IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşmasına ilişkin ara karar UYAP’a yüklendi.
MA’dan Berivan Altan’ın haberine göre mahkeme, ara kararında tutuklu yargılanan Kürt PEN üyesi yazar Nezir Çakan hakkında tahliye kararı verdi. Çakan, sabaha karşı tutulduğu Sincan Cezaevinden tahliye edildi. Çakan’ın tahliyesiyle birlikte dosyanın görülmeye başladığı 26 Nisan 2021 tarihinden bu yana 9 siyasetçi tahliye oldu. Bu kapsamda davada tutuklu yargılanan siyasetçi sayısı ise 21’e düştü.
KOPYALA-YAPIŞTIR GEREKÇELER
Aralarında ağır sağlık sorunları bulunan Aysel Tuğluk’un da bulunduğu 21 siyasetçinin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, bir önceki gerekçelerini de sıralayarak kopyala-yapıştır ibareler kullandı. Siyasetçilerin siyasi faaliyetlerde bulunması, kadın çalışmalarında yer alması, parti çalışması yürütmesi, basın açıklamaları yapması, cenazelere katılması, DTK’de yer alması veya çalışması yürütmesi gibi olağan durumlar “suç” olarak gösterilerek tutukluluk devam gerekçesi sayıldı. Yine gizli ve açık tanıkların bilgi ve belge içermeyen yoruma dayalı iddiaları da tutuklama gerekçesi sayıldı.
SAVUNMA İÇİN ‘KÖTÜYE KULLANMA’ YORUMU
Siyasetçilerin 3 bin 530 sayfalık iddianame ile bini aşkın ek klasörü inceleyip savunmaya hazırlanmak amacıyla süre talep etmesi ve savunmalarında siyasetçi olmaları gereğince de siyasi atmosfere ve toplumsal sorunlara dikkat çekmeleri, uzun süren savunmalar yapmalarının mahkeme heyetince “savunma hakkını kötüye kullandıkları…” olarak ele alınarak tutuk devam kararına gerekçe olarak sunuldu.
TANIK SAMİ BARAN’IN BEYANLARI ARAŞTIRILACAK
Davanın 4 Nisan’da görülen duruşmasında tanık olarak dinlenen Sami Baran’ın Antalya Emniyeti’nde söylemediği beyanların polisler tarafından yazıldığını ve ifadesinin avukatsız olarak alınması durumu da mahkemenin tutuk gerekçesinde yer aldı. Mahkeme tanık Sami Baran’ın söylemediği ve içeriğini okumadan imzaladığı Emniyet ifadesini “… iradesini sakatlayan herhangi bir baskı unsuru olmaksızın bu beyanını kabul etmemesi…” olarak yorumladı. Mahkeme, tanık Sami Baran’ın söylemediği ancak Emniyet tarafından yazılan ifadesini kabul etmemesi ve geri çekmesini ise kendisine etki eden faktörlerin bulunmasıyla açıklanabileceğini öne sürdü. Mahkeme, “tanığın avukatsız olarak verdiğini beyan ettiği ve kabul etmediği ifadesinin sıhhati”nin araştırılmasına karar verdi.
ULAŞILAMAYAN GİZLİ TANIK TUTUK DEVAM GEREKÇESİ
Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı Ankara 19’ncu Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bulunan ve kendisine ulaşılamayan gizli tanık “MERCEK”’in ifadeleri hala tüm siyasetçiler açısından tutuk devam gerekçesi sayıldı.
TANIĞIN YORUMU TUTUK DEVAM GEREKÇESİ
Mahkemece henüz dinlenmeyen gizli tanık Mahir’in 4 Aralık 2019 tarihli ifadesinde, “HDP MYK toplantısına KCK/PKK temsilcisinin katıldığı” yönündeki iddiasının, 5 Nisan’da duruşmada dinlenen açık tanık Kerem Gökalp’in mahkemede dinlenmeden önce 7 Ocak 2020’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadeyi doğruladığını öne süren mahkeme, bu beyanları tutuk devam gerekçesi saydı. Yine tanık Kerem Gökalp’in savcılıkta alınan beyanında “PKK /KCK’yı temsilen HDP MYK veya PM toplantılarına veyahut sair yasal görünümlü Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) gibi oluşumların toplantılarına örgüt üyelerinin katılması olayı bilinen bir olgu” şeklinde görgü ve bilgisi olmaksızın yoruma dayalı ifadesi de tutuk devam gerekçesi arasında.
‘AİHM KARARI BU DOSYA İLE İLGİLİ DEĞİL’
Mahkeme, tutuklu siyasetçi Selahattin Demirtaş hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin 22 Aralık 2020 tarihinde verdiği kararın 4 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen tutuklama kararına dair olduğu vurgulanarak, tahliyesinin Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gerçekleştiği belirtti.
GENEL YORUM ESAS ALINDI
Mahkeme heyeti görülen Kobanê Davası’nın delillerinin AİHM tarafından incelenmediğini iddia ederek, dava dosyasında yer alan gizli tanık Mahir’in HDP MYK toplantılarına örgüt üyelerinin katıldığı yine açık tanık Kerem Gökalp’in 5 Nisan’da daha önceki beyanlarını doğruladığını iddia etti. Oysa ki duruşma salonunda mahkeme heyeti üyesinin örgütün Türkiye sözcülerinin HDP toplantılarına katıldığına dair somut bilgisinin olup olmadığını sorduğu tanık Kerem Gökalp, “Hayır bizzat gördüğüm yok ve somut olarak net bir bilgi bilmiyorum” şeklinde yanıt vermesini görmedi. Demirtaş’ın, DBP eski Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile birlikte Kobanê’ye gittiğini ve bunun görüntülerde de mevcut olduğuna dair de beyanını esas almayan mahkeme heyeti tanık Gökalp’in hikaye şeklinde üçüncü ağızdan duyduğu ve mahkeme de anlattığı beyanları esas aldı.
BİRBİRİNİ ÇÜRÜTEN BEYANLAR
Mahkeme heyeti gizli tanık Mahir’in MYK toplantısında HDP’ye talimat verildiğini, tanık Kerem Gökalp’in ise Kamuran Yüksek üzerinden talimat verildiğini ve ABC123’ün ise küçük hafıza kartı ile Diyarbakır İl binasına talimat gönderildiği yönünde birbirini boşa çıkaran talimat gönderme hikayesini de tutuk gerekçesi yaptı. Bunu da bir kez daha Demirtaş ve Yüksek arasında başka bir soruşturma da yapılan dinlemedeki tape kayıtları ile 6 Ekim’de HTS kayıtlarında görüşmesini gerekçe gösterdi.
DEMİRTAŞ’IN SÖZLERİ
Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle kaçma şüphesine dair somut ve makul şüpheler oluşturan beyanlar olduğunu ileri sürerek, ayrıca Demirtaş’ın dokunulmazlıkların kaldırılması ardından Meclis grup toplantısında “HDP’nin hiçbir milletvekilinin kendi rızasıyla ifade vermeyeceğini” sözleri ve ifadeye gitmemesi ayrıca “yargılama aşamasında ise 2 kez duruşmanın yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kastederek duruşmanın seçimden sonra tTemmuz 2023’e ertelenmesini istiyorum demekle mahkemenin yetkinliği konusunu ileri sürerek savunma vermekten kaçındığı gözlemlenmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kobanê Davası’nın görüldüğü 7 Nisan’da mahkeme başkanı Demirtaş’a savunma yapıp, yapmayacağına dair sorduğunda ise Demirtaş, savunma yapmaya hazır olduğunu ancak uzun süreceğinden kaynaklı dava dosyasında bulunan arkadaşlar yapmayacaksa yapabileceğini söylemişti. Mahkeme heyeti, “makul yeterli süre verilmesine rağmen sürekli süre istendiği ve savunmanın yapılmadığı esasa ilişkin olmayan hususların müdafilerce de dile getirilerek yargılamadan kaçma çabasında olunduğu şüpheleri uyanmaktadır” iddialarını öne sürdü.
Diyarbakır TEM Şube’de ifadesi alındığı iddia edilen ancak bulunmayan Mercek isimli gizli tanık da tutuklama gerekçesi yapıldı. Mahkeme heyeti tutukluluğu meşru kılmayı da şu açıklamalarla savundu: “Sanığın söylemleri itibariyle davaya savunma vermesi halinde mahkum edileceği, siyasi kimliği nedeniyle yargılandığı, dosyada ki delillerin uydurulmuş olduğu, iktidarın değişmesi durumunda tahliye olacağı ve hakkında beraat kararı verileceği iddiası -tavrı ile savunma yapmaktan kaçındığı, birleşen dosya bakımından dahi yeterli süre ve imkan verilmesine rağmen halen 4, 5, 8, 11 ve 26. Fezlekeler ile birleşen dosyalar bakımından henüz savunma yapmadığı hususunun pasif olarak duruşmaya çıkmama olarak değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan sanığın tahliye olması halinde kaçma tehlikesi olması bir tarafa serbest bırakıldıktan sonra adaletin iyi idaresine zarar verecek tarzda önlemler alabilecek olma tehlikesi mevcut olduğu değerlendirilmiştir.”
YÜKSEKDAĞ’IN TUTUK GEREKÇESİ
Tutuklu siyasetçi HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’a yönelikte celse arasında savunma avukatları olmadan dinlenen ABC123 isimli gizli tanık beyanları tutukluluk devam gerekçesi yapıldı. Mercek isimli gizli tanığın bulunmamasından siyasetçiler sorumlu tutuldu.
GEREKÇE DEĞİŞMEDİ
Yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak hakkında beyanda bulunan gizli ve açık tanıkların Kışanak’ın yürüttüğü siyasi faaliyetleri, kadın çalışmalarını anlatması ile Paris’te katledilen 3 Kürt siyasetçi kadından biri olan Sakine Cansız ile aynı cezaevinde bulunuyor olması bir kez daha tutukluluk halinin devamına gerekçe gösterildi. Tutuklu DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel için de bir önceki ara kararlar sıralanarak tutuk devam gerekçesinde kopya-yapıştır ibareler kullanıldı. Tuncel’in yürüttüğü kadın çalışmaları temel suçlama olarak yöneltilirken, siyasi ve kadın çalışmalarına dair açıklamaları ise tutuk devam gerekçesi yapıldı.
TUĞLUK’UN SAĞLIĞI GÖRMEZDEN GELİNDİ
Ciddi sağlık sorunları yaşayan ve hakkında çok sayıda ülkeden isimlerin de destek verdiği kampanyalar başlatılan Aysel Tuğluk’un sağlık sorunlarına değinmeyen mahkeme kopyala-yapıştır ifadelerle tutukluluk halinin devamına karar verdi. Yanı sıra Tuğluk’un DTK Eş Genel Başkanlığı görevini yapması da tutuk devam gerekçesi sayıldı.
İMRALI SÜRECİ
Ayla Akat Ata’nın KJA, TJA ve Roza Kadın Derneği kapsamındaki kadın çalışmaları temel tutuk gerekçesi yapıldı. İmralı Heyeti’nde bulunan ve devlet bilgisi dahilinde heyetle ziyaretler yapan Akat’ın Kandil’e gitmesi de suç sayılarak tutukluluk halinin devamına gerekçe gösterildi.
EVLİ OLMAMASI TUTUK GEREKÇESİNDE
Tutuklu siyasetçi Zeynep Ölbeci hakkında verilen tutuk devam gerekçesinde önceden verilen bir hükmün ve 2012 yılına ait ortam dinlemesinin gerekçe gösterildi. Yanı sıra tanık beyanı doğrultusunda Ölbeci’nin “bekar” olmasının “örgüt üyesi” olduğuna işaret ettiği öne sürüldü.
HTS KAYITLARINA DAİR BİLİR KİŞİ RAPORU
Mahkeme heyeti tutuklu siyasetçilerden Bircan Yorulmaz’ın HDP MYK üyeliğinin sona erdiği tarihin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu’ndan müzekkere yazılarak istenmesine, Kamuran Yüksek’in ve Selahattin Demirtaş’ın Demokratik Toplum Partisi (DTP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi’nde (BDP) aldıkları görevler ve sonlanma tarihlerini de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istenmesine karar verdi. Tutuklu siyasetçilerin avukatlarının Yüksek ile Demirtaş arasında 6 Ekim 2014 tarihinden önceki ve sonraki 5 aydaki görüşmelerine dair de HTS kayıtlarına dair bilirkişi rapor aldırılması talebini de kabul etti.
Mahkeme heyeti, siyasetçiler ve avukatların duruşma periyotlarının değiştirilmesine dair talepleri ile müşteki, tanık beyanlarının alınmaması gerektiği yönündeki talepleri reddetti.
ÇOLAK’IN ÇETE ÜYESİ OLMASI ŞAHSİ YORUMU
Mahkeme heyeti dava dosyasının bir önceki heyet başkanı ve Atadedeler soruşturmasında itirafçı olduğu iddia edilen Bahtiyar Çolak ile ilgili talepleri bir kez daha reddetti. Avukatların ve siyasetçilerin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Hakimler Savcılar Kurulu’nda Çolak hakkında yürütülen soruşturma örneklerinin dosyaya getirilmesi ile eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, Kobanê soruşturma savcısı Ahmet Altun ile Çolak arasında ilişki olup, olmadığının araştırılması taleplerini de reddetti. Gerekçede ise “(…) mahkememiz dava dosyasındaki iddianamelere konu eylemlere ilişkin maddi gerçeğin aydınlanmasına yönelik bir katkı sağlayacağı değerlendirilmediğinden ve kovuşturma sırasında herhangi bir şekilde görev alan kişilerin dava dosyası ile ilgili olmayan şahsi durumlarına ilişkin iddiaların mahkememiz dava dosyasını ilgilendirmediği (…)” denildi.
Tanıklar Sami Baran’ın “polislerin ellerinde notlar vardı” ve Kerem Gökalp’in “Savcı açık kaynaklardan açıklamayı bulup ekleyelim” sözlerini sarf ettiği duruşmalarda avukatların emniyet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğine dair talepler de “mahkememizin duruşma sırasında işlenen bir suç olması halinde bu hususu tespit ederek suç duyurusunda bulunacağı, bunun dışındaki iddialara ilişkin suç duyurusunda bulunma görevi bulunmadığı” denilerek reddedildi.
SINIR GEÇİŞLERİNE DAİR VALİLİĞE MÜZEKKERE
Avukatların, Mardin Valiliği’ne müzekkere yazılarak, Ahmet Türk ve beraberindeki heyetin 09/09/2014’de Habur’dan geçiş 12/09/2014 tarihinden Mardin Şenyurt sınır kapısından Türkiye’ye geçiş yapıp yapmadığının sorulması ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak, Ahmet Türk’ün hangi partilerde hangi tarihlerde görev aldığının, partilerden üyelik veya görevinin ne zaman sona erdiğinin araştırılarak, gönderilmesi taleplerini de kabul etti.
GÖKALP’E YÖNELİK TALEPLER KABUL EDİLDİ
Mahkeme heyeti, avukatların tanık Kerem Gökalp’in 24 Aralık 2019 tarihinde Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda iken Ankara Cumhuriyet Başsaavcılığı’na gönderilmek üzere dilekçe yazıp yazmadığının sorulması, var ise bir suretinin mahkemeye gönderilmesi ile Gökalp hakkında Ankara 2’nci Sulh Ceza Hakimliğine müzekkere yazılarak 24/12/2019 tarihli 2019/9668 değişik numaralı kararın bir suretinin mahkemeye gönderilmesine dair talebi de kabul etti.
Yine tanık Sami Baran’ın Antalya Emniyeti’nde verdiği ve kabul etmediği ifadesine giren avukat Z.G.’nin Antalya Barosu’ndan CMK hükümlerince görevlendirilmesinin sorulmasına, Antalya TEM’e gözlem merkezine giriş çıkış kayıtlarının ve defter giriş çıkış kayıtlarının celp edilmesini talep ettiği anlaşılmakla talebin kabulü ile bu hususta Antalya TEM Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verdi.
‘İDDİANAME OY ÇOKLUĞUYLA KABUL EDİLEBİLİR’
Avukatlar ve siyasetçilerin iddianame iadesi, yargılanmanın yenilenmesi ve durdurulması taleplerine dair de ara karar da CMK 224/1 maddesinde “Mahkemece karar ve hükümler oybirliği veya oyçokluğuyla verilir” hükmü hatırlatarak, “Örnek vermek gerekirse 6526 sayılı Kanun’la değiştirilen, 5271 sayılı CMK’nın 128, 135, 139. ve 140. maddelerinde yer alan taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma, iletişimin denetlenmesi tedbirleriyle gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin taleplerle ilgili olarak belli bir dönem ağır ceza mahkemelerinin oybirliğiyle karar vermeleri gerekmekteydi. Ancak 2 Aralık 2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 Kanun’un ilgili maddeleri ile 5271 sayılı CMK’nın 128, 135, 139. ve 140. Maddeleri değiştirilerek oy birliğiyle karar alınacağına dair düzenleme kaldırılmıştır” diye belirtti.
‘YASAKLAYAN BİR DÜZENLEME YOK’
Gültan Kışanak’ın “Oy çokluğuyla kabul edilen bir iddianame var mı” şeklindeki sorusuna da ara kararda yanıt veren heyet, “Sanığın bu zamana kadar oy çokluğu verilmiş iddianamenin kabulü kararı bulunmadığı iddiasının doğru olduğunu varsaysak bile yukarıdaki açıklamalar kapsamında bundan sonraki süreçte oy çokluğu ile iddianamenin kabulü kararı verilmesini yasaklayan bir düzenleme bulunmadığı, oy çokluğu ile de bu kararın verilebileceği açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bir kısım sanıklar ve müdafilerinin söz konusu iddialarının yasal dayanağı bulunmamakta olup, bu bağlamdaki taleplerinin reddine” diye belirtti.
TANIK BARAN’A DAİR UYAP KAYITLARI İSTENDİ
Mahkeme heyeti ayrıca savcının talebi olan Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde tanık Sami Baran’ın ifadesine giren kolluk görevlileri ve avukatın tanık olarak dinlenmesine ilişkin talebi daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Ayrıca tanık Sami Baran hakkında soruşturma ve kovuşturma dosyası olup olmadığının UYAP’tan araştırılmasını ve varsa ilgili mercilerden beyanlarının örneğinin istenmesine karar verdi.
TANIK DİNLEMEYE DEVAM
Mahkeme siyasetçilerin bir sonraki duruşma periyodunda savunma yapmaması halinde tanıklar Mesut Fırat, Engin Pekyen, İsmail Yalçın’ın dinlenmesi ile Ankara’da ikamet ettikleri bilinen müştekiler Murat Özzehenli ile Bora Senir’in uygun duruşma gününde dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verdi. Yine tanık Hamit Yıldırım’ın adresinin UYAP’tan araştırılmasına, daha önce talimat yazılan adresten farklı bir adres bulunup bulunmadığının tespit edilmesine, bulunuyor ise gerekli işlemlerin yapılmasına, bulunmuyor ise de, yakınlarından sorulup adres ve iletişim bilgilerinin tespit edilmesi için ilgili Emniyet Müdürlüğü birimlerine müzekkere yazılmasına karar verdi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***