HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL
Her Ramazan ayında İsrail’in El Aksa Camii, Gazze ve Batı Şeria’ya saldırılar düzenlemesi gelenek haline geldi. Son 20 yılda neredeyse bu geleneği bozmayan İsrail’in Ramazan ayında öldürdüğü Filistinlilerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Bu yıl da Ramazan’dan hemen önce başlayan saldırılarda şu ana kadar 30’a yakın Filistinli hayatını kaybetti. Çatışmalar sırasında yüzlerce Filistinli de İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
Ramazan ayındaki en kanlı saldırılar 2014 yılında Gazze’ye düzenlendi. Bu saldırılar sırasında iki bin 131 Filistinli hayatını kaybederken, 18 bin ev yerle bir edildi, yüz binden fazla Gazzeli evsiz bırakıldı. Geçen yıl düzenlenen saldırılarda da 250’den fazla Filistinli ve 14 Yahudi hayatını kaybetti.
Naftali Bennett ve Yair Lapid’in öncülük ettiği, Arap milletvekillerinin de dahil olduğu sekiz partili koalisyonun yapısından dolayı İsrail’in bu yıl Filistinlilere karşı daha yumuşak bir tavır takınması öngörülüyordu. Ancak dünyanın Rus-Ukrayna krizine odaklanması, Arap ülkelerinden sonra Türkiye’nin de İsrail ile yakınlaşma politikası gütmesi Filistinlileri tamamen yalnızlaştırırken, İsrail’in daha rahat hareket etmesinin önünü açtı.
Daha önceki Ramazanlarda İsrail’in eylemlerini sert dille eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yıl, İsrail’in başta El Aksa Camii olmak üzere pek çok Filistin yerleşim birimini hedef almasına sessiz kalması dikkat çekiyor.
Halbuki Erdoğan daha geçtiğimiz yıl İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıların şu sözlerle kınamıştı: “Bugün de tekrar hatırlatıyorum, 84 milyon hep birlikte Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bir yandan Kudüs’ün mahremiyetine el uzatan, diğer yandan Gazze’deki sivilleri insafsızca bombalayan, içinde medya gruplarının olduğu devasa bir binayı da bombalayarak yerle bir edenler işte bu terör devleti İsrail’dir. Bunlar 5 yaşında, 6 yaşındaki yavruları öldürecek kadar katil, kadınları yerde süründürecek kadar katil…”
Erdoğan bir önceki yıl da ABD’li Müslümanlar için yayınladığı Ramazan Bayramı mesajında, “Filistin topraklarının kimseye peşkeş çekilmesine göz yumamayacağız. Üç dinin kutsalı olan, ilk kıblemiz Kudüs’ü Şerifin, dünya Müslümanlarının kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Filistin konusunu tıpkı Türkiye gibi iç politika malzemesi olarak kullanan Arap ülkeleri, bölgedeki dengelerin değişmesiyle birlikte İsrail ile daha yakın ilişkiler kurma yarışı içinde bulunuyor. Daha önce İsrail ile diplomatik ilişki kuran Mısır ve Ürdün’den sonra son iki yılda Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan da Tel Aviv’le ilişkilerini normalleştirme yolunu seçti.
Özellikle Ramazan ayında çatışmaların yoğunlaşmasında İsrailli yerleşimcilerle Hamas’ın başrol oynaması dikkat çekiyor. İsrailli radikal grupların Ramazan ayında, Yahudilerce kutsal kabul edilen Süleyman Mabedi’nin üzerine inşa edildiğini öne sürdükleri Mescid-i Aksa’ya girme teşebbüsleri Filistinlileri galeyana getiriyor. Ramazan boyunca iftardan hemen sonra Mescid-i Aksa Filistinliler tarafından adeta bir panayır yeri haline getiriliyor. Kılınan teravih namazına binlerce kişi katılıyor.
El Aksa’da başlayan gerginlik akabinde Gazze ve Batı Şeria’ya sirayet ediyor.
Gazze’yi kontrol eden Hamas’ın yakın İsrail yerleşim birimlerine roket fırlatması ile bir anda tansiyon yükseliyor ve İsrail Filistin kentlerine yönelik orantısız güç kullanmaya başlıyor.
Ayrıca İsrail’in başta Doğu Kudüs olmak üzere Batı Şeria’nın bazı kentlerinde yeni Yahudi yerleşim birimi inşa projeleri, Gazze ve Batı Şeria’ya uyguladığı ablukalar, Yahudi yerleşimcilere yönelik bireysel saldırılar da İsrail-Filistin geriliminin bir anda tırmanmasına yol açıyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***