Gezi davasında iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklara da 18’er yıl hapis cezası verilmesine tepki yağdı.
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, kararı “iktidarın yargı üzerindeki tahakkümünün sonucu” olarak değerlendirdi. Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin usul ve esas yönünden hukuksuz olduğunu belirten Yeneroğlu, karar için “Hukuki öngörülebilirliği ve hukuki güvenilirliği ortadan kaldırmakta, Anayasa’nın temel haklara ilişkin güvencelerini anlamsızlaştırmakta ve demokratik değerleri tahrip etmektedir” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kavala hakkında vermiş olduğu ihlal kararına atıfta bulunan Yeneroğlu, “AİHM’in tutuklama tedbirinin hukuka aykırı olduğu ve siyasi amaçla yapıldığı tespitlerine ve buna ilişkin olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatmasına rağmen hukuksuz uygulamalar, sistematik bir şekilde ısrarla sürdürülmüştür. Üstelik cebir ve şiddet eylemleri ile hiçbir şekilde ilgisi kurulamayan Kavala’yı suçlayabilmek için akıl almaz yeni iddialar ileri sürülmüştür” diye konuştu.
‘İKTİDARIN YARGI ÜZERİNDEKİ TAHAKKÜMÜ’
Türkiye’nin Avrupa Konseyi tarafından yaptırım uygulaması sürecinde olduğunu hatırlatan Yeneroğlu, şunları söyledi:
“Kavala’ya hukuki kriterler yerine komplo teorileri üzerinden ağır bir cezanın verilmesinin hukuki hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Gelinen noktada, kin ve intikam alma güdüsüyle en temel ceza hukuku kurallarına bile aykırılık teşkil eden yargılamalar sonucunda haksız mahkumiyet kararlarının verilmesi, iktidarın yargı üzerindeki tahakkümünün sonucudur. DEVA Partisi olarak, Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini ancak güdümlü bir yargı ile izah edebilmekteyiz.”
TURGUT KAZAN: AKP’Lİ BİRİNİN BULUNDUĞU BİR HEYET
Eski İstanbul Barosu Başkanı, hukukçu Turgut Kazan da şu ifadeleri kullandı:
“Hukuk devletinin olmadığı, yargının yargı olmaktan çıktığı bir yerde, bir hukukçunun sürece dair soruları yanıtlaması ne yazık ki mümkün değil. Tek adam rejimi Türkiye’yi nasıl şekillendirecekse onun içinde bu da şekillenecek. Kanuna aykırı olarak hakimlik yapan, AKP’li birinin bulunduğu bir heyetle yargılanıyorsunuz. Böyle bir şey olabilecek, düşünülebilecek bir şey değil. Bu dünyaya karşı inanılmaz bir lekedir Türkiye için.”
KABOĞLU: YARGI ORGANLARI AÇISINDAN YÜZ KIZARTICI
CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, karar için “kabul edilemez” dedi.
Kaboğlu, tepkisini şu sözlerle sürdürdü:
“Gezi demokrasinin postmodern mantığını temsil ediyor. Tamamen demokratik, barışçıl bir hareketti. Kitlelerin hareketiydi. 10 yıl sonra yeniden yeniden beraat etmiş, hiçbir şekilde suç oluşturmadığına karar verilmiş dosyaları tezgahlayıp bu şekilde hapis cezalarına çevirmek Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yargı organları açısından yüz kızartıcı bir durumdur. Ben de hukukçu olmaktan utanç duyuyorum. Bunu ancak politik, demokratik hukuk devleti yolundaki mücadeleyle aşabiliriz. Kabul edilemez bu.”
TİRYAKİ: İNTİKAM ALMA GİRİŞİMİ
HDP’nin hukukçu milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, beraat kararı verilmiş bir dosyada sadece demokratik protesto hakkını kullandığı için insanların bu kadar ağır bir cezayla cezalandırılmasını hukukçu olarak kabul edemediğini söyledi.
Tiryaki, “Siyasal olarak da açıkça söylemek gerekirse bu bir intikam operasyonudur. Bu bir yargılama falan değildir. Bu siyasi iktidarın Gezi protestolarından intikam alma girişimidir. Mahkemeler de buna alet olmuştur. Ayrıca toplumsal uzlaşmaya toplumdaki gerginliklerin azalmasına ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde böyle bir karar verilmesi toplumsal gerilimin artmasına yol açacaktır. Ülkenin siyasi geleceğine, toplumsal yapısına toplu ucu kadar karar katkı sunmayacaktır. Umarım en kısa sürede istinafta, Yargıtay’da bozulur. Ülkenin geleceği açısından çok çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.
BÜLENT KAYA: SİYASALLAŞAN BİR DAVA
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Bülent Kaya, davanın tartışmalı olduğuna dikkat çekerek, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda kararları var. Siyasallaşan bir dava. Kararın gerekçelerini görmek lazım ama bu dava uzun zamandır kamuoyunda tartışılıyor. Hukukiliğinden ziyade siyasi yönü tartışılan bir davaydı” dedi.
Serbest Görüş:
AHMET ŞIK: İTİRAZ ETMEYEN HERKES BU KARARIN SORUMLUSUDUR
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, “Çok öfkeliyim. Kime öfkeli olduğumuzu gayet iyi biliyoruz. Kaybedecek başka bir şeyiniz yok şu anda” dedi.
Ahmet Şık şunları söyledi:
“Hepimizin bir yemin etmesi gerekiyor. O yemin çocuklarımızın geleceğine dair bir söz. Bugün karşı çıkmazsanız haysiyetinizden vaz geçmiş olacaksınız. İktidar zaten haysiyetsiz. Bunlar zaten suç örgütü. İtiraz etmeyen herkes bu kararın sorumlusudur. Hiçbir şeye sesini çıkarmayan kendine muhalif diyenler bunun sorumlusudur. İktidar yanlısı olmayanlar da aynaya baksın biz nasıl insanlarız ki arkadaşlarımızı bu mahkemeye teslim ettik diye kendilerine sorsun. Herkes elini taşın altına sokacak.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***