Sterk TV’de Gazeteci Serdar Altan’ın hazırladığı Nêrin programına katılan Kürt siyasetçi Ahmet Türk, gündeme dair soruları yanıtladı.
Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) işbirliğinde Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Metîna ve Avaşin bölgelerine dönük saldırılarından, Türkiye’de muhalefetin durumuna kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulunan Türk, Mesut Barzani’ye çağrıda bulundu.
‘SALDIRILAR DESTEK AÇIK ŞEKİLDE VERİLİYOR’
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırılarına değinen Türk, “Biliyoruz Ortadoğu’da Kürt halkı önemli bir potansiyeldir. Bu nedenle Kürt halkının üzerindeki saldırıları devam ettiriyorlar. Kürt halkının kendi statüsünü eline almasını istemiyorlar” dedi. Zap, Metina ve Avaşin bölgelerindeki saldırılara ilişkin Türk, “Bundan önce biz biliyoruz ki; Mesrur Barzani bu operasyonlar öncesinde Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu temelde teşekkürlerini sundu KDP’ye ve Irak hükümetine. Bu açıktır ki; bu destek, bu yardım açık bir şekilde veriliyor. Budan önce de 1993’te benzer durumlar yaşandı” dedi.
‘GÜNEY’DEKİ SİYASİ PARTİLER, ÖNÜNE GEÇEBİLİR’
Bölgedeki saldırıların dünyanın şartlarından bağımsız olmadığını ifade eden Türk, “Ukrayna’ya Rusya’nın saldırısında bütün dünya ayağa kalktı. Ama Kürtlere dönük saldırı olduğunda büyük bir sessizlik var. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı bir fırsat olarak görüldü bunlara. Dünya Ukrayna ile ilgilenirken, fırsat olarak görülerek, Kürtler kimsesiz görüldü ve saldırılar yapıldı. KDP’nin yardımı biraz da bu nedenle Kürtleri üzüyor, kızdırıyor. Yani Kürtlerin eliyle bu saldırılar olduğu için daha çok Kürtleri üzüyor” dedi. Federe Kürdistan’da çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü olduğunu kaydeden Türk, “Onlar KDP ile diyaloğa girebilir ve KDP’nin üzerinde iyi bir şekilde etkili olabilir. KDP’nin üzerine gidip bu yürütülen siyasetin önüne geçebilirler. Bu gerçekten de Kürtlerin varlık yokluk meselesidir. Bu nedenle KDP’nin karşısında siyaset yürütenler çıkıp, Kürtler arasında bir diyalog yolu açabilirler” diye konuştu.
‘TÜRKİYE, KÜRTLERİN DE KDP’NİN DE DOSTU DEĞİL’
Federe Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumunda yaşananları hatırlatan Türk, “Referandum olduğunda herkesten önce Türkiye referanduma karşı çıktı. Kürtlerin tamamı bunu görmeli. Türkiye Kürtlerin dostu değil, Türkiye KDP’nin de dostu değil. Kürtlerin kazanımları var orada, bunu yok etmek, Irak’ın tamamında etkili olmak istiyor. Bu türlü bir siyaset yürütüyor. Ortadoğu’da Kürtler büyük bir halktır. Kendi siyasetlerini, statülerini belirlemelerini istemiyorlar. Kürtlerin olduğu ülkelerde siyaset Kürtler üzerinden yürütülüyor. Türkiye de bu siyasetten güç alıyor. İran, Irak, Suriye sessiz kalacak diyerek, bu şekilde pervasızca hareket ediyor. Dünyanın da sessiz olduğunu görünce kendisine fırsat olarak görüyor. Zaten Türkiye’nin isteği; Kürt halkını mecalsiz bırakmak, Kürt halkını siyasetsiz bırakmak, Kürt halkını taleplerini dile getiremeyecek duruma getirmek” dedi.
‘SALDIRILAR SADECE PKK’YE DEĞİL, KÜRTLERE’
Türkiye’nin Lozan’dan bu yana Kürt coğrafyasını kontrolü altına almak istediğini belirten Türk, Kürtlerin tamamının bu saldırıların amacını iyi görmesi gerektiğini dile getirerek, “Bu saldırılar sadece PKK’ye karşı değil. Sadece KDP’ye değil. Ortadoğu’da Kürtlerin statü sahibi olmamaları içindir. Bu yönlü bir siyaset yürütüyorlar” dedi.
ULUSAL BİRLİK GÖRÜŞMELERİ
Önceki yıllarda Kürt Ulusal Birliği’nin sağlanması için Federe Kürdistan Bölgesi başta olmak üzere Kürtlerin yaşadığı coğrafyada birçok siyasi parti ile görüşmeler ve toplantılar yaptıklarını ifade eden Türk, “Bu görüşmelerin sonucu olarak önemli toplantılar ve konferanslar yaptık. Ancak daha sonra KDP’nin siyasetinde büyük bir değişiklik olmaya başladı. Burada Türkiye’nin etkisi büyük oldu. Sağlamak istediğimiz birliğin oluşmaması için KDP hemen her gün birlik oluşmasının diye yeni bir şey çıkardı ortaya. Sayın Öcalan da o zaman söyledi. Birlik olsun. Başkanın kim olduğu önemli değil. Barzani de olabilir. Ama her gün yeni bir şey ortaya çıkarıldı” dedi.
TÜRKİYE’NİN ETKİSİ
KDP’nin görüşmeler sırasındaki tutumuna dair detaylar veren Türk, şunları söyledi: “Delegasyon üzerinde sorun çıkarıyorlardı. Bunu kendilerine bahane ediyorlardı. KDP’nin büyük bir parti olduğunu, delegasyon kurulduğunda KDP’nin delegasyonda daha fazla temsiliyetinin olması gerektiğini söylüyorlardı. Halkın içinde etkisi olmayan ancak KDP’yle hareket eden partileri delegasyona katarak, delegasyonda etkili olmaya çalışıyorlardı. Delegasyonda yüzde 56 delegenin kendilerinden olmasını istiyorlardı. Bizim hesap etmediğimiz şeylerdi. Birlik oluştuktan sonra delegasyonun öneminin olmadığını söylüyorduk. Ama küçük hesaplar yapıyorlardı. Tavırlarının her gün değiştiğini gördüğümüzde anladık ki; KDP’nin üzerinde Türkiye’nin büyük etkisi vardı.
‘GÜNEY’DEKİ SİYASETLER KDP’YE RAĞMEN BİRLİK OLMALI’
“KDP’nin yürüttüğü siyaset Kürtler tarafından teşhir edilmeli” diyen Türk, Federe Kürdistan’daki siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine seslenerek, şunları söyledi: “Siyasi partilerin neredeyse tamamı KDP’nin bu siyasetinden rahatsız. Bu siyasete rağmen birliği oluşturmaları lazım. Ondan sonra gerekirse KDP ile de diyaloğa girmeliler. KDP’yi de bu siyasetinden uzaklaştırmaları lazım. Bunun için çok çalışmaları lazım. Bugün Kürtlerin gözü Güney’in siyasetinde. Güney’in siyasetleri KDP’nin aksine saldırılar karşısında durduklarında KDP’ye de tesir edecekler. Bugün Kürt halkı bu saldırılardan çok rahatsız. Güney’deki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, KDP’nin siyasetinin karşısında daha fazla seslerini çıkarmalı, eleştirilerini yapmalı, rollerini oynamalıdır. KDP’nin yürüttüğü siyaset karşısında radikal bir siyaset izlemeliler.”
‘MESUT BARZANİ ROLÜNÜ OYNAMALI’
“Sayın Mesut Barzani Saddam’ın zulmünü gördü. İran’ın Kürtlere ihanetini gördü” diyen Türk, şöyle devam etti: “Sayın Barzani iyi biliyor ki; Kürtlerin dostu olan devlet yok. Türkiye devletinin Kürtlerin dostu olmadığını iyi biliyor. Bugün KDP’nin yürüttüğü siyasete gerçekten Sayın Mesut Barzani sessiz kalıyor. Aslında Mesut Barzani rolünü oynamalı. Bu anlamda bir şey yapmalı. Halkın halen Mesut Barzani’den Neçirvan ve Mesrur Barzani’nin yürüttüğü siyasete karşı umudu var. Bu siyasete karşı sesini çıkarması gerekiyor. En azından o tecrübeli bu siyasette. Her şeyi gözleri ile görüyor. Kürtlerin bu siyasetten rahatsız olduklarını görmeli. Bugün Kürtler Mele Mustafa Barzani’nin torunlarının yaptıklarından rahatsız. Bütün devletlerin Kürtlere yaptıkları ihaneti gözlerinin önüne getirip, öyle bir siyaset yürütmelerini bekliyoruz.
‘ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLSEYDİ…’
Devletin Kürtlere dönük her planını hayata geçirmeden önce PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde tecrit uygulamaya başladığını belirten Türk, “Bugün Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılsaydı, inanıyorum ki barış için Kürt Sorununun çözümü için siyaseten bir çözüm olması için yüksek bir sesle taleplerini dile getirecekti. Bugün AKP-MHP Kürt halkını sessiz kılmak için yıllardır karar alıyor. Bugünkü AKP-MHP ittifakının amacı Kürt halkını sessiz kılmak için. Kürt halkı üzerinde kirli bir siyaset yürütmek için bu ittifak kuruldu. Bunun için de öncelikle Sayın Öcalan üzerinde tecrit uygulamaya başladılar. Her insanın üzerinde tecrit uyguluyorlar” dedi. Yürütülen siyasetin Kürt halkının yok edilmesine dönük olduğunu dile getiren Türk, “Bu karar verildiğinde Kürtlerin siyasetçilerini sessiz kılmaya başladılar” dedi.
6’LI MUHALEFETE: BU ŞEKİLDE ÇÖZÜM OLAMAZLAR
6 muhalefet partisinin bir araya gelmesine dair de değerlendirmeler yapan Türk, muhalefetin bir araya gelmesinin hangi esaslar üzerinde olduğunu sorarak, “Yarın iktidara geldiklerinde ne yapacaklar? Kürt Sorununun çözümü için ne yapacaklar. Ekonomik krizi çözmek için nasıl bir reçeteleri var. Adaletsiz ve hukuksuz bir şekilde zindanlarda tutulan siyasetçiler ve yurttaşlar için ne düşünüyorlar. Ne dile getirecekler” diye sordu.
6 muhalefet partisinin “parlamenter sisteme dönüş” yönündeki söylemlerine dikkat çeken Türk, “Parlamenter sistemi zaten daha önce de gördük. Siyaset sistemi değiştirmedikten sonra 6 siyasi partinin bir araya gelmesiyle hem Türk halkının hem de Kürt halkının taleplerini yerine getiremezler. Şeffaf bir siyaset yürütülmesi gerekiyor. Esaslar üzerinde kaideler üzerinde bir muhalefet oluşturulması gerekiyor. Ama görüyoruz ki; Kürt sorunu ile ilgili bakıyoruz bir Kürt siyasetçi bir şey söyleyecek, muhalefetin içinden karşı çıkan daha yüksek bir ses çıkıyor. Kürt Sorunu ve Kürtlere dönük bugün yürütülen saldırılarda sessiz kalıyorlar. Samimi bir şekilde bir şeyi kabul etmedikleri sürece hiçbir şeye çözüm olamazlar” ifadelerini kullandı.
Türk, muhalefetin partilerinin tutumuyla ilgili “Bir taraftan Kürtlerden oy bekliyorlar bir taraftan AKP’nin politikalarını destekleyerek, operasyonlar nedeniyle tebrik ediyorlar. Bu şekilde yürütülen bir siyasete halkın inancı olmaz” dedi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***