CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin faiz yükü ve asgari ücretle ilgili açıklamalarını eleştirerek, “2017-2024 dönemini faturası TL olarak 211 Milyar TL, döviz cinsinden bugünkü kurla 24.8 milyar dolardır” dedi.
Özel, yaptığı yazılı açıklamada AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “…çok açık bir şey söyleyeceğim. Hazine’den 1 kuruş para çıkmayan böyle dev yatırımlar için kalkıp da kredi alsanız, bu kredinin faiz hesabını yapın. Bu faiz hesabı acaba nereye varır? Bu faiz hesaplamasını yaptığınız zaman ona, o yıl yapacağınız ödemeyi buluyor mu? Bulmaz. Biz bunların hesaplarını çok yaptık” sözlerini eleştirdi.
Özel, “Erdoğan, müteahhitler, Hazine’den daha mı itibarlı, daha ucuza krediyi nasıl bulacak? Ayrıca bu kredilerin kefili devlet, anaparayı, faizi, masrafları ve üzerine karı ekleyerek ödeyen de millet. Geçse de ödüyor, geçmese de. Bir de ‘Ben ekonomistim, biz bunların hesaplarını çok yaptık’ diyor. Bu nasıl hesap? Bu hesap Erdoğan’ın ekonomist olmadığının kanıtı.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın KÖİ projelerinin millete çıkan yükünü anlatmakta zorlandıkça yeni savrulmalar yaşadığını kaydeden Özel, şunları söyledi:
“Küçültmeye çalışsa da faiz yükünü itiraf etti”
“Erdoğan ‘milletin cebinden kuruş çıkmadan yapılıyor’ demişti, ama 2017-2021 döneminde ödenen 68.1 milyar TL’dir. Dolar karşılığı 10.2 milyar dolardır. 2022-2024 dönemi garanti ödemeleri için bütçede öngörülen ödenek, 142.9 Milyar TL’dir.
Hepsini toplarsak 2017-2024 dönemini faturası TL olarak 211 Milyar TL, döviz cinsinden bugünkü kurla 24.8 milyar dolardır. Bu tablo ortaya konulunca, Erdoğan, ‘Proje hizmete girdikten sonra sadece garanti miktarı ile gerçekleşme arasındaki farkın ödemesi yapılmaktadır’ diyerek, küçültmeye çalışsa da bu yükü itiraf etti. Şimdi de müteahhitlerin faiz yükünü gündeme getiriyor.”
“Faiz yükü müteahhitler değil milletin sırtında”
“Birincisi, krediyi Hazine alsa özel sektörden daha ucuza alabilir. Özel sektör daha yüksek maliyetle borçlanıyor ve ayrıca uluslararası tahkim devreye sokuluyor. İkincisi, faiz yükü de müteahhitlerin değil milletin sırtındadır. Borç üstlenim anlaşmalarıyla müteahhitlerin kredilerinin kefili devlet yapılmıştır. Geçiş ücretleri ve garanti süreleri hesaplanırken, finansman maliyeti de bunun içine ekleniyor. Yani kredilerin anaparasını, masrafını, faizini, üzerine garantili karlar da eklenerek ödeyen millettir.
Erdoğan kılıf arıyor ama mızrak çuvala sığmıyor. Çıkmış, KÖİ’ler için kullanılan kredilerin faizleri üzerinden müteahhitleri savunuyor. Erdoğan, müteahhitler, Hazine’den daha mı itibarlı, daha ucuza krediyi nasıl bulacak? Ayrıca bu kredilerin kefili devlet, anaparayı, faizi, masrafları ve üzerine karı ekleyerek ödeyen de millet. Geçse de ödüyor, geçmese de. Bir de ‘Ben ekonomistim, biz bunların hesaplarını çok yaptık’ diyor. Bu nasıl hesap? Bu hesap Erdoğan’ın ekonomist olmadığının kanıtı.”
“En geç temmuz ayında asgari ücret güncellenmeli”
Özel, asgari ücretin güncellenmesi tartışmalarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin‘in “Bugün gündemimizde böyle bir şey yok” ifadesini kullandığını anımsatarak, “Asgari ücrete zam yapıldığı günden bu yana enflasyon yüzde 32,3. Yapılan 1428 liranın, 1037 lirasını enflasyon yutmuş vaziyette. Enflasyon asgari ücreti ezmiş vaziyette. Nisan enflasyonu açıklandığında asgari ücrete yapılan zam havaya gitmiş olacak.Böyle bir senede, bir sene boyunca yeniden zam yapmamak, asgari ücretliyi ölüme, açlığa terk etmektir. En geç temmuz ayında ama gerekirse daha erken asgari ücret güncellenmeli ve asgari ücretlinin bu zararı telafi edilmelidir” ifadesini kullandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***