Yağmur Kaya
+GERÇEK- İstanbul Tabip Odası (İTO), COVİD-19 nedeniyle hayatını kaybeden Sağlık Çalışanlarını Anma Günü dolasıyla İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi önünde anma düzenledi.
Anmada, yaşamını yitiren hekimlerin fotoğrafının bulunduğu “COVİD-19 nedeniyle kaybettiğimiz hekim ve sağlık çalışanlarını saygı, sevgi ve minnetle” yazılı pankart ve dövizler taşıyan hekim ve sağlık çalışanları yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulundu.
Anmada, hekim ve sağlık çalışanlarının talepleri sıralandı ve COVİD-19’un meslek hastalığı sayılması çağrısı yinelendi.
İTO Başkanı Prof. Pınar Saip, İTO Yönetim Kurulu üyesi Güray Kılıç, Dr. Erdinç Köksal Açıklama öncesi +Gerçek’e konuştu.
SAİP: İKTİDAR SALGINI YÖNETEMEDİ
Prof. Pınar Saip, en az 100 bine yakın yurttaşın, 500’ün üzerinde sağlık çalışanının ve 200’ün üzerinde hekimin pandemi nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi. Gerekli tedbirler alınmadığı için bu ölümlerin meydana geldiğini ifade eden Saip, “Hepimiz maalesef bir yakınını kaybetmek zorunda kaldı” dedi. Saip, pandeminin özellikle ilk günlerinde hekim ve sağlık çalışanlarının büyük bir zorluk yaşadığını ve herkesin eve kapandığı bir dönemde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Saip, “İzinler, istifalar kaldırıldı. Pandeminin doğru düzgün yönetilememiş olması, bizim hastanelerde canhıraş uğraştığımız hastaların hastalanmaması ve hızlıca aşılanarak kurtarılaması mümkünken pandemiyle mücadele edilmemiş olması iktidarın büyük bir açmazı. Gerçekten bu salgını yönetemeliler” diye konuştu.
KILIÇ: SORUMLULUKLARINDAN KAÇTILAR
Resmi olarak COVİD-19 nedeniyle hayatını kaybeden ilk ismin Prof. Cemil Taşçıoğlu olduğunu söyleyen İTO Yönetim Kurulu üyesi Güray Kılıç, “Maalesef sözü böyle kullanmak zorunda kalıyorum çünkü resm-î tarih bu ülkenin bir gerçeği. Resm-î olmayan bir gerçekte var. Covid-19 konusunda en temel sorunlardan biri bu oldu maalesef. Birincisi Sağlık Bakanlığı’nın bizim sadece duymanızı istediği bilgiler var, bir de gerçekler var. Dolayısıyla Cemil Hoca kaybettiğimiz ilk sağlık çalışanı. Sağlık çalışanlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi. Pandemi döneminde samimiyet ve gerçekliğin olmadığını vurgulayan Kılıç, “Yönetenlerin kendisinden de kaynaklanmayan bir tür doğal afet tanımlanabilecek tablonun sorumlusu gibi kendilerini görüyor sanıyorum iktidarlar. Bu tablonun etkilerini sanki en aza indirmişiz gibi bir hava yaratmak açısından bilgileri gizliyorlar. Oysa kamu adına sorumluluklarınızı yerinize getirmeniz gerekiyor. Tablonun kendisi ortaya çıkınca yapmanız gerekenler ortaya çıkıyor. Maalesef hükümet bir iyimserlik havası yaratmak istedi. Ama asıl olarakta sorumluluklarından kaçtı” dedi.
KÖKSAL: COVİD-19 KARŞI SAVAŞI HANGİ HASTANEYE GİDERSİNİZ GÖRECEKSİNİZ
64 yıllık hekim Erdinç Köksal ise şunları söyledi:
“COVİD-19 nedeniyle vefat eden arkadaşlarımızı anmak için İstanbul Tabip Odası’nın yaptığı bir tören. Bu törende ben de bulunmak istedim. Şunun için bulunmak istedim: Covid-19 büyük bir düşman. Nasıl ki Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda düşmana karşı savaş verdiysek hekimler de Covid-19’a karşı savaş verdiler. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda savaşanları şehit olarak anıyoruz ama Covid-19 nedeniyle kaybettiğimiz meslektaşlarımız değil şehit iş kazası, meslek hastalığı bile sayılmıyor. Bu nasıl bir adaletsizlik! Geride bıraktıkları eşleri,. çocukları sosyal güvencesiz kaldılar. 35-40 yaşlarında ölen meslektaşlarımız var. Covid-19’dan dolayı niçin şehit sayılmıyor? Buda bir savaş. Ve hekimlerin şehitlik mertebesine eriştiklerine inanıyorum. Bundan sonraki mücadelede de hangi hastanenin polikliniğine giderseniz gidin o savaşı göreceksiniz.”
EKER: BUGÜN ANMA VE AYNI ZAMANDA HATIRLATMA GÜNÜDÜR
Basın metnini İTO Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu okudu.
Ömeroğlu anmada şu açıklamalarda bulundu: “Meslek hayatları boyunca gösterdikleri özverinin daha da fazlasını pandemi döneminde gösteren, pandemiyle mücadele eden tüm hekim ve sağlık çalışanları için bir simge haline gelen, Covid-19 salgınında aktif hekimlik yaparken hastalığa yakalanan ve yaşamını yitiren değerli hocamız Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nu kaybettiğimiz 1 Nisan günü TTB 72’inci Kongresi’nde alınan karar ile ‘Covid-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü’ olarak belirlenmiştir. Bu gün aynı zamanda, bütün salgınlarda olduğu gibi COVID-19 pandemisinde de ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel bütün tedbirlerin bilimin ve aklın ışığında alınması, kuralların büyük bir ciddiyetle ve tavizsiz biçimde uygulanması gerektiğini hatırlatma günüdür.
Ülkemizde COVID-19 nedeniyle ölen ilk sağlık çalışanı eczacı İhsan Giray’ın ölüm tarihi 17 Mart 2020’den bu zamana kadar 550’nin üzerinde sağlık çalışanı, 200’ün üzerinde hekim hayatını kaybetmiştir. Ne yazık ki yöneticiler pandemi bitmiş gibi davranmasına rağmen halen hekimler, sağlık emekçileri, yurttaşlar yaşamını yitirmektedir. Tüm bilimsel gerekliliklere rağmen koruyucu sağlığın öncelendiği birinci basamak yerine ikinci ve üçüncü basamaklarda salgını karşılamanın bunda etkisi çok büyüktür.
HEKİMLERİ KORUYAMAYAN TOPLUMU KORUYAMAZ
Sağlık çalışanlarını, hekimleri koruyamayan bir ‘salgınla mücadele politikası’ toplumu da koruyamaz, nitekim koruyamamıştır. Gerçek verilerden çok uzak olduğunu belirttiğimiz resmî rakamlarla dahi Türkiye’de bu güne dek hastalanan yurttaşlarımızın sayısı 15 milyona, kaybettiğimiz yurttaşlarımız ise 100 bine yaklaşmıştır.
‘MESLEK HASTALIĞI VE YIPRANMA PAYI İSTİYORUZ’
Kaybettiklerimiz ve hastalanan sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmaksızın ‘COVID-19’un meslek hastalığı sayılması’ nı ve pandemi sürecinde emek veren sağlık çalışanları için ‘120 gün yıpranma payı’ istiyoruz. Şiddete uğramadığımız, hastalanmadığımız ‘güvenli çalışma koşulları’ istiyoruz. Kaybettiklerimizin haklarını sormak; emek verenlerimizin haklarını korumak, topluma karşı sorumluluğumuz için buradayız, gitmiyoruz. Yaşadığımız kayıplara, yüreklerimizi dağlayan acıya rağmen her durumda görevimizin başındayız.
‘SÖZ VERİYORUZ’
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında yitirdiğimiz meslektaşlarımızı ve sağlık çalışanlarını anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Biz onların anılarını yaşatmaya, bu salgınla doğru temelde mücadele etmeye devam edeceğiz, buna söz veriyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***