30 Haziran’da beş yıllık görev süresini tamamlayacak olan Hong Kong’un baş yöneticisi Carrie Lam 8 Mayıs’ta yapılması planlanan liderlik seçiminde ikinci dönem için aday olmayacağını açıkladı.
Carrie Lam, Covid-19 günlük değerlendirme toplantısı için düzenlenen basın toplantısında “Beş yıldır baş yönetici olarak sürdürdüğüm görevimi bu yıl 30 Haziran’da tamamlayacağım ve aynı zamanda 42 yıllık kamu hizmetimi de sonlandıracağım” diye konuştu. Kararını geçen yıl mart ayında Pekin’e ilettiğini belirten Lam “saygı ve anlayışla” karşılandığını ifade etti.
Görev dönemindeki performansı ile ilgili sorulara yanıt vermekten kaçınan Lam, merkezi hükümete, kabinesine ve kamu görevlilerine teşekkür eden Lam bundan sonraki tek düşüncesinin ailesiyle birlikte daha fazla zaman geçirmek olduğunu belirtti.
Görevi bırakmasındaki tek etkenin ailesi olduğunun altını çizen Lam “Bu, benim bu görev dönemimdeki kişisel başarım ve Hong Kong hükümetinin başarısıyla ilgili bir sorun değil. Bu tamamen benim kişisel arzu ve isteklerimle, ailemin ne düşündüğüyle ilgili. Ailem eve dönme vaktimin geldiğini düşünüyor” diye konuştu.
Carrie Lam’ın Hong Kong baş yöneticisi olduğu dönemde giderek daha fazla Çinin baskısı altına giren kentte düzenlenen protesto eylemlerinde Lam’in istifası istenmiş, gösteriler sert şekilde bastırılmıştı. Lam, son iki yıldır Covid-19 salgını kontrol altında tutarak sağlık sisteminin çökmesinin önüne geçmeye uğraşıyordu.
Lam’in yerine en güçlü aday kim?
Carrie Lam’ın yeniden göreve devam edip etmeyeceği aylardır merak konusuydu. Lam’in yerine göreve gelecek adaylar arasında 8 Mayıs’ta seçim yapılacak.
Lam’in ardından baş yöneticiliğe Pekin çizgisindeki bir başka isim olan Baş Sekreter John Lee Ka-chiu’nun aday olabileceği öngörülüyor. Ancak Lam, Lee’nin adaylık başvurusu için istifa dilekçesini kendisine sunmadığını ifade etti.
Lee, yerel hükümetin müsteşarlığı niteliğindeki, baş yöneticiden sonra en yetkili ikinci konum olan Baş Sekreter görevine Çin Devlet Konseyi tarafından, Lam’ın tavsiyesiyle 25 Haziran 2021’de atanmıştı.
Daha önce İç Güvenlik Sekreteri olan polis kökenli Lee’nin, 2019’da suçluların iadesi yasa tasarısına karşı başlayan hükümet karşıtı protesto hareketinin bastırılmasında ve 2020’de kabul edilen Ulusal Güvenlik Yasası’yla demokrasi yanlısı muhaliflere karşı yürütülen soruşturmalardaki rolü nedeniyle ödüllendirildiği yorumları yapılmıştı.
Baş Sekreter Lee, Baş Yönetici Lam ile birlikte ABD’nin, muhalefete yönelik baskılar nedeniyle yaptırım uyguladığı Hong Konglu yetkililer arasında yer almıştı.
Lam’in beş yıllık yönetiminden satır başları
Hong Kong Üniversitesinden 1980’de mezun olan 64 yaşındaki Lam, mezuniyetinin hemen ardından yerel hükümette çalışmaya başladı. Lam 40 yılı aşkın süre uzman, bürokrat, bakan ve en son baş yönetici olarak görev yaptı.
Protesto eylemleri:
Baş yöneticiliğe 2017’de seçilen Lam, beş yıllık görevi boyunca büyük sınamalarla karşı karşıya kaldı. Pekin çizgisinde siyaset izlemeyi tercih eden Lam, kentteki demokrasi yanlısı muhalefetin eleştirine hedef oldu.
Haziran 2019’da adli şüphelilerin Çin’e iadesi yasa tasarısına karşı başlayan demokrasi yanlısı protestolar, Lam hükümetine karşı 6 ay süren büyük bir kitle hareketine dönüştü.
Lam hükümeti, tasarı 23 Ekim 2019’da geri çekmesine rağmen protestocular, “demokratik reform” talebiyle ve Çin’in Hong Kong’un demokratik özerkliğini aşındıran adımlarından rahatsızlıklarını dile getirerek gösterilerini sürdürdü.
Kitle protestoları ancak 2019 sonunda Covid-19 salgının ortaya çıkmasıyla sokağa çıkma yasakları ve sosyal mesafe tedbirleriyle yatışabildi.
Ulusal Güvenlik Yasası:
Pekin yönetimi, protestoların ardından Haziran 2020’de, “devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri” suç haline getiren Ulusal Güvenlik Yasası’nıçıkardı ve bunun Hong Kong tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesini sağladı.
İçeriği itibarıyla asıl olarak demokrasi yanlısı protesto hareketini hedef alan yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, Çin medyasınca “Hong Kong’un vatan hainleri” olarak nitelenen muhalif gazeteciler, siyasetçiler, iş insanları ve aktivistlerin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılmıştı. Bu kapsamda 100’den fazla muhalif hakkında soruşturma başlatılırken, demokrasi yanlısı çok sayıda sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu kapanmak zorunda kaldı.
Lam, bu süreçte demokrasi yanlılarının eleştirilerine karşı yasayı ve yasa kapsamında yürütülen soruşturmaları ve yapılan yargılamaları savundu, Pekin yönetiminin söylemini tekrar ederek “yasanın kaostan düzene geçişi sağladığı” tezini dile getirdi.
Seçim sistemindeki değişiklik:
Öte yandan Lam, Pekin’in demokrasi yanlılarının Yasama Meclisi’nde temsil edilmelerini önlemek üzere seçim sisteminde yaptığı değişikliklere de destek verdi.
Hong Kong’un anayasası niteliğindeki Temel Yasa’nın 1. ve 2. ek maddelerinde yapılan düzenlemelerle yerel yasama organı niteliğindeki Yasama Konseyinin ve Hong Kong Baş Yöneticisini seçmekle görevli Seçim Komitesinin üye sayısı ve terkibi değiştirildi.
Seçim yasasındaki değişikliklerin ardından 19 Aralık 2021’de yapılan ilk Meclis seçiminde en büyük muhalefet partisi Demokrat Parti hiç aday göstermedi, demokrasi yanlısı muhalif adayların engellerle karşılaştığı seçim sonucunda oluşan Meclisteki vekillerin çoğu Pekin yanlısı isimlerden oluştu.
Seçime katılım oranının yüzde 30,2’de kaldığı Hong Kong’da demokrasinin erozyona uğradığı eleştirileri yapıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***