Gezi davasında karar açıklandı. Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Osman Kavala’ya ‘hükümeti kaldırmaya teşebbüsten’ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ve Yiğit Ali Emekçi’nin hükümeti ortaya kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve tutuklamalarına karar verildi. Osman Kavala, “Bu aynen ikinci iddianamedeki suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan bir suikast eylemidir.” dedi.
Duruşmada avukatlar mütalaaya karşı savunmalarını yaptı. 1637 gündür tutuklu olan Osman Kavala, SEGBİS bağlantısı ile duruşmaya katıldı. Kavala’nın SEGBİS sistemindeki sorun nedeniyle bir süre salonda sadece sesi duyulabildi.
ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAA, ZIMNİ BERAAT MÜTALAASIDIR
Duruşmada ilk olarak söz alan yargılananlardan Mine Özerden’in avukatı Tuğçe Duygu Köksal, “Beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020’den beri bu dosyada hiçbir ilerleme yok derhal beraat kararı verilmesi gerekir. Beraatın aksi yönünde ne delil toplandı? Hangi delil tartışıldı? Ben değil sözlü beyanlarım, dosyaya eklediğim taleplerimin de okunmadığını düşünüyorum. Beraat kararı istinaf mahkemesince esastan bozulmadı. Esas hakkında mütalaada zımni beraat mütalaasıdır.” dedi.
GEZİ, POLİTİK BİR DAVADIR
Yiğit Ali Ekmekçi’nin avukatı Emel Ataktürk, “Bu dava insan hakları için çalışanların ve sivil alanın yok edilmesine yöneliktir. Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır. Gezi ve Çarşı davaları yüksek mahkemelerde incelenirken siyasi otoriteler Gezi davası hakkında yorum yapmayı sürdürdü. Gezi ve Çarşı davaları yerel mahkemeye döndüğünde de müdahaleler sürdü.” ifadelerini kullandı.
OSMAN KAVALA, AKP’NİN HARCI HALİNE GELDİ
Osman Kavala’nın avukatlarından İlkan Koyuncu ise şunları söyledi: “Tutuklu müvekkilimiz var. Biz diyoruz ki kararınız en azından şeklen uygun olsun, geç olsun. Erdoğan bu davanın mağduru, Osman Kavala AKP’nin harcı haline geldi. Bir gün Erdoğan, bir gün Bahçeli onun hakkında konuşuyor. 15 Temmuz ile ilgili yargılama yapıyorsunuz ama bir kişi bile Osman Kavala’ya 15 Temmuz’da nerede olduğunu sormadı. Erdoğan dosyanın mağduru değil. Dosyanın içinde olan, dosya hakkında sürekli konuşan biri. Kavala Cumhur İttifakı’nın çimentosu. Cumhur İttifakı her gün Kavala konuşuyor.”
Duruma için yurt dışından geldiği öğrenilen Çiğdem Mater ise “Bu iddialarla yargılanmayı esefle karşılıyorum. Darbeci olarak yargılanmayı kabul etmiyorum. Protestolar sırasında gençleri öldürenlerin peşine düşülmesini beklerdim, ama onun yerine bu dava açıldı. Osman Kavala’nın hayatından çaldığınız 4,5 yılı geri veremezsiniz. Tüm suçlamaları reddediyor, derhal beraatimi talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Heyet sanıklara son sözünü sordu.
Hakan Altınay, “Söyleyeceklerimi söyledim, beraatimi talep ediyorum.” dedi.
Mücella Yapıcı, “Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ben 50 yıllık bir meslek insanıyım. Hiçbir zaman şiddeten yana olmadım. Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma haram lokma yedirmedim. Mesleğimi mesleğim doğrultusunda kullandım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamınızı umuyorum. Hüküm sizindir.” diye konuştu.
BU, YARGI KULLANILARAK YAPILAN BİR SUİKAST EYLEMİDİR
Osman Kavala ise şunları söyledi: “AİHM’in hak ihlali kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbiri beni suçla ilişkilendirip makul şüphe yaratmadığını açıkladıktan sonra delil olmayan delillerle hakkımda ağrılaştırılmış müebbet hapis istenmesi hukuki değildir. Bu aynen ikinci iddianamedeki suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan bir suikast eylemidir.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***