DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı canlı yayında ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ben ekonomistim, Kılıçdaroğlu vergi memuru” şeklindeki açıklamaları sorulan Babacan, 5 Nisan 1994 kararlarını hatırlatarak, “O zaman da ülkeyi bir ekonomi profesörü yönetiyordu. ‘Ben ekonomistim’ demek yetmiyor. Bugün ülkeyi batıran Erdoğan’ın kendisi” diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’deki Çalar Saat programında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
Babacan, gündemdeki ekonomik krizden 6 liderin son buluşması ve cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine kadar çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.
“Gerçek enflasyon en az yüzde 80, yüzde 100”
“Her yerde enflasyon var ama Amerika’da enflasyon yüzde 7 oldu diye, 40 yılın en yüksek enflasyon diye büyük bir çaba var. Bizdeki enflasyon korkunç” diyen Ali Babacan, Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararlarının hazinenin ödediği faiz yükünü arttırdığını belirterek, yıllarca 50 milyar TL civarında seyreden faiz ödemesinin bu yıl 291 milyar TL’ye çıktığını söyledi.
Babacan, “Bu faiz bütçesinin tutması mümkün değil. Faiz talimatla düşmez, güvenle düşer. Akıl ve bilim çerçevesinde uygulanan ekonomi politikalarıyla düşer. Gerçek enflasyonun en az yüzde 80, yüzde 100 olduğunu vatandaşımız söylüyor”dedi.
“Tam bir çılgınlık, ülkeyi batırma projesi”
Kur korumalı mevduat uygulamasının 1970’lerde uygulanan ‘dövize çevrilebilir mevduat’ uygulamasının benzeri olduğunu ve Turgut Özal’ın bu uygulamaya ‘Kendini uyanık sananların bulduğu dalavere yöntemi’ diyerek sona erdirdiğini belirten Babacan, “Bu ülkeyi, devleti, hazineyi batırma projesidir. Tam bir çılgınlık” şeklinde konuştu.
“İhracattaki artışın bir nedeni de fiyatlardaki artış”
İhracatta üst üste rekorların açıklandığını ve bu artışın kendilerini de sevindirdiğini dile getiren DEVA Partisi lideri, “Ama tüm dünyada emtia ürünlerinin fiyatı arttı. Fiyatlar şiştiği için ihracat rakamları da arttı” dedi.
İhracattaki artışın geçen senin aynı dönemine göre yüzde 21, ithalattaki artışın ise yüzde 49 olduğuna dikkat çeken Babacan, “Bu ne demek? Dış ticaret açığımız arttı” diye konuştu.
“Bırakın tüyü bitmemiş yetimi, doğacak nesiller borçlandırıldı”
Türkiye’nin kamu ve özel sektör olmak üzere 441 milyar dolarlık dış borcu olduğunu, Türkiye’nin büyümesi ve her sene dolar bazında ihracatını artırması halinde bu borcu ödeyebileceğini ifade eden Ali Babacan, “Ama maalesef Türkiye büyüyemeyecek. Güven olmayınca yeterince yatırım olmuyor. Yatırım olmayınca işsizlik büyüyecek” dedi.
2018’de yapılan sistem değişikliği ile partili ve taraflı hükümet sisteminin başladığını ve henüz pandemi gelmeden önce ülkenin döviz rezervlerinin satılmaya başlandığını dile getiren Babacan, “Yazık değil mi? Bu borç henüz doğmamış çocukların ödemesi gereken borç. Bunun tek sebebi de kötü yönetim” diye konuştu.
“Özal, kuyrukları bitirmişti”
“Kur bu kadar artmasaydı doğalgaza bu kadar zam yapılmak zorunda kalmayacaktı. Kur arttığı zaman A’dan Z’ye her şeye zam geldi” diyen DEVA Partisi Genel Başkanı, hükümet tarafından yapılan “hiç bir üründe tedarik sorunu yoktur” şeklideki açıklamalar için, “Doğru. Bugün pahalı da olsa ürünler var. Ama yanlış yönetimde ısrar edilirse yarın kıtlıklar başlar. Kuyrukları bitiren rahmetli Özal’dı. Kuyruklar bitmişti. Ta o dönemden bu döneme kuyruklar yeniden başladı” dedi.
“Hepsini inceleyeceğiz”
KÖİ modeli ile yapılan hazine garantili projeler ve garantilerde ortaya çıkan büyük hesap hataları konusundaki soru üzerine Babacan şunları söyledi:
“Büyük projeler yapılırken ihalesiz yapılıyor. Davetle yapılıyor. Şeffaf yapmıyorlar. Onun için çok pahalıya mal oluyor. Daha ucuza mal olsa geçiş ücreti düşecek. Bu kadar araç maliyeti gerekmeyecek. Biz büyük projelere karşı değiliz. İşin kilit noktası projeyi baştan ucuza mal edebilmek”
Babacan, Zafer Havalimanı başta olmak üzere çeşitli havalimanı projelerinde hedeflerin büyük oranda sapmasının bir nedeninin de kara yolu ulaşımındaki iyileşmenin hava yolu tercihini azaltmasından kaynaklandığını söyledi.
AK Partili Bülent Turan’ın İsmail Küçükkaya’ya “Çanakkale Köprüsü ihalesinin açık ihale şeklinde yapıldığı” şeklindeki ilettiği not üzerine Ali Babacan, “Biz hepsini inceleyeceğiz. Merak etmesinler” dedi.
Erdoğan’ın ‘ben ekonomistim’ çıkışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ben ekonomistim, Kılıçdaroğlu vergi memuru. Anlamaz bu işlerden” şeklindeki açıklaması sorulan Ali Babacan, “Sayın Erdoğan bunu sık sık söylüyor ama ekonomistin içinde bulunduğu durum da ortada. Erdoğan ekonomistse hadi düzeltsin ekonomiyi. Elini tutan mı var. Bir imzayla, tek talimatla her şeyi yapabiliyor. Ekonomiyi de düzeltsin” dedi.
1994 yılında Tansu Çilleri’in başbakanlığı döneminde açıklanan 5 Nisan kararlarına gönderme yapan Babacan, şöyle konuştu:
“‘Ben her şeyi biliyorum’ diyen hiçbir şey yapamaz. Koskoca bir ülkeyi yönetiyorsanız, bin biliyorsanız bir bilene danışmak zorundasınız. Dürüst ve ehil kadrolarla çalışmak zorundasınız. İstişare ile bu ülkeyi yönetmeniz lazım. ‘Ben her şeyi biliyorum, ben ekonomistim’ dediğiniz anda batırırsınız. Hatırlayalım bir de 5 Nisan krizi çıkmıştı. O zaman ülkeyi yöneten de ekonomi profesörüydü. O zaman da ‘ben her şeyi bilirim’ diye saçma sapan talimatlar verildi. Ülkeyi batırdılar. 5 Nisan 1994’te çok büyük bir felaket yaşadı bu ülke. Onun için bu ülkenin başındaki kişi ‘ben bilirim’ diyorsa korkun. Ama istişare ediyorsa, bilenlere danışıyorsa o zaman ümitlenin. Batırdı işte görüyoruz. Bu ülkeyi batıran sayın Erdoğan, başkası değil. Tek yetkili olan aynı zamanda tek sorumludur”
Asgari ücret tartışması
Asgari ücrette yıl ortasında yeni bir düzeltme yapılması ile ilgili tartışmalar için, “Yıllık artış yüzde 51. ÜFE yüzde 105. Bunlar TÜİK’in makyajlı rakamları. Bu zam nasıl yetsin” diyen Babacan, yapılacak artışın da etkili olmayacağını belirterek, “Bizim önerimiz bir an önce enflasyonun durdurulması. Bu hükümet iş başında olduğu sürece bu enflasyon durmayacak” diye konuştu.
“Ülke yönetmeye hazırlıklı olmazsak, Erdoğan gider Merdoğan gelir”
Kendisinin davet ile 6 siyasi parti liderini bir araya geldiği toplantıda seçimin kazanılmasının ardından izlenecek yol haritası ve seçim güvenliği konusunda kararlar alındığını ve seçim güvenliğini korumak için bir komisyon kurmaya karar verildiğini ve bu konuda diğer partilerle de ortak bir çalışma yapılacağını belirten Babacan, parmak boyası konusunda kararın Yüksek Seçim Kurulu’nda olduğunu belirterek, “İnsanlar bu şekilde ikna olacaksa parmak boyası da olsun” dedi.
Otoriter rejimlerin seçimde yenilerek demokratik hükümetlerin başa gelmesinin ardından başarılı olmamaları halinde bir dahaki seçime otoriter rejimlerin daha güçlü şekilde yeniden başa gelebileceğini ifade eden Babacan, “Demokrasinin amacı sadece iktidara gelmek değil, halka refah yaratmak. Eğer bu sağlanamazsa bir sonraki seçimde Erdoğan olmaz ama ‘Merdoğan’ olur. Türkiye’de başka bir otoriter rejim gelebilir Türkiye’ye. Demokrasinin insanlar için çözüm üretmesi gerekir” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanı adayını sürecin en sonunda belirleyeceğiz”
6 partinin ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirlememiş olmasının eksiklik olduğu yönündeki eleştiriler sorulan Ali Babacan, “Bizim iktidarımızda adaya uygun iş değil işe uygun adaylar belirlenecek. Yapacağımız işe uygun bir cumhurbaşkanı adayını sürecin en sonunda belirleyeceğiz. Bu altılı masanın en önemli kararlarından bir tanesi cumhurbaşkanı adayının mutabakatla belirlenmesi ve sürecin en sonunda belirlenmesidir. Demokrasiye gerçekten inanmış, demokrasiyi özümsemiş bir cumhurbaşkanı adayı şart. Bu masada olur, masanın dışında olur. Onlar önemli değil. Sansasyonel boyut kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı. Ama yanlış yere odaklanmış oluyoruz o zaman. Yanlış bir yere insanları odaklıyoruz. Onun için sıralamayı doğru yapmamız lazım” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***