Avrupa’nın bir yandan güvenlik endişeleri var, bir yandan da ‘NATO’ya ne kadar güvenebiliriz’ endişesini taşıyor. Bunları gidermek için de ‘Kendi ordumuzu kuralım ve yolumuza gidelim’ düşüncesinin geliştiğini görüyorum. AB’nin savunma açısından NATO ve ABD’den, enerji açısından da Rusya’dan özerkleşmesi gerekiyor. Önümüzdeki dönem, Avrupa’nın, yeni enerji kaynakları arayışı içinde olacağını görüyoruz. Kendi ayakları üzerinde duran bir Avrupa tasarımı var. Güvenlikle şekillenen, enerjiyle süren ve değerlerle desteklenen bir Avrupa tasarımının daha belirgin olacağını düşünüyorum.”
‘AVRUPA’NIN ABD’DEN AYRIŞMASI, TÜRKİYE İÇİN BİR ŞANS’
Avrupa’nın ABD’den ayrışmasının, Türkiye için bir şans olduğunu vurgulayan Sarı, “Avrupa’nın kendini yeniden Avrupa merkezli biçimde konumlandırmaya başlaması, iki bakımdan Türkiye’yi önemli kılıyor. Birincisi, Türkiye olmadan bir Avrupa güvenliği olamayacağı bir kez daha ortaya çıktı. İkincisi; enerjide seçenek oluşturulacaksa önümüzdeki dönemde Türkiye çok daha önemli. Hem mevcut enerji havzalarına yakın olması, hem de Doğu Akdeniz’de bulunan enerji havzalarının Batı’ya taşınması konusunda. Bunlar Türkiye’yi yeniden çok önemli kılıyor” diye konuştu.
‘AKP’NİN DNA’SI BATI’NIN DEMOKRATİK DEĞERLERİYLE UYUŞMUYOR’
Türkiye’nin önüne gelen tarihsel fırsatı AKP iktidarının doğru değerlendirmesinin mümkün olmadığını ifade eden Sarı, “AKP’nin DNA’sı Batı’nın demokratik değerleriyle uyuşmuyor. AKP ile Batı arasındaki güven sorunu, orta ve uzun vadede Türkiye’nin önünü açabilecek, yeniden Batı ile ilişkilerini güçlendirebilecek bir siyasal çerçevenin önündeki en büyük engel. Mevcut iktidarla AB arasında bir güven sorunu var.”
Mevcut tabloda ekonomik işbirliğinin yanı sıra demokrasi, hukuk devleti, laiklik ve Avrupa değerleri temelinde Türkiye’yi yeniden Avrupa’yla işbirliği yapan ülke haline getirmeyi amaçlayan bir siyasal yapıya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sarı, “Türkiye’nin yükselen jeopolitik önemi, tarihsel konumu açısından çok büyük bir fırsat var. Bu fırsat, talihsizlik ki AKP’nin son bir yılına denk geldi. Yıpranmış, öngörüsüz, jeostratejik planlar yapamayan bir iktidar… Bu, muhalefetin aslında yeni hareket alanı” görüşünü dile getirdi.
‘2002’DE AÇILMIŞ PARANTEZ 20 YIL SONRA KAPANIYOR’
Müslim Sarı, Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından yeni bir iktidara ihtiyaç olduğunu belirterek “Artık yeni zamanlardayız. Yeni tasarımlar, iktidarlar gerekiyor. 2002’de açılmış parantez 20 yıl sonra kapanıyor. Yeni parantezin küresi ve ayakları da oluşmuş durumda. AKP bu parantezin köşesinde kenarında olabilir ama bir iktidar olarak yok. Yeni dönem artık yeni siyasal iktidarları ortaya çıkaracak” dedi.
‘BU İŞ EN ÇOK CHP’NİN GÖREVİDİR’
Sarı, yeni bir uzlaşmanın zeminini yaratacak olan partinin CHP olduğunu dile getirerek “İşte bu CHP’ye düşer. Çünkü 100 yıl önce devlet kurmuş, ulus inşa etmiş bir parti olarak kurucu üstünlükleri var. En büyük muhalefet partisi olarak siyaseten karşılığı var. Dolayısıyla yeni siyasal iktidarın kurucu, yönlendirici gücü CHP olacak. ‘Her şeyi CHP yapacak’ demek istemiyorum. Çünkü Cumhuriyet fikrinin kendisi CHP’den daha üstte. Dolayısıyla parti mutfağının içinde olmayacak ama CHP’nin yönlendireceği, alan açacağı bir yönde olmalı. Bu iş en çok CHP’nin görevidir” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN BEKASI, AKP’NİN BEKASININ ÖNÜNDEDİR’
AKP iktidarının önceliğinin, iç siyasette yeniden güçlenmek, ülkeye yeniden finans akışı sağlamak olduğunu belirten Sarı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir Türkiye’nin bekası var, bir de iktidarın bekası var. İkisini ayırmak gerekiyor. AKP, kendi siyasal çizgisinin devamlılığı ve 2023’ü kazanmak açısından, bunu bir fırsat olarak görüp değerlendirmek isteyecektir. Ama kısa vadeli siyasal talepler ya da çıkarlar için Türkiye’yi kaybetmeyi göze almamak gerekir. Türkiye’nin bekası, AKP’nin bekasının önündedir. Ben Batı’nın da böyle baktığını, Türkiye’deki siyasetin de böyle bakması gerektiğini düşünüyorum. Biliyorsunuz, nicedir AKP kendi bekasını devletin bekasına bağlamıştı. Şunu da söyleyelim, AKP artı MHP siyasal çizgisinin arkasında, devletin bekası kavramı ile konsolide olmuş bir yapı vardı. Bu yapı, 15 Temmuz’dan sonra çok belirgin hale gelmeye başlamıştı. AKP’nin bize dayattığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de destekledi. Ama bugün gelmiş olduğumuz noktada, bu yapıda ‘Devleti bir tek kişinin kaderine bırakmak hiç de doğru olmadı. Devlet gelenekleriyle hiç uygun değil’ tartışmaları olduğunu da görüyoruz.”
‘YENİ BİR UZLAŞMA ÖNERMEK GEREKİYOR’
Küresel gelişmeler eşliğinde Türkiye’nin yeni bir yol ayrımında olduğunu söyleyen Sarı, “Bütün bunların olduğu zamanın tam da cumhuriyetin yüzüncü yılına denk düşmesi, bizim için çok güçlü bir metafor. Yani 100 yıl sonra bir kere daha cumhuriyeti ihya etme, partilerin siyasetinin de üzerine çıkarak yeni bir parantez açma zamanı. Bu partilerin parantezi değil. Gerçekten Türkiye’nin birikimlerini kucaklayan bir parantez. Tüm sorunlara dönüp yeniden bakmak mesela… Yeni bir uzlaşma önermek gerekiyor. Tüm toplum kesimleriyle, üretim modeliyle Cumhuriyet’in yeni yüzyılı bu. Bu çok yaşamsal ve tarihsel bir yerde” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***