YORUM | LEVENT KENEZ
“Ramazan ayının son günlerine yaklaşırken, ilk kıblemiz, 3 dinin kutsal şehri Kudüs’ten hem üzüntümüzü hem öfkemizi artıran haberler alıyoruz. Zalim İsrail, terör devleti İsrail, mukaddesatını korumak binlerce yıllık evlerine yurtlarına sahip çıkmak dışında hiçbir gayeleri olmayan Kudüs’teki Müslümanlara vahşice ve ahlaksızca saldırmaktadır. Bu saldırının muhatabı İstanbul’da, Diyarbakır’da, Bağdat’ta, Kahire’de, İslamabat’ta, Cagarta’da, Bakü’de, Saraybosna’da yaşayan her Müslümandır. Daha da önemlisi 3 dinin kutsallarını barından Kudüs’ü vicdansız, ahlaksız, hukuksuz, saygısız saldırıyla kirleten zalimlere karşı çıkmak insanım diyen her bireyin vazifesidir. İsrail devletinin saldırılarına sessiz kalarak veya kayda değer tavır ortaya koymayarak dolaylı şekilde destek veren herkes orada yaşanan zulme ortaktır. Bu konuda Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz, yapacağız.”
Tahmin edeceğiniz gibi yukarıdaki konuşma Mescid-i Aksa’da yaşananlarla ilgili olarak malum zata ait. Ama önemli bir ayrıntı, konuşma geçen sene yapıldı, 8 Mayıs 2021 tarihli.
Bu sene ise Erdoğan katıldığı iftar davetlerinde esip gürlemek yerine tweet atmayı tercih etti. Oldukça dikkatli attığı tweet’lerde Mahmut Abbas’la görüşmüş, BM Genel Sekreteri Guterres’e de “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik müdahaleleri ve provokasyonlar sonucu yaşananları kabul edilemez bulduğumuzu ve şiddetle kınadığımızı” ifade etmiş. Emine Erdoğan’a bile tweet attırmışlar.
Erdoğan, 30 Mart’ta Özbekistan dönüşü uçağına aldığı memur gazetecilere kendisini ziyaret eden İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u kastederek, “Ben Sayın Cumhurbaşkanı’na onu da söyledim. Her yıl bir sıkıntı yaşanıyor. Bu Ramazan Bayramı’nda Müslümanlar huzurlu bir Mescid-i Aksa ziyareti yapabilsin. Bu konuda sizler de gereken desteği verin, bu Ramazan’da sıkıntılar yaşamayalım. Böylece huzurlu bir Ramazan geçirmiş oluruz.” dediğini aktarmıştı. Allah’tan böyle bir ricada bulunmuş.
“Ey İsrail!” çıkışları falan kimse beklemiyor zaten. Erdoğan, İsrail doğalgazının uluslararası piyasalara sevki için yaptığı görüşmelerin tıkanmasını istemiyor. Bu vesile ile Rusya’ya ambargo ve yaptırım uygulayan Avrupa’nın enerji ihtiyacını gideren bir ülke olarak AB’ye karşı mültecilerden sonra doğalgaz kartını da almak istiyor. İsrail ile olan yakınlaşmanın ABD ile olan ilişkileri de düzelme yoluna sokacağına inanıyor. Mültecileri tutan, enerji ihtiyacını gideren bir ülke olunduğunda içeride ne yapmış kimin umurunda olacak.
Malum zatın dışişleri bakanı da geçen sene içinde bir sürü vahşet, zulüm, geçen tweet’lerinden birisinde şöyle demiş:
“İsrail’in Mescid-i Aksa’daki masum insanlara karşı şiddeti bitmiyor. Bu vahşete ses çıkarmayanlar Orta Doğu Barış Sürecinden bahsetmesin. Filistinli kardeşlerimizin sesi olmaya, haklarını savunmaya devam edeceğiz!”
Peh. Bu tweet’ten aylar sonra yeniden dost olacakları Arap ülkelerine de çakıyor kendince.
Bu sene yaşananlarla ilgili kendisinin henüz bir paylaşımı yok. Yurt gezilerinden iftar sofrası paylaşıyor.
Dışişleri’nin kamu kurumları arasındaki en kıytırık web sitesinde girilen en son haber 6 Nisan tarihli. Bakanın Brüksel’e NATO zirvesi için gittiğini söylüyor.
Kopyala-yapıştır açıklamaları saymazsak Dışişleri diye bir kurum yok.
Dışişleri’nin geçen sene yaşananlarla ilgili sert açıklamasının yanında bu seneki açıklaması suya tirit. “Olaylarda hayatını kaybeden Filistinli sivillere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz” ifadesi her şeyi özetliyor.
İsrail’in, Arap ülkeleri ile olan yakınlaşmalardan sonra daha mutedil davranacağı yönünde beklentiler boşa çıktı. Ülkeyi sarsan terör olayları sonrası iç siyaset açısından güvenliği sağlayamayan bir imaj zaten zor yürüyen koalisyon hükümetinin sonu olabilir.
Filistinli gruplar, kendilerini destekleyen ülkelerin bir bir İsrail ile anlaşmasından sonra düştükleri yalnızlık sonrası en çok zararı yine Filistinlilere verecek terör olaylarına başvurabilir.
Mayıs ayında Çavuşoğlu’nun İsrail ve Filistin’e ziyareti planlanmıştı. Ana gündem doğalgaz boru hattı. Gitmişken Filistinlilerin de ağzına bir parça bal çalmayı deneyecek. Yakın zamandaki İbrahim Kalın’ın ziyareti gibi.
Filistinliler, Müslüman ülkelerin ihanetine alışkın oldukları için Erdoğan’ın tutumunun onları çok şaşırttığını sanmıyorum. Türkiye’den gönderilen Erdoğan posterli, Türk bayraklı gösteriler artık olmayacak. Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkileri dengelemek için yapacağı insani yardım ve dağıtacağı rüşvetler sert tepkilerin belki önüne geçebilir.
Erdoğan’ın büyük riyası ve rüyası Rusya-Ukrayna savaşına son veren barış anlaşmasının imzalandığı ülkenin Türkiye olması. Bunun için çok dikkatli gidiyor. Buça’daki savaş suçlarını kınamış olmak için kınayan bildiride bile bakanlık basına yansıyan görüntüler demişti. Kim yaptı, kimi kınıyor, kime söylüyorsun hikaye.
Ukraynalıların, Rusların amiral gemisini vurmaları onlar için büyük bir moral olsa da savaşı uzatacak bir gelişme gibi duruyor. Ukrayna’nın askeri açıdan tarafsızlık ve Rusların yoğun olarak yaşadığı yerlerin özerkliği konusunda attığı adımlardan vazgeçtiğinin işaretleri geliyor. Belli ki savaşın bir süre daha sürmesi, Rusya’nın daha da güç kaybetmesi ve ekonomik yaptırımların etkisinin görülmesi bekleniyor.
Ekonominin kırılganlığı, dövizin yükselmesinin getireceği kriz dış politikada Erdoğan’ın eskisi kadar esip gürlemesinin önünde engel. Batı ile iyi geçinmeye çalışırken Rusya’dan ödü kopuyor.
Bu da seçimlere doğru atacağı adımların iç siyasete yönelik olacağı ve uzun zamandır dile getirildiği gibi yine Kürt meselesi üzerinden yürüyeceği iddialarını güçlendiriyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***