YORUM | MAHMUT AKPINAR
Tevhid Allah’ı tek yaratıcı, tek güç kaynağı, tek dua edilecek, yardım dilenilecek varlık bilmek ve başka güçleri ona ortak koşmamak, yardımcı görmemektir. Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in en temel misyonu tevhid inancını oturtmak, zihinlerde ve kalplerde şirke dair pasları, lekeleri temizlemektir. Yaratıcının dışında herhangi bir varlığı, eşyayı, kişiyi, sebebi, aracı kutsamak ve gereğinden fazla önem atfetmek bir nevi şirktir, putperestliktir.
Aslında cahiliye Arapları bütün putların üstünde tek bir ilahın olduğuna inanırlardı. Ama bu büyük ilahın altında kendilerine daha somut gelen, görülen, dokunulan ilahçıklar, aracı putlar oluşturdular. Bir ilahlar hiyerarşisi kurdular. Büyük putlar yanında, her kabilenin kendine has putları da vardı. Kabe’de var olan ve Hz. Peygamber’in yıktırdığı putlar o aracı putlardı.
İnsanların çoğu soyut olanı kuşatmakta, kavramakta zorlanır. Çünkü soyut olanı anlamak için düşünmek, zihni kapasiteyi zorlamak, tefekkür etmek gerekir. Ama insanlar bundan hazzetmez veya işin kolayına kaçar. Görebildiği, gücünü ve etkisini hissettiği şeylere inanmayı daha kolay ve pratik bulur. Soyut olanı somutlaştırmak, görmek, dokunmak, hissetmek ister. Pek çok topluma tevhid akidesini tebliğ eden peygamberler gelmesine rağmen somutlaştırma eğilimi ve kolaycılık nedeniyle kitleler inancı somuta indirgeyip putlar oluşturmuştur. Hz. Musa aralarından ayrılınca Beni İsrail oğulları böğürme sesi de veren altından buzağı yapıp ona tapınmaya başladılar. Hristiyanlıkta kiliseleri dolduran türlü heykellerin, figürlerin çıkışında Pagan Roma, Yunan etkisi yanında, soyut olanı somuta indirgeme temayülünü dikkate almak gerekir.
Benzer durum devlet kavramına karşı da vardır. Devletin organizasyon yapısını, karmaşıklığını kavrayamayan insanlar onu lidere indirgeme, yöneticiyle somutlaştırma eğilimindedir. Tanrı kralların olduğu eski dönemlerden bahsetmiyorum. Dünyanın globalleştiği, internetin olduğu bu günlerde dahi pek çok insanda benzer eğilim var. Soyut kavramları anlamakta zorlanan, fikirle, düşünceyle işi olmayan insanlar aynen uluhiyet ve din anlayışında olduğu gibi, devlet anlayışını da somuta indirgemek ister. Bu tür insanların zihninde devlet korktuğu veya ihtiyaç duyduğu kişilerdir. Polistir, validir, orman köylerinde korucudur. Ülke ölçeğinde milletten aldığı yetkiyi kullanan devlet başkanıdır.
Devlet yasalar, düzenlemeler, ilkeler, kurallar ile çalışan karmaşık bir yapıdır. Sorumlu ve duyarlı bir vatandaşın devletin işleyişini, kurallarını, mantığını kavrayıp, korkusunu ve saygısını neye yönelteceğini bilmesi beklenir. Modern demokratik devletlerde eğitimin en temel amaçlarından birisi devlet-toplum-birey arasındaki ilişkileri tanımlamak, karşılıklı sorumlulukları, görevleri öğretmektir. Soyut düşüncenin güçlü olduğu gelişmiş toplumlarda bireyler devleti veya onun yetkilerini kullanan insanları kutsamaz, putlaştırmaz. Devletin ne olduğunu bilir, yasaları öğrenir ve kendisiyle devlet arasında sağlıklı bir ilişki geliştirir. Ama soyut düşüncenin gelişmediği, eğitimin, okumanın düşük olduğu az gelişmiş toplumlar, tanrıyla aralarına putlar koymaları gibi, devleti de somutlaştırıp lidere, üniformaya, memura indirger. Devlet hesap vermesi gereken, sınırları, yetkileri belirli bir organizasyon değil, her şeye muktedir kutsal bir varlıktır. Dilediği zaman seven, dilediği zaman döven ataerkil aile yapısındaki “baba” gibi algılanır.
Tevhide inanan, her ezanla Allah’ın büyüklüğünü, ondan başka ilah olmadığını duyan Müslüman Türklerin putlarının başında devlet gelir. Yaygın olan “Devlet baba” anlayışı devlet başkanında somutlaşır. Ama Saray sofralarının müdavimi sanatçılardan bazıları devlet başkanını sembolik “baba” görmekle de yetinmedi. Güzel türkülerini dinlediğimiz sanatçı Şükriye Tutkun, Erdoğan’ı biyolojik babası olarak görmeyi arzu ettiğini söyledi. Bu ifadeyle Şükriye Tutkun ya yalaklıkta yeni limitleri zorluyor veya babasız büyüdü ve içinde böyle bir açlık var. Güçlü, otoriter, ezen, diz çöktüren bir devlet başkanı görünce yaşadığı açlığı açık etti.
Anayasasında “Demokratik hukuk devleti” yazan bir toplumda, devlet başkanını kutsal, sorgulanmaz bir “baba” görmek, tek tanrıya inanıp araya putlar koyan müşriklerin durumuna benziyor. Devletin soyut yapısını, kurallarını, işleyişini anlamakta güçlük çekenler devleti bir kişiye, lidere, baba figürüne indirgiyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***